sanırım artık o kadar da iyi yazamıyorum ama sizi yarı yolda asla bırakmam, umarım beğenirsiniz. yorum bırakırsanız çok mutlu olurum^^bölüm sonunda sizin için bir sürpriz var!
ciara - paint it, black
(dinlerken aklıma direkt katie geldi, bir şans verin❤)
"Hayır, kesinlikle ve asla. Hayır, yoldaşlığa girmeyecek."dedi babam kısık ama kızgın sesiyle. "Ona ihtiyacımız var, Sirius."dedi ak sakallı büyücü yavaşça.
Babam, "Benim de kızıma ihtiyacım var. 15 yaşındaki bir Yoldaşlık üyesine değil!"diyerek itiraz etti. "Kendini çoğumuzdan iyi koruyabilir, biliyorsunuz."dedi Tonks tereddütle.
Odadaki herkes ona döndü ve Lily ona epey kızgın bir bakış attı.
"Hey!"dedim oturduğum yerde kıpranırken. "Burada bahsi geçen benim, ve kendi kararımı kendim verebilirim."dedim kelimelerimi özenle seçerek.
"Yoldaşlık üyesi falan olmayacağım, birine hizmet etmek tarzım değil."dedim alayla. Saçımı düzelttim ve sırıttım.
Sanırım onları bir ara kestirmeliydim. Zaten uzunlardı ve büyücülük dünyasına geldiğimden beri makas yüzü görmemişlerdi, belimi geçiyorlardı.
"Şimdi müsaadenizle şu evdeki en sevmediğim kişilerden biri olan Lydia'nın yanına gidiyorum!"dedim hala neşeli çıkan sesimle.
Kendimi bir an önce dizginlemeliydim, bir Hufflepuff'a dönmüştüm. Sevecen ve neşeli. Galiba insan mutlu olunca istemsizce sesi bu şekilde çıkıyordu.
İyi ki Hogwarts'da değildik. Tüm Slytherin karizmam zarar görürdü.
Boğazımı temizledim ve sinsi gülüşümü bozmadan babama göz kırptım. "Katie, hayır!"dedi babam gözleri kocaman olmuş bir şekilde.
"Katie, evet!"dedi Remus mutlu mutlu. Etrafındakiler ona baktığında utanmış gibi önüne döndü. Utanmadığını biliyordum.
Odadan çıkarken ne yapacağımı düşündüm. Onu tehdit edebilir ya da ikna edebilirdim. Slytherin tarafım tehtit etmekten yanaydı ama kalbim de düzgünce konuş işte diyordu.
O sırada salona girdim. Ron ve Harry koltukta oturuyordu, Cedric ve Hermione bir şey tartışıyor gibi ciddi bir ruh haline bürünmüştü, Lydia ile Fred ve George sohbet ediyordu.
"Lydia."dedim kapıya sakince yaslanıp kollarımı göğsümde bağlarken. "Bir gelir misin?"
Lydia bir an için etrafa ürkek bir bakış attı. Cedric mırıldandı, "Git haydi, seni yemez." Harry ekledi. "Ama Purus'a yedirebilir tabii." Salon gülüştüğünde Lydia bunun bir şaka olduğunu düşünüp ayaklandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PURUS ϟ
Fanfiction▶Harry Potter AU Hayran Kurgusu.◀ 『 Purus, Katie isminin anlamı olan Saf kelimesinin Latince'sidir.』 KDB, sizin bildiğiniz üzere Katie Diana Black, babasının gözlerine sahip bir kız çocuğuydu. Gözleri griydi. O buydu. Gri her şeyiydi. Ne beyaz olmay...