10.Bölüm: Barış-Aşk Konuşmaları-Kahramanım

1.3K 106 24
                                    

Önceki Bölümde:

Ali: Hadi Nazlı hazır mısın?

Nazlı: Hazırım hadi çıkalım.
Ali: Hadi...

Deyip hastaneye yol alırlar

Şimdi:

Ali ile Nazlı hastaneye varırlar üstlerini değiştirip asistan odasına giderler. Ali ile Nazlı yan yana oturup sohbet ederler, ekip de kendi aralarında sohbet ederken Ali ile Nazlı'nın da hal ve hareketlerini incelerler. Derken Doruk lafa atlar:

Doruk: Ee cefam ceza da bitti hayat sana güzel.

Ali: 1 gün de kötü bir söz söylemesen olmaz mı illa aramız kötü mü olacak?
Doruk: Bu sana bağlı.
Ali: Nasıl yani?
Doruk: Bana boyun eğeceksin, söylediklerimi dinleyeceksin, bana laf yetiştirmeyeceksin bunları yaparsan aramız iyi olur.
Ali: Peki birşey soracağım size, Doruk sizinle arkadaşlık yaparken size böyle şartlar sundu mu?
Ekip: Hayır.
Ali: Senin konun başka o zaman Doruk sen kendini buranın en büyüğü sanıyorsun ama değilsin olmayacaksın da. Böyle kibirli kibirli konuşarak ancak kendini küçük düşürürsün... sen ben sırf otizmliyim diye beni sizin deyiminizle " zayıf halka" olarak gördün belli ki ama ben kendimi kimseye ezdirmeyeceğime karşı söz verdim kendime. O yüzden istediğini yap ben zaten seninle konuşmam bana karşı söylediğin her sözde de karşılığını veririm.
Doruk: Peki Ali Vefa kolla kendini.
Ali: İstediğini yap ben kendi bildiğim yoldan gideceğim.

(Bu konuşmalar sırasında Nazlı da Ali'nin cesaretinden etkilenmiştir)

Ekip: Yalnız Ali, Nazlı bizim sizinle bir sorunumuz yok yani isterseniz arkadaş olabiliriz.

Doruk şok bir şekilde ekibe bakakalır

Doruk: Ne bu şimdi beni tek mi bıraktınız bunlara karşı?
Ekip: Senin Ali'lere bir nefretin var ama bizim yok biz niye aramızı kötü tutalım zaten kavgada da haksızdık... Ali, Nazlı sizden de özür dileriz ettiğimiz kavgadan dolayı.

Ali ile Nazlı birbirlerine bakarlar ve

"Hatanızı anlayıp özür dilemişsiniz eğer biz affetmezsek bu sefer de biz yanlış yapmış oluruz o yüzden affettik ayrıca arkadaşlık teklifinizi de kabul ediyoruz. "

Doruk morarıp kalmıştır. Artık tek başına kalmış gibi hissediyordur hal böyle olunca da Ali'ye daha da bilenir.

(Nazlı'ya kadın diye birşey demiyordur)

Ferman asistan odasına girer vakaları dağıtır.

"Ali, Nazlı siz kalp krizi vakasına benimle, Doruk Demir siz de Tanju hocanız ile Miyokardiyel Enfaktüs vakasına bakacaksınız Açelya, sen Ali ile Nazlı'yla Güneş sen de Tanju hocanızlasınız dağılın." Der ve odadan çıkar.
Ekip: Tamam hocam

Ekipler vakalarını incelemek için hastaların odalarına girip, muayenelerini bitirince çıkarlar. Ali Nazlı'ya Adil hocanın yanına gideceğini söyleyerek yanından ayrılır. Nazlı da Tanju'nun yanına gider.

Ali-Adil hoca

Ali Adil hocanın bu sefer kapısını çalar. İçeriden "Gel" sesini duyunca içeri girer Adil Ali'nin kapıyı çaldığını görünce,
Adil: Çocuk sen kapıyı mı çaldın?
Ali: Evet Adil hocam.
Adil: Kapıyı çalıp geldiğine göre konu önemli söyle bakalım neyin var?
Ali: Haklıymışsınız.
Adil: Hangi konuda?
Ali: (Kısık sesle) Nazlı...
Adil (gülerek) Ben sana dedim di mi ?
Ali: Evet de ben ne yapacağım nasıl davranacağım? Aynı evin içindeyiz.
Adil: Sen hiç telaş etme. Sadece sen Nazlı'ya onu sevdiğini söyle gerisi gelir. O da seni seviyordur diye kendini rahatlat senin ona olan hislerinden onda da vardır.
Ali: Peki biz sevgili olduk diyelim birbirimize nasıl davranacağız?
Adil: Bunu zaman gösterecek. Siz birbirinizi severek tek tek engellerinizi aşacaksınız. "Gerçek Sevgi Herşeyi Aşar" bunu sakın unutma tamam mı?
Ali: (gülerek) Teşekkürler Adil hocam ayrıca tamam unutmam zaten istesem de unutmam "Gerçek Sevgi Herşeyi Aşar"...

Otizmlilerin Aşkı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin