Önceki Bölümde:
Ali: Neyse Nazlı hadi gidelim mi?
Nazlı: Gidelim Ali...
Ali: İyi akşamlar arkadaşlar biz eve gidiyoruz.
Ekip: İyi akşamlar Ali.
Nazlı: İyi akşamlar arkadaşlar.
Ekip: Sana da iyi akşamlar Nazlı.Ali ile Nazlı evlerine giderler yemeklerini yiyip günün yorgunluğu ve yeni duyguların karmaşıklıiı içinde hemen yatarlar.
Şimdi:
Sabah olur ikisi de aynı anda kalkarlar odalarında tüm hazırlıklarını yapıp çıkarlar. Çıktıkları gibi de birbirleriyle karşılatılar
Ali: Günaydın Nazlı'm
(Hala uyku sersemliği de var tabi)
Nazlı Ali'den duyduğu sözle kısa süre bir dalışa geçip geri çıkar.
Tabi Ali de ne dediğini sonradan anlar o telaşla
Ali: Şey yani "günaydın Nazlı" diyecektim. Dilim sürçtü.
Nazlı: Önemli değil Ali sana da günaydın.
Ali: Sağol hadi kahvaltımızı yapalım da işe gidelim.
Nazlı: tamam hadi o zaman...Kahvaltılarını yapıp yola çıkarlar.
Nazlı: Ali?
Ali: Efendim Nazlı?
Nazlı: Şey, Doruk konusu ne olacak?
Ali: Bir şey olacağı yok yaptığı tüm kötülükleri, hakaretleri, sana dokunuşu... yani kısacası herşeyi anlayacak ama işte, zaman lazım ona göreceğiz ileride her şeyi. Eğer sana bir şey derse ya da zarar vermeye çalışırsa bana söyle tamam mı?
Nazlı: Tamam tamam sen merak etme...Hastaneye varırlar soyunma odalarında üstlerini değiştirirler.
o sırada ekip:
Açi: Dün neler oldu öyle ya?
Güneş: Cidden ya neye şaşıracağımı şaşırdım o derece yani...
Demir: Hakikaten abi Ali'nin Doruk'u öldüresiye dövmesine mi şaşırsak yoksa birbirlerine sarılmalarına mı?
Gülin: Yalnız o değil de bunlar kesin birbirlerinden hoşlanıyorlar...
Açi: O belli değil mi ya zaten? Kimseye dokunamayan insanlar birbirlerine sarılıyorlar.
Demir: Aynen öyle kimseye dokunmayan Ali, Doruk'u öldüresiye dövdü ya kim yapabilir bunu?Derken asistan odasına Ali ile Nazlı girer.
(Bu arada Doruk izinli o kadar dayağa yani...)
Ali ile Nazlı: Günaydın arkadaşlar.
Ekip: Günaydın.
Demir: Abi dünden sonra iyi misiniz birşeyiniz yok değil mi?
Ali: Yok yok gayet iyiyiz Demir.
Açi: Ya ben dayanamayacağım size birşey soracağım!
Nazlı: Sor.
Açi: Ya siz birbirinize nasıl sarılabiliyorusunuz, kimseye dokunamazken sadece birbirinize dokunabiliyorsunuz...
Ali: Ben de bilmiyorum ama bir tahminim var.
Gülin: Neymiş o?
Ali: E ikimiz de Otizmliyiz yani birbirimizi anlayabiliyoruz, birbirimize ne olduğunu, nasıl davranmanız gerektiğini... o sayede birbirimize zamanla güvenip sarılabiliyoruz. (Gülümseyerek)
Nazlı: Ben de böyle olduğunu düşünüyorum.
Güneş: Gayet mantıklı.Diğerleri de bu fikre "Evet bizce de öyle" diyerek katılırlar.
Ali: Bir de garip bir şekilde Nazlı'ya sarıldığımda içim bi huzur doluyor, hiç korkmuyorum bunu da anlayamıyorum.
Nazlı: Ben de öyleyim ya ben de sebebini bir türlü anlayamadım...Ekip kendi arasında "Biz anladık da artık gerisi size kalmış..." diyerek söylenirler.
Ali: Hı birşey mi dediniz?
Ekip: yoo.
Ali: peki.O sırada Ferman gelir,
Ferman: Günaydın arkadaşlar.
Ekip: Günaydın hocam.
Ferman: Bugün Doruk yok, izinli.
Demir: Biliyoruz hocam, sebebini de biliyoruz.
Ferman: Neymiş sebebi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Otizmlilerin Aşkı
FanfictionHala yazıyorum. Aklımdakiler bitene kadar Yazmaya devam edeceğim.