my little bodyguard ༄ vmin

» i don't like coffee

Oturmuş olduğu kahverengi deri koltukta, kendisini oldukça geriye yaslarken aynı zamanda da oturmasını söylediği bu genç adamın yüzünü inceliyordu.

Siyah saçları yanaklarına doğru güzelce düşüyor, yüzünün bir kısmını kapatıyordu. Daha önce bu kadar genç bir çalışanı olmamıştı, daha doğrusu henüz kaç yaşında bile olduğunu bilmiyordu ama genç görünüyordu işte.

"Demek bundan sonra benim yeni korumam sensin.."

İşaret parmağını dudağına götürüp düşünür bir ifade takınmıştı Taehyung. Cevap olarak başını sallamıştı karşısındaki genç adam.

"Öyleyse sana birkaç soru soracağım."

Jimin oturduğu yerde hafifçe dikeldiğinde, sözlerini dinlemeye başlamıştı.

"Kaç yaşındasın?"

Dolgun dudakları aralandı, "24."

Aynı yaşta olduklarına oldukça şaşırmıştı Taehyung, fakat bunu asla dile getirmeyecekti.

"Nerelisin?"

"Busan."

Dudaklarını birbirine bastırarak düşünüyormuş gibi ses çıkartmış, aynı zamanda da kahverengi saçlarını iki eliyle geriye taramıştı.

"Okuyor musun?"

Başını iki yana salladı.

"Sevgilin var mı?"

Az önceki ifadesiz yüzü yerine çatık kaşları oluşmaya başladığında, güldü Taehyung alayla.

"Eğer benim korumam olacaksan, bu sürekli birlikte vakit geçireceğiz anlamına gelir." dedi. "Üstelik aşk hayatıyla iş hayatını birbirine karıştıran çalışanlarımdan hiç hoşlanmam. Belirli kurallarım vardır ve bu kurallara uyman gerektiğini söylemeliyim."

"Dinliyorum, Bay Kim."

Uzun ince parmaklarını dizlerinin üstünde birleştirdiğinde, gözlerinin içine baktı. "Sabahları erken saatte burada olmalısın, geç kalınmasından hiç hoşlanmam. Dakikliğe önem veririm. Ayrıca bazı şeylerin planlı olmasından hoşlanırım, hiçbir şey eksik olmamalı. Provalarıma saatinde götürüp getirmelisin."

Anlamış şekilde başını salladığında yavaş yavaş, dudaklarında gülümseme belirmeye başladı Taehyung'un.

Bu genç adamın ona ne kadar süre dayanacağını bilmiyordu. Maksimum bir hafta diye düşünüyordu.

Maksimum, bir hafta.

"Bu arada," demişti aklına gelen son fikirle. "Bazı günler burada kalmanı isteyebilirim."

Tekrardan başını salladı.

"Şimdilik bu kadar. Yarın sabah saat 7'de, burada ol."

Oturduğu tekli deri koltuktan kalkan Jimin, gitmeden önce hafifçe eğilmiş, "İyi geceler, Bay Kim." demişti.

"İyi geceler, Jimin."

Genç adam salonu terk ederken, arkasından sırıtarak bakıyordu Taehyung.

Çünkü bugünden sonra, onu fazlasıyla eğlenceli günler bekliyordu.

-

Söylenildiği gibi tam saat 7'de evlerinin önünde olmuştu Jimin. Giymiş olduğu beyaz gömlek üst vücuduna güzelce oturmuş, siyah kumaş pantolonunun içine sokulmuştu. Evin çalışanlarından biri kapıyı açtığında, yavaşça içeriye geçmişti.