ʜᴏᴘᴇ

275 23 3
                                    

Bölüm 9 : ' umut '

Bölüm 9 : ' umut '

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Pes etmiyorum."

❅  ❅  ❅

"Burada yollarımızı ayırıyoruz. Artık herkes birbirinin rakibi olacak." dedi kızıl saçlı oğlan karşısındaki dörtlüye bakıyorken. Okulun son günüydü. Karanlık sahanın içerisinde yan yana durarak bir halka oluşturmuş olan Mucize Nesil, 6. üyeleri olan Kuroko burada olmamasına rağmen beraberlerdi. Akashi kolunun altındaki top ile beraber bakışlarını dört arkadaşında gezdirdi.

"Hangimiz daha iyi göreceğiz."

"Um, bölüyorum ama... Kurokocchi nerede?" diyerek konuşmanın ortasına atladı Kise.

"Evet, Kuro-chin'in de burada olması gerekirdi. Aranızda bir sorun mu var?"

Murasakibara sorusunu direkt olarak Akashi'ye yönelttiğinde kızıl saçlı olan bakışlarını mor gözlere çevirdi.

"Neden özellikle bizim aramızda bir sorun olsun?"

"Sevgilisisin sonuçta, değil mi?"

Akashi duyduğu şeyle duraksadıktan sonra hızlıca kendisini toparladı ve yüz ifadesini bozmadan cevap verdi.

"Tetsuya mı söyledi?"

"Aslında fazlasıyla açıktı." dedi Midorima gözlüğünü düzeltiyorken.

"Gerçekten de öyleydi. Onu geç, gerçekten bir sorun mu var?"

Aomine de diğer herkes gibi merakla bekliyorken Akashi derin bir nefes verdi ve kolunun altındaki topu eline alıp Kise'ye atarken konuştu.

"Ayrıldık."

Kise duyduğu şeylerin verdiği şaşkınlıkla topu tutamayıp karnına yediğinde acıyla inleyerek kalçasının üzerine düştü.

"Ne?!"

"Neden?"

"Noldu?"

Dörtlünün soruları üst üste gelirken, Akashi bıkkın bir nefes verip sesini yükselterek konuştu.

"Öyle gerekti."

Kise hızla ayağa kalkıp yüzündeki geniş gülümsemeyle yumruk yaptığı elini havaya kaldırdı ve kıkırdadı.

"O halde Kurokocchi benimdir! Teşekkürler Akashicchi!"

"Ryota!"

"Ne?"

"Aranızdan kimse ona dokunmayacak."

"Bu konuşmadan anladığım kadarıyla bunu bitiren taraf Tetsu'ymuş."

"Hayır, bendim."

"O halde ne halt ediyorsun Akashi?" dedi Midorima merakla. Kızıl saçlının davranışları kesinlikle merak uyandırıcı ve saçmaydı.

"Kimse dokunmayacak dedim, tamam? Ben gidiyorum. Size iyi eğlenceler."

Akashi arkasında bıraktığı şaşkın dörtlüyü görmezden gelerek adımlarını sahanın çıkışına yöneltti.

Buradan itibaren şarkıyla okursanız sevinirim.

Dışarıya çıktığı gibi üzerine dökülen su damlalarıyla beraber bakışları gökyüzüne çıktı. Aklı üç hafta öncesine gitti direkt olarak. Ondan ayrılalı aradan toplam 23 gün geçmişti. Elinde olmadan sayıyordu kızıl saçlı oğlan. Bakışları karanlık sokaktayken, içerisindeki dürtüye engel olamadan adımlarını evi yerine sevdiği çocuğu terk ettiği yere çevirdi. Yavaş adımlarla ilerliyorken, durgun bakışları bir anda bozuldu ve gözleri doldu. Bir elini kaldırıp göğsünün üzerine koydu ve gömleğini buruşturarak elini yumruk yaptı. Tek eliyle tuttuğu şemsiye sayesinde ıslanmasa bile, yanaklarından durmaksızın akan yaşlar onu istemediği bir şekilde ıslatmıştı. Sessiz göz yaşlarına kısa sürede kesik kesik, sessiz hıçkırıkları da katıldı. Bu durum kendini tekrarlıyorken, fark etmeden adımlarını hızlandırdı ve koşmaya başladı. İçerisinde verdiği savaşı ilk kez bu kadar fazla dışarıya vuruyordu. Onun iyiliği için ayrıldığına kendisini inandırmış olsa bile acı çektiği kaçınılmaz bir gerçekti. Son zamanlarda dalan gözleri, durmadan aklına gelen hafif tebessüm her seferinde gözlerinin dolmasına sebep oluyordu. Akashi aklındaki boğucu düşüncelerle beraber koşuyorken, kısa süre içerisinde mavi saçlının evinin önüne gelmişti. Yağan yağmur, aklının ona oyun oynamasına sadece yardımcı oluyordu. Akashi uzaktan mavi saçlıdan ayrılışını her ayrıntısıyla izledi. Kuroko'nun gözlerinden akan her bir yaşa karşın kendisi daha da fazla göz yaşı akıtıyordu. Kuroko'nun elinden uçup giden şemsiye, ardından yağmurun altında sırılsıklam kalıp kendisine hayal kırıklığı ile bakması... Akashi gözlerini görmemek adına sıkıca kapatırken hıçkırmamak adına dudaklarını birbirine bastırdı. Hayatında onu bu denli dağıtan bir tek annesinin ölümü olmuşken, şimdi ise içinden bir parçanın gittiğini hissetmeden edemiyordu. Gözlerini aralayıp baktığında yerde parlayan bir şey fark etti. Merakla ilerleyip yerdeki parlak şeye yaklaştı. Yanında durduğunda dizlerini bükerek çömeldi ve yerdeki kolyeyi eline aldı. Kaldırdığında bakışları kolyenin ucundaki yüzüğe takıldı. Şemsiyeyi tutan elinden yardım alarak yüzüğü incelemeye başladığında dikkatini ilk olarak