» prince on white horse

3K 243 412
                                    

*Eğlence kısmını bu şarkı ile okursanız daha güzel olur. İyi okumalar dilerim*

Ayaklarını zihninde çalan ve dudaklarıyla mırıldandığı şarkının ritmine göre yere vuruyor ve başını sallıyordu. Jimin'in saçları kadar uzun olmasa da önden birkaç tutamı bırakarak saçlarını yukarıdan toplamıştı Taehyung. Sabah içinde dolup taşan neşeyle uyanmıştı. Üstelik bu sefer odasının perdelerini Chae Ji değil, bizzat kendisi açmıştı.

Yatağının yanı boştu ama biliyordu ki Jimin bir şeyleri riske atmak istemediği için kendi odasına geçmiş ve sabaha karşı orada uyumuştu. Yatağında doğrulduktan sonra terliklerini ayağına geçirmiş, koltuğun kolunda duran robdöşambr'ı üstüne giymiş ve belindeki ipini iyice sıkarak bağlamıştı. Bu sabah güne güzel bir başlangıç yapmıştı.

Bugünle ilgili güzel planları vardı. Tüm gününü Jimin'e ayırmak istiyordu. Belki birlikte film izlemeleri için koca bir sinema salonunu kapattırırdı. Oradan şık bir restorana geçip güzel bir yemek yerlerdi. Etrafta biraz dolandıktan sonra ise akşama doğru tekne turu yaparlar ve temiz havanın tadını çıkartırlardı. Aklında sadece o ve onunla ilgili şeyler vardı.

Şimdi ise Chae Ji'nin hazırlamış olduğu masaya bakıyor ve gülümsüyordu. "Hiçbir şey eksik değil, değil mi?"

Başını iki yana salladı Chae Ji gülümseyerek. "Her şey istediğiniz gibi efendim."

Parmaklarını şıklattı Taehyung, "Güzel.." diye mırıldandı. Sonra bakışlarını ona çevirdi. "Peki Jimin nerede? Uyandı mı? Sence onu uyandırmalı mıyım? Ya da dur, aslında kahvaltıyı tepsiye koyup onun yanına mı götürmeliydim? Dizilerde böyle olmaz mı hep? Chae Ji," demişti birden panikle. "Yoksa batırdım mı her şeyi?"

Hiçbir şeyden haberi olmayan zavallı kadın.. Bay Kim'in tepkileri o kadar kafasını karıştırmıştı ki, neden patronun korumasının odasına kahvaltı tepsisi götürmek istediğini bile sorgulayamamıştı o an. "Neden batırasınız efendim?" diyebilmişti. "Ve korumanız uyanık. Kendisi dışarıda Bay Dae'ye yardım ediyor."

"Bay Dae'ye yardım mı ediyor?"

Chae Ji pencereden dışarıya bakmış ve, "Evet." demişti. Böylelikle Bay Kim'in adımları da bakışları da pencereyi bulmuştu. Dediği gibiydi. Jimin sabah erken bir saatte kalkmış ve geri uyuyamayınca da bahçeye inmeye karar vermişti. O sırada çiçeklerle uğraşmakta olan yaşlı beyefendiyi görünce kendisini tutamamış ve yardım etme konusunda fazla ısrarcı olmuştu.

Dae Ho'nun yanına çökmüş, toprakta çiçeğin köklerinin girebileceği kadar bir çukur açmıştı.

"Aslında bunu kürekle yapman gerekiyor ama insan eli toprağa değince stresi azalıyor, iyi geliyor." demişti. "Üstünün leke olması senin için sorun olmaz mı?"

Jimin gömleğinin kollarını sıvamıştı dirseklerine kadar.

"Sorun değil."

Onun kendisine uzatmış olduğu çiçeği dikkatli bir şekilde almıştı elinden ve yavaşça toprağa koymuştu. "Bu şekilde güzel ve sağlıklı bir şekilde büyür mü?"

Dae Ho bakışlarını delikanlıdan çekmiş ve çiçeğe yönlendirerek hafif gülümsemişti. "Bu sana bağlı. Eğer ona gereğinden fazla su verirsen, öldürürsün. Ona hiç su vermezsen yine öldürürsün. Fakat olması gerektiği kadar sular ve ilgilenirsen seninle birlikte güzel ve sağlıklı bir şekilde büyür."

my little bodyguard  ༄ vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin