keyifli okumalar dilerriim, geçen seferki sınır geçilmediği için bu sefer +100 koyuyorum:( beni motive eden tek şey sizin yorumlarınız.
bu arada bölümde iki tatlış misafirim var, ceren ve kardelen'e çok çok sevgilerimle.
queen - another one bites the dust
•••
Ara bir koridor tıklım tıklımdı, kahkaha ve heyecan doluydu; Fred ve George şaka dükkânı mallarının en yenisini sunuyorlardı.
Bu kadar insan, Umbridge'in en bulamayacağı yere geçmişlerdi. Ben sadece ikizlere aşık olduğumdan onları her yerde takip etme ve koruma görevini üstlenmiştim.
"Başsız Şapkalar!" diye bağırdı George, Fred pofuduk bir pembe tüyle süslenmiş sivri tepeli bir şapkayı kendilerini izleyen öğrencilerin önünde sallarken.
"Tanesi iki Galleon, şimdi Fred'i izleyin, hadi!" Fred, ağzı kulaklarında, şapkayı başına taktı. Bir saniye öyle aptal gibi dikildi; sonra şapka ve baş yok oldu.
Birkaç kişi çığlık atacak gibi oldu, ama başka herkes katıla katıla gülüyordu.
"Ve yeniden çıkartıyoruz!" diye haykırdı George. Fred'in eli bir süre omzunun üstündeki havayı el yordamıyla kurcalar gibi oldu; sonra, pembe tüylü şapkayı çıkarınca, başı yeniden göründü.
Dikkati çelinen Hermione, elindeki kitabı bir yana bırakıp, Fred ile George'u izleyerek, "Bu şapkaların sırrı ne peki?" diye bana sordu.
Durdum. "Yani, bir tür Görünmezlik Büyüsü, ama görünmezlik alanını büyülenen nesnenin sınırları dışına taşımak hayli akıllıca... yine de sanırım ki büyünün ömrü pek uzun değildir." diye açıkladım.
Harry konuya hiçbir şekilde katılmadı, cevap vermedi, sanki hasta gibiydi.
Kalabalık aramıza girmişti. Onunla konuşabilmek için birkaç kişiyi itelemem gerektiğini görene kadar bunu farketmedim.
"Harry, iyi misin?" diye sordum yavaşça. "E-evet." dedi telaşla. "Sorun ne?" dedim bu sefer. Daha fazla direnmedi. "Snape'le olan dersten beri.. Direncim kırıldı sanki. Güçsüz hissediyordum." dedi.
Güven verici bir şekilde gülümsemeye çalıştım. "Ne kadar güçlü olduğundan kimin haberi yok ki? Herkes bazen böyle hissediyor, inan bana."
Yavaşça elimi göğüsüne koydum. "Sahip olduğunu güç burada. Korkmana gerek yok." dedim ortalıktaki kaosa aldırmadan sakin bir sesle. Gülümsedi ve bana sarıldı.
Boy uzatan bir büyü yok muydu? Tamam Draco ve Harry cidden uzundu, tamam babam da uzundu, tamam Remus gerçekten uzundu- Yani.. Belki de sadece ben kısaydım. Kabul ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PURUS ϟ
Fanfiction▶Harry Potter AU Hayran Kurgusu.◀ 『 Purus, Katie isminin anlamı olan Saf kelimesinin Latince'sidir.』 KDB, sizin bildiğiniz üzere Katie Diana Black, babasının gözlerine sahip bir kız çocuğuydu. Gözleri griydi. O buydu. Gri her şeyiydi. Ne beyaz olmay...