*Bol bol yorum yapmanızı rica ediyorum*
Bay Kim'in evinden çıkıp kendi evinin olduğu sokağa gireli neredeyse yirmi dakika olmuştu.
Taksiye gereken ücreti ödeyip arabadan indiğinde, esen soğuk rüzgar bir anlık ürpermesine ve adımlarını daha hızlı atmasına sebep olmuştu. Demir bahçe kapısını ittirip tekrardan kapatmış, bir zamanlar oldukça canlıyken sonbaharın etkisiyle solmuş bahçesine bakınmıştı. Aslında şu anda da fena sayılmazdı.
Eğer her yer kurumuş ağaç yaprağı yığınıyla dolu olmasaydı tabii.
Taşlı yoldan yürüyüp sonunda evin kapısına geldiğinde, eli ceketinin cebine gitmiş ve anahtarı çıkartmıştı. Deliğe sokup çevirdiğinde, hiçbir kilidi açmasına gerek kalmadan açılmıştı kapı. Bunun iki sebebi olabilirdi: Ya evine hırsız girmişti ya da Jungkook buradaydı.
Çok beklemeden içeriye girdiğinde ve mutfaktan gelen o muazzam yemek kokuları burnuna ulaştığında ilk seçenek hemen elenmişti. Ceketini sol tarafta bulunan askılığa asmış, ayakkabılarını çıkartmış ve istikametini mutfak olarak belirlemişti.
Birkaç adım sonra görüş alanına girmişti Jungkook. Uzamış siyah saçları güzelce alnına dökülüyordu. Giymiş olduğu gri tişörtün kollarını sıvamıştı ve mutfak önlüğü giyiyordu. Ayrıca yemekleri pişirirken oldukça da ciddi bir yüz ifadesine sahipti. Sanki yemekler ona ihanet edip her an kaçabilecekmiş gibi..
"Jungkook," demişti sonunda Jimin, kendisinin geldiğini fark etmesi için.
Sesini duyar duymaz kocaman gülümsemiş ve yemeklerle olan bakışmasına bir son verip o kahverengi kocaman gözlerini yanında duran minik bedene çevirmişti.
"Hoş geldin,"
Jimin'in bakışları yemeklerle donatılmış masanın üstündeydi şimdi. Jungkook.. gerçekten harikalar yaratmıştı.
"Sen harika bir insansın," demişti. "Gerçekten."
"Bana bilmediğim bir şey söyle?"Jungkook mütevazı bir tavır ile saçlarını geriye doğru savururken, her ikisininde gülmesine sebep olmuştu.
"İlk iş günün olduğunu biliyordum ve aynı zamanda da yorgun geleceğini de. Senin için bir şeyleri kolaylaştırmak istedim zaten yapacak pek bir şeyim de yoktu, tüm gün boştum."
Jimin beyaz gömleğinin düğmelerini üstten açarken kaşlarını çattı hafif. "Neden, dersin yok muydu? Kütüphanede olacağını sanıyordum üstelik."
"Yugyeom ekti beni, ben de tek başıma gitmek istemedim. Neden bilmiyorum ama sessiz ortamlar feci geriyor beni. Ayrıca orada da çok garip tipler var, en ufak ses yapsam üstüme atlayacaklarmış gibi hissediyordum."
"Yakışıklı olduğun için insanların senin üstüne atlamasına alışkın olduğunu düşünüyordum?"Jimin gülerek söylediği bu cümlenin ardından gömleğinin tüm düğmelerini açmıştı.
"Orası öyle tabii de.. bunların niyetinin o yönde olduğunu zannetmiyorum."
"Çok fenasın."
"Bu da beni harika kılan bir başka özelliğim bence?"
"Jungkook.."
"Yalan mı?"
Başını salladı sadece, "Ben üstümü değiştirip geleceğim."
"Tamamdır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my little bodyguard ༄ vmin
FanfictionÜnlü aktör Kim Taehyung ve onun minik koruması Park Jimin.