İyi okumalar!
Hoseok
Hissizlik... Tüm hücrelerimde hissettiğim tek şey hissizlikti. Korku, acı, hüzün... Kalbinde hissettiğim bu yoğun duygular beni hissizliğe itmişti sanki.
Yatağımda oturmuş boş bakışlarımı yere dikmiş bir hafta önce olanları düşünüyordum. Kenneth'ın yaptıkları, Yoongi'nin Kenneth'a geçirdiği yumrukları sonra bana sarılışı, polislerin Kenneth'ın koluna kelepçe takışı...
Herşey saniyesi saniyesine zihnimdeydi. Düşündükçe bedenimi ele geçiren bir soğukluk vardı. Öyle bir soğukluktu ki, sanki içinde alevleri barındırıyordu.
"Hoseok müsait misin? "
Yoongi'nin sesi ile bakışlarımı kapıya çıkarmıştım. Bir haftadır yaptığım gibi ses vermedim. Konuşmuyordum, istesemde yapamıyordum.
Yoongi kapıyı aralayarak başını içeri sokarak bakındı. Benim yatakta olduğumu görünce içeri girip yanıma geldi elindeki tepsiyle.
"Annen birşey yemediğini söyledi. Bir iki şey hazırladım, senin için. "
Ses vermeyip olduğum gibi durmaya devam ettim. Tepki vermek bile zor geliyordu. Her hareketimde bedenimi bir korku kaplıyor ve her an Kenneth bir yerden çıkacak diye ödüm kopuyordu.
Yoongi yanıma gelip omzundan tuttu ve benim doğrulmama yardım etti. Şuan güvendiğim tek bir kişi bile yoktu. Öncesinde benden saklanan sırlar, sonrasinda Kenneth'ın yaptıkları...
Tek güvencem herşeyi hatırlamaktı. Zihnime birkaç şey dolmuştu yaşananlar sırasında. Sanki geçmişte de aynı şeyleri yaşamış gibiydim ama... Of, aklım acayip karışıktı ve ne düşünmem gerektiğini bile bilmiyordum.
Yoongi oturmamı sağladıktan sonra kucağıma tepsiyi bıraktı. Eline çubukları alarak yüzüne kondurduğu buruk gülümseme ile baktı bana.
"Hepsini senin için yaptım. Hemde en sevdiklerinden. Şimdi karnını güzelce doyuralım tamam mı? "
Boş bakışlarım ile yüzüne bakmaya devam ettiğimde bakışlarını yere indirdi. Yutkunduğunu belli edercesine hareket etti adem elması. O da korkuyordu. Bana tekrar birşey olmasından korkuyordu. Ama şuan kimseyi düşünemiyordum. Zihnimde hiçbirşeyin bir düzeni yada çözümü yoktu.
Yoongi yemeklerden bana uzattığında ağzımı açarak kabul ediyordum. Her bir yemekten bana yedirirken ne kadar yediğim önemli değildi. Bir süre sonra tepsiyi komidinin üzerine koyup yüzüne baktı. İkimizde birbirimize bakıyorduk.
"Annen, sana kimsenin dokunmasına izin vermediğini söyledi. Başkalarına karşı böyle cephe alıp beni yanında tutman..."
Yoongi ufak bir kıkırtı sundu dudakları arasından. Ellerini saçlarıma atıp okşadı yavaşça.
"Ben... Ben herşeyi senden sakladım çünkü... Korktum. Sana birşey olmasından korktum. Sana birşey yapmasından korktum. Ben korktukça o sana daha çok yaklaştı ve..." Gözünden bir damla yaş düşerken başını yere eğdi, görmemi engellemek için. Benimde gözümden bir damla yaş düşerken sözlerine titreyen sesi ile devam etti.
