İyi okumalar!
Hoseok
Odamda oturmuş haftaya olacak sınavlar için çalışıyordum. Son zamanlarda çıkan sorunlar sebebiyle dersleri boşlamıştım ve bunu hocaların "Haftaya sınavlar başlıyor." demesi ile anlamıştım.
Yoongi birazdan bize gelecekti ve birlikte ders çalışacaktık. Onunla aramız gün geçtikçe daha iyi oluyordu ve ikimizde kırıklarımızı yavaş yavaş düzeltiyorduk. Ya da belki de düzelten tek kişi bendim. Yoongi hislerini hiç belli etmiyor bana hep gülümseyerek bakıyordu. Bazen gözlerinden kısacık bir an geçen o burukluğu görsem de sesimi çıkarmıyor ve ona olan sevgimi göstere bildiğim kadar çok gösteriyordum.
Tekrar sevgili oluşumuz okula- Taehyung ve Jimin sağolsun- hızla yayılmıştı. Neyseki okulumuzda ki homofobik sayısı az olduğu için rahattık. Homofobik olan kişileri kızlar saçlarını yolarak terbiye ettiği için seslerini çıkaramıyorlardı. Tanrı şahit kızlar sinirlendiğinde bir canavardan daha kötü şeyler yapabilir...
"Yoongi'm geldi!!"
Birkaç dakikanın ardından zilin çalması ile hızla yerimden kalkıp evdeki herkesin duyabileceği şekilde bağırarak kapıya koşmuştum.
Annem mutfak kapısınım önünde elini bir bezle kurularken yüzünü buruşturarak bakmıştı bana.
"Yavaş ol düşeceksin."
Arkamı dönüp anneme omuz silkerken kapıyı açıp Yoongi'nin boynuna sıkıca kollarımı dolamıştım. Dediğim gibi, ona olan sevgimi tümüyle ona göstermek istiyordum.
Yoongi'nin boynuna öpücükler kondururken Yoongi yavaş adımlarla içeri girmişti. Kollarımı boynundan bir an bile ayırmazken Yoongi annesimi görünce beni kendisinden uzaklaştırmaya çalışmıştı fakat buna engel olup ona daha çok yapışmıştım. Ayrılamazdım işte banane!
"Anne ya, gitsene şuradan azıcık sevgilime sarılayım. Baksana çok üşümüş, burnu kızarmış miniğimin."
Annem göz devirerek koltukta oturmuş televizyon izleyen babamın yanına doğru ilerlerken söylenmeme karşılık verdi.
"Aman iyi ki bir sevgilin var. Bizimde sevgilimiz oluyordu ama biz böyle davranmıyorduk. "
Babam televizyondan anneme dönerek kolunu tutmuş ve kucağına çekmişti onu. Kaşlarını sahte bir şekilde çatmış annemi süzüyordu.
"Kimmiş peki o birileri?"
Annem babamın bu tavrına karşı koyamamış ve kocaman sırıtarak düşünür gibi yapmıştı.
"Hmm soyadı Jung olan birileri. Lisedeyken çok yakışıklıydı ama artık yaşlanmış. Saçları beyazlamış, yüzü kırışmış falan yani tipim değil."
"Öyle mi? Gösteririm ben sana şimdi kim yaşlı?!"
Babam annemi altına alıp gıdıklarken şok olmuş bir şekilde gözlerimi kocaman açmıştım. Yoongi'ye baktığımda onun da aynı şekilde baktıpını görünce ellerimden birini onun gözüne birini de benim gözüme kapatmıştım.
"Yah! Burada iki tane genç çocuk var ama siz oynaşıyorsunuz! Ayıp be ayıp, yaşınızdan başınızdan utanın!"
Yoongi'nin söylediğim şey ile kıkırdadığını duyunca bende istemsizce kıkırdamıştım. Fakat gülüşümü engelleyen şey kafama yediğim şey cisim olmuştu.
"Ah, kafam ulan!"
Kendimi abartıyla yere atarken yanımda duran cisimden anladığım kadarıyla kafama yediğim cisim terlikti. Yoongi kocaman kahkaha atarken terliğe hüzünlü bakışlar yolluyordum.
