18.Bölüm: Bisiklet

1K 106 49
                                    

Önceki Bölümde;

Ali: Bu neydi şimdi?
Nazlı: İyi geceler öpücüğü
Ali: Söyleseydin ya direk niye kulağına birşey söyleyeceğim diyorsun
Nazlı: Ne var ya eğlenmek istedim?
Ali: İyi tamam ben öpeyim bari
Nazlı: Olur
Der Ali ve Nazlı'nın yanağından öper
Ali: İyi geceler
Nazlı: İyi geceler

Şimdi;

Sabah olur güneş kendini belli eden o ışıltısıyla Ali ve Nazlı'nın odasına vurur. İkisi de bu ışıktan yüzünden huzursuzca kıpırdanmıştır. Alarmlarının çalmasına 5 dakika kala Ali gözlerini açar yavaş yavaş. Göğsünde bir baskı hisseder ve aniden burnuna o mükemmel, o eşsiz, o harika, o ciğerleri bayram ettirecek, o huzur gelir ve o koku başının dönmesine, aklının başından anlık da olsa gitmesine, karnının karıncalanmasına, yüzüne tebessüm kondurmasına engel olamaz ve ciğerlerini en derinine kadar çeker o kokuyu birkaç defa... Nazlı da başını koyduğu yerin sürekli inip kalkmasından nefes alma seslerinden uyanmaya başlar ve sonunda o da uyanır... Ali Nazlı'nın uyandığını anlar ancak paniklemesini istemediğinden sesini çıkarmaz. Nazlı da ne olduğuna anlam veremeyip aniden kalkar Ali'nin göğsünden ve başını Ali'ye çevirir sonra anlar neler olduğuna gece uyumadan önce başını Ali'nin göğsüne koymuş ve koyduğu gibi de uykuya dalmıştı. Ali de Nazlı'nın kendine geldiğini anlar.

Ali: Günaydın Nazlı'm, günaydın hayat sebebim, günaydın en sevdiğim koku ve yine günaydın benim dünyamın güneşi...
Nazlı: Sana da Günaydın Canım... bakıyorum yine romantiksin...
Ali: Ne yapayım sabaha mükemmel bir kokuyla uyandım meğer o koku senin kokunmuş sanırım aşk sarhoşu oldum nasıl olduğunu anlamadan...
Nazlı: Dur bir de ben uyanayım
Diyip Ali'nin boynuna girer ve uzuunca içine çeker o kokuyu birkaç defa...
Nazlı: Haklıymışsın sevgilim gerçekten de insanın içi bir hoş oluyormuş
Ali: Eee senin karşında koskoca aşkından dibi tutmuş Samsun'lu Ali Vefa duruyor bilirim böyle şeyleri...
Nazlı birden kahkaha atmaya başlar Ali Nazlı'nın neden kahkaha attığını anlamaz
Ali: Ne oldu niye gülüyorsun sen bakayım
Nazlı: Koskoca Samsunlu Ali Vefa hı... peki o zaman koskoca Samsunlu Al Vefa hadi kalkalım da kahvaltımızı yapıp işe gidelim
Ali: Evet gayet de koskoca Nazlı Hanım... (Nazlı gülmeye başlar) peki o zaman hadi kalkalım
Tam kalkacaklarken
Ali: Ha unutmadan
Diyip Nazlı'nın yanağına öpücük kondurur
Günaydın prensesim
Nazlı'nın hoşuna gitmiştir ali nin kendisine prenses demesi... o da Ali'nin yanağına buse kondurur.
Nazlı: Sana da günaydın prensim...

Kalkarlar ve hazırlanıp kahvaltılarını yapmaya başlarlar. Yaparken de
Ali: Nazlı akşama Sana birşey soracağım tamam mı?
Nazlı: Şimdi sorsan ben bütün gün merak ederim lütfeen
En şirin haliyle konuşmuştur ve ali zorlamaya başlar
Ali: Prenses olmaz böyle şey ama kabul etmiyorum çok şirin duruyorsun ama yemem
Nazlı: Peki o zaman
Diyip Ali'nin dudağına küçük tatlı bir o kadar da anlamlı bir buse kondurur.
Nazlı: Şimdi
Ali: I ııı ııı ama bu hile ııı hayır kabul etmiyorum zayıf yerimden vurdun
Nazlı: Hadi amaa söyle şunu
Ali: Peki peki çok kötü yaptın beni söyleyeyim bari
Nazlı: Hıh söyle
Ali: Sana bir teklifim var
Teklif diyince Nazlı'nın içi kıpır kıpır olmuştu sanki falı gerçek olacak diye düşünüyordu
Nazlı: Evet dinliyorum
Ali: Nazlı biz spora mı başlasak?
(Direkten döndü shsjsjsjs)
Nazlı belli etmese de biraz üzülmüş gibiydi çok yükselmişti
Nazlı: Neden ne yapıcaz ki?
Ali: Kendimizi savunuruz bize zarar vermeye çalışanlara karşı bizi küçük görenler bizi ezemezler de
Nazlı: İyi de Ali biz normal bireyler değiliz ki otizmliyiz nasıl yapıcaz bunu biz birbirimize bile zor dokunuyoruz
Ali: İşte birlikte yapıcaz antrenmanlarımızı kimseye kendimizi dokundurtmayacağız.
Nazlı: O da halloldu diyelim peki bir de Ali biz doktoruz bizim zamanımız yok ki eve geldiğimiz gibi kafamızı yastığa koyduğumuz gibi uyuyoruz bazen nöbete kalıyoruz onu nasıl halledeceğiz
Ali: Kendimize zaman kazandıracağız nöbetimizin olmadığı günlere ayarlayıp gideriz
Nazlı: Bilemedim
Ali: Bak şimdi bir de şöyle düşün ben erkeğim sen kadın... bu dünya o kadar da temiz bir dünya değil ülkemizde neler olduğu ortada her gün neredeyse kadınlar ya döverek öldürülüyor ya da tecavüz ediliyor bunu en iyi sen biliyorsun sen hem rehin alındın hem de saldırıya uğrayacaktın az daha eğer ben o zamanlar yanında olmasaydım seni kurtaramasaydım ya da ben seni kurtardığım zamanlarda ben ben olsaydım ne sen böyle rahat olurdun ne de ben... anlıyorsun değil mi beni... ben her ne kadar doruk tan ya da diğerlerinden seni kurtarsam da benim gücüm belli bir gün seni koruyamayabilirim ve seni kurtaramamak demek kendimi de kurtaramamak demek çünkü ben kendimi sende buldum ve seni kaybedersem ben de kaybederim...

Otizmlilerin Aşkı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin