"Doktor Gulf Kanawut 3 numaralı ameliyathaneye bekleniyorsunuz! Doktor Gulf Kanawut 3 numaralı ameliyathaneye bekleniyorsunuz! " çağrı yapılırken diğerinin önündeki kahveyi yudumlayan genç doktor hızlıca masadan kalktı. Doktor arkadaşıyla küçük bir mola vermek istemişti. Acele adımlarla belirtilen yere vardı genç adam. Hemşirelerin yardımıyla üzerine mavi bir önlük ve eldivenlerini giydi. Şimdi neşter tutmak için hazırdı. Kapının açılmasıyla hızla içeri adımladı. Önündeki masada kahve yoktu belki ama yaşama amacı olduğunu savunduğu şey vardı. Bir hasta. Göğüs kafası yarılmış ve kalbi göz önünde bulunan bir hasta. Hızlıca durumu analiz etti. O sırada ameliyatı yapan asıl doktor Mew Suppasit konuştu.
"Hey! Buraya sadece ameliyat nasıl yapılır öğren diye çağırdım. Bir yarışta olduğumuzu sen söylemiştin" diyerek güldü beyaz tenli doktor. Gulf bu duruma nasıl tepki vereceğini kestiremedi. Acil bir durum olduğunu düşünüyordu. Ama görünüşe bakılırsa bu aptal onunla alay etmek için çağırmıştı. Yüzünde kurnaz bir gülümseme belirdi fakat daha yaşlı olan bunu maskeden dolayı göremedi. Yazık. Görmeliydi.
"Doktor Suppasit, ben daha olgun biri olduğunuzu düşünmüştüm. Acil bir durum olduğunu düşündüm ve muayene etmekte olduğum acil bir hastayı bırakıp gelmeme sebep oldunuz. Sanırım kalp krizi geçirmek üzeredir su an. Ne yapsam acaba? Gitsem mi yoksa sana nasıl bisturi tutulur öğretsem mi?" Genç olanın aptal olduğunu düşündüğü adam büyük gözlerini kocaman açarak lakabı 'Kana' olan esmer adama bakmıştı.
Kana gülümsedi. Yem yutulmuştu.
"Hey! Ciddi değilsindir umarım. " diye söyledi Suppasit. Kendini zeki bir adam olarak tanımlıyordu. Ama karşısındaki esmer kişi en az kendisi kadar zekiydi.
"Neden sana yalan söyleyeyim ki? Şimdi Sen söyle kalayım mı, gideyim mi?" Kana sinsice sırıttı.
"Seni küçük apta- ! Bayımlütfen acil hastanızla ilgilenin o zaman. Sizinle kozlarımızı daha sonra paylaşırız." Diyerek zorla tebessüm etti beyaz tenli adam.
"Umduğum gibi doğru secim yaptınız Bay Suppasit! Size kolay gelsin" diyerek ameliyathaneden cıktı genç doktor. Arkasinda sinirden yanlış damarı kesen bir Suppasit bıraktığından habersiz.
"Aptal adam benimle oyun oynamaya çalışıyor ! Kıçındaki pirelerden haberi yok daha!" Diye söylenerek uzaklaşmıştı Kana. Söylediği yalanı unutmuştu bile ve kafeteryaya ilerleyerek aç olan karnını neyle dolduracağını düşünüyordu. Bugünü hiç boş vakit bırakmadan tamamlamak üzereydi. Akşam beş olmak için saniyeleri hızla kovalayan zaman ona öğleyin yemek yiyecek vakit ayırmamıştı ve açlığını geçirmek için bulduğu tek vakti de Suppasit denen aptal çalmaya kalkışmıştı.
"Lanet Esmer! Bütün konsantrasyonumu bozdu! Bay Kim lütfen kanı temizleyin" diyen beyaz tenli olan hala az önce giden esmer adamın sözlerini düşünüyordu. Bu oyunu baslatan da kuralları koyan da Kana denen ucubeydi. Ve Mew oyuna müdahale edemediği her saniye delirmek üzere olduğunu düşünüyordu. Aslında Mew için kolay olan vaka su an çıkmaza girmeye başlamıştı çünkü aptal esmer yanlış damarı kesmesine neden olmuştu. Küçük kendini beğenmiş diye düşündü önündeki işi yaparken. Bu bugün gireceği son ameliyattı. Sonrasında ise yarın izin günü olduğu için alışverişe çıkmayı düşündü. Çünkü yarın yataktan bile çıkmak istemiyordu. Bu düşünceyle birlikte önünde yatan adamın kalbine son dokunuşlarını yaptı.
"Doktor Kim geri kalan iş sizde. Sadece göğsü kapatın. Kolay gelsin" diyerek kanlı ellerini birbirine degdirmemeye özen göstererek ameliyathaneden çıktı.
Suppasit şehir merkezindeki evine vardığında elindeki çantasını kenara bıraktı ve doğruca banyoya ilerledi. Bugün yaşanan küçük talihsizliği düşünerek dedikoducu hemşire ve doktorların tüm hafta boyunca bunu konuşacağını düşünüyordu. Kana denilen esmer doktorun Suppasite ağzının payını vermesini. "Hah!" Nidasıyla üzerinde ne varsa tek tek kurtuldu beyaz tenli adam. Yoğun geçen günün ardından uzun bir duş alıp altında boxeriyle yatağına kıvrıldı. Uyumak için çok beklemesine gerek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hey! Ayçiçeği • MewGulf
FanfictionBenim güneş olduğumu söylemişti. Bense onun Günebakan olduğunu söylemeye cesaret edememiştim. Sanırım tek pişmanlığım buydu.