"Lanet olsun, özür dilerim. Hiçbir zaman böyle olsun istemezdim. Ben sadece seni korumak istedim ama olmadı, yapamadım. Daha çok seni zarara soktum hep. Ben hep seni üzdüm. Korkularım hep beni yendi ve seni üzdü Hoseok. Ben seni hiçbir zaman koruyamadım, özür dilerim. Ben çok özür dilerim. "
Yoongi hıçkırıklarını arasından konuşurken benimde gözümden ardı ardına damlalar dökülüyordu. Elimi kaldırıp usulca Yoongi'nin yanağına yerleştirdiğimde Yoongi hafifçe başını kaldırdı. Günler sonra ilk defa verdiğim bu tepki onu oldukça şaşırtmış gösteriyordu.
Baş parmağımı yavaşça hareket ettirerek yanağındaki yaşları silerken Yoongi ona daha fazla dokunmamı ister gibi daha çok ağladı. Bu bir süre böyle devam etti. Yoongi ağladı, bende göz yaşlarını sildim.
"Beni... " Günler sonra konuştuğum için boğuk ve kısık çıkan sesimle Yoongi hemen bakışlarımı dudaklarıma indirmişti. Şaşırdığı oldukça belliyken yutkunarak kendime süre tanıdım. "Beni hiçbir zaman korumak zorunda olan değildin. Sadece yanımda olsaydın... "
"Sen görmesen de, ben hep senin yanındaydım ki. Ben seni hiç bırakmadım Hoseok. Ben seni istesem de bırakamam ki."
"O zaman neden beni hastanede öylece bıraktın. Hemde bir sonraki gün ameliyat olacağım halde. "
Yoongi tekrar bir şok daha yaşamıştı. Hoseok hatırlıyordu.
"S-sen hatırlıyor musun? "
"Herşeyi değil, birkaç anı sadece. Ve ben aerık doğruları duymak istiyorum Yoongi. Ben artık bilinmezlik yada başka birşey istemiyorum. Ben sadece artık herşey normal olsun istiyorum. "
"Anlatacağım, herşeyi anlatacağım. Ama önce bana bir söz ver. Ne olursa olsun iyi olacaksın artık. Ne yaşarsan yaşa mutlu olacaksın, sadece kendini düşüneceksin. "
Başımı yavaşça salladığımda yorganı kaldırdı yavaşça. Yana doğru kayarak onun için açtığım yere oturduğunda başımı omzuna koymamı sağlamıştı. Burnunu saçlarıma daldırıp kokumu derince içine çektikten sonra bir öpücük kondurdu. Ardından çenesini saçlarıma dayayarak anlatmaya başladı olan biten herşeyi.
Yaşadığı acıyı, sorunu, hüznü tüm hücrelerinde hissederken yaptığım tek şey ağlamak ve kendimi suçlamak olmuştu. Benden bir haftadır özür dileyen ve kendini suçlayan bu adam aslında dünyanın en iyi insanıydı.
Ben ise... Onu bir kere bile dinlememiş ve hep suçlamıştım. Her zaman onu kötülemiş ve bir çöp misali davranmıştım ona. Ama o beni bir kez bile bırakmamış ve hep beni düşünmüştü.
Lanet olsun ki o an anlamıştım. Ben aslında hiçbir zaman geçmişimi değil Yoongi'yi hatırlamak istemiştim. Ona olan sevgimi, ona karşı olan özlemimi hatırlamak istemiştim. Ve sikeyim ki bunu yaparken yine en çok kırdığım kişi Yoongi olmuştu.
Affet beni Yoongi. Ben çok boktan bir herif oldum sana karşı. Lütfen affet beni, yoksa ben yaşayamam sevdiğim...
Bir geçiş bölüm gibi düşünün. Bu bölümü. Açıkcası ben yine nasıl devam edeceğini bilmiyorum. Hemen kitabı bitirsem mi yoksa araya başka şeyler soksam mı kararsız kaldım. Bu kitabı bitirmek istemiyorum ve açıkcası hiçbir zaman beklediğim olur etkisini bu kitabımda alamadım.
Daha fazla konuşmayacağım, iyi geceler!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEMORİA[SOPE]
FanfictionHoşikloji: Hyung, ben hafızamı kaybetmeden önce biz sevgili miydik? Hoseok bir kaza sonrası hafızasını kaybeder... {Texting+düzyazı}