"Seni o dilini koparırım Jung Hoseok! Yaşlanınca sizi de görürüz! "
Annem trip atar bir şekilde 'hıh'layarak merdivenlere yönelmiş ve odaya ilerlemişti. Yoongi hala gülerken kıçıma yediğim ikinci darbe ile bu seferki terliği atanın babam olduğunu anlamak zor olmamıştı. Ben acıyla inlediğimde ayağa kalkmış ve çatık kaşlarıyla bana bakmıştı.
"İki dakika romantizm yaratma zaten eşek sıpası!" benim birşey dememe izin vermeden o da annem gibi hıh'layarak merdivenlere yönelmiş ve "Karıcıığğmm!" diye bağırmıştı.
"Yine laf yedik iyi mi?" Kendi kendime konuşarak doğrulduğumda Yoongi'nin hala kahkahalarla güldüğünü görmüştüm. Tamamen ayağa kalktığımda Yoongi'nin üzerine yürümeye başladım.
"Sevgilinin azar işitmesi çok mu komik Min Yoongi, hm?"
Yoongi dudağını ısırarak geri geri yürüdümüş ve başını iki yana sallamıştı. Televizyonda ki o klasik sahneyi çekiyorduk ama bunu yaşıyor olmak ikimizin kalbinin de deli gibi atmasına sebep oluyordu.
Yoongi'nin sırtı duvarla buluştuğunda yüzümü yüzüne yaklaştırdım. İkimizin de dudağını esir almış olan çapkın bir gülümseme vardı.
"Ben babam gibi gıdıklamam, biliyorsun değil mi?"
Başını sallayarak kollarını boynuma dolamış ve beni kendine biraz daha yaklaştırmıştı.
"Biliyorum..." diye fısıldayarak dudaklarıma dudaklarını öptüğünde yüzümdeki gülümseme daha da büyümüştü. Öpüşüne karşılık verirken alt dudağını dudaklarım arasına alıp emmiştim. Eminim yerin üzerinde dilimi dolaştırdığımda Yoongi'de aldığım inleme karnımın katılmasına ve altımda bir yerlerin haraketlenmesine sebep olmuştu.
Ufak bir tıslama ile ona karşılık verirken üzerindeki montun fermuarını açmıştım. Dudaklarını aralayıp dilini dilime değdirdiğinde bu sefer inleyen taraf ben olmuştum. Montunu koklarından sıyırarak yeri boylamasını sağladıktan sonra ellerimden birisini kalçasına atarken diğerini de kazağından içeri göndermiştim.
Duramıyordum. Durmak istemiyordum. Annemlerin evde olduğu aklımdan çıkmıştı, ders çalışacağımız aklımdan çıkmıştı. Mekanı, zamanı hatta kendimi bile unutmuştum şuan. Tek aklımda olan şey Yoongi'ydi. Başka hiçbirşey yoktu aklımda. Başka hiçbirşey umrumda değildi.
Öpüşümüz git gide derinleşirken ellerim onun vücudunda dolanıyordu. Onun elleri ise saçlarıma dolaşmıştı. Arada inlememek için saçlarımı çekiştiriyordu ve bu benim inlememe sebep oluyordu. Benim inlememi duyunca kendisi de rahat bırakıyordu inlemesini.
Dillerimiz dudaklarımız hatta dişlerimiz bile birbiri ile bir savaş içindeydi ki yukarı kattan gelen annemin inleme sesi birbirimizden ayrılmamıza sebep olmuştu.
Yoongi ile birbirimize kocaman açtıpımız gözlerle bakııyorduk. Kızsrmış ve şişmiş dudaklarını ile çok güzel duruyord- Ama önemli olan şuan bu değildi, önemli olan annemin şuan inliyor olmasıydı!
"Oha oha! Evde iki tane genç çocuk varken gündüz gözüyle yapılır mı lan bu? !! Ayıp ayıp aaaaa!!!"
Devamıno nasıl getirsem bilemedim ve dedim ki komik bir bölüm olsun. Boş kaldıkça yazıcam birşeyler. Zaten son birkaç bölüm kaldığı için yavaş yavaş bitiririz artık. Sınavlar bittikten sonra da büyük ihtimalle manga gelecek.
Yayınlayacağım manganın konusu da buna benzer birşey ama çok farklı... Saçma cümle oldu boşverin fldlfkiedkşfmdşd
Hadi artık gittim bayy 💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEMORİA[SOPE]
FanfictionHoşikloji: Hyung, ben hafızamı kaybetmeden önce biz sevgili miydik? Hoseok bir kaza sonrası hafızasını kaybeder... {Texting+düzyazı}