Türkiye'nin büyük uzay operasyonuna seçilen beş kişilik bir ekip, Ay'a çıkmak için hazırlanır. Fakat bu yolculuk pekte beklenildiği gibi ilerlememektedir. Uzay boşluğundan bilinmeyen bir gezegene çekilen Hayal ekibin başına gelmeyen trajikomik olayl...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bana bak robot indir o silahı sen daha Yıldız'ın gazabını görmedin!"
☣
Uzayda ölmekte güzeldi be! Ama daha çok gencim, Allah'ım şu kuluna bir şans daha versen? Daha yapılacak işlerim vardı benim. Ne bileyim, ne yapacaktım yahu ben? Çocuk istemiyorum. Aslında evlenmek istemiyorum. Evlenip ne yapacağım elin adamıyla 'Mıç, mıç!' Doğru ya kariyer yapacağım ben. En büyük hayalim Mars'a fasulye ekmek falan dermişim. Ne diyorum ben ya? Ölüyorum ulan ben!
"HAKKINIZI HELAL EDİN!" diye bağırmamla Çağlar'ı üzerimde buldum.
"Ne yapıyorsun lan?!" diye çemkirdim üzerimden iteklerken. Cevap dahi vermiyordu deli bozuk. Bedenini üzerime kalkan yapmıştı. Sanki taş duvar adam, düşünce amele sümüğü gibi ezilecek haberi yok.
"Help me, help me!" diye bağıran tabi ki Yeşim'den başkası değildi. Sanki yanımızdan vızır vızır uzay gemileri geçiyor, tövbe estağfurullah.
"Sen git Yeşim'e siper et kendini valla bak, ben zaten evlat olsam sevilmem!" dedim ölürken de laf sokmadan gitmeyelim.
"Saçma sapan konuşma!" dedi tepemde çakma Shrek.
Tam ağzımı açacaktım ki Şakir'in ağlama sesleri değdi kulaklarıma. Bakışlarımı ona çevirip, "Şakir!" diye bağırdım.
"Yıldız ben ölemem ki!" diye içli içli ağlıyordu ayıcığım.
"Şakir bez var mı bez? Herkese bez getirdin de kendini unutma!" dedim kahkahalarımın arasından. Ben kahkaha attıkça adam daha çok ağlıyordu.
"Bu durum da bari yapma Yıldız!" dedi Kıvanç öfkeyle soluduğu nefeslerinin arasından.
"SON DUALARINIZI EDİN EY MÜSLÜMAN KARDEŞLERİM, SİZİNLE ÇALIŞMAK BÜYÜK BİR ZEVKTİ!" dedim ve tepemde ki mendebura diktim gözlerimi. "Kalk ulan üstümden! Kaç kilosun sen komutan?"
Gözlerini, gözlerimden ayırmadan, "Sana bir şey söylemem lazım." diye fısıldadı. Aramızda hiç mesafe yoktu. Nefesleri benim yüzüme yüzüme çarpıyordu. Adama bak cenabet götürecek bizi öbür tarafa.
"Kalk ulan günaha sokacaksın bizi gider ayak!" diyerek tekrardan itekledim göğsünden. "Namahrem bilmiyor musun sen?"
Dudakları yukarı doğru kıvrılırken "Yıldız." diye fısıldadı ismimi.
"Buyur komutan, söyle de kalk, günahlarıma günah ekleme!" derken içimden kelime-i şahadet getiriyordum.
"Ben s---" demesiyle düşme hızımız azalmaya başladı. Merakla üzerimden kalkıp camdan dışarıya bakarken, " Ne oluyor lan?!" dedi şaşkınlıkla.
"Ne oluyor, ne oluyor!" diyerek merakla camdan dışarıya baktım. AMAN ALLAHIM !!
Şato var ulan burada. Devasa bir şato. Mosmor bir şato. ŞATO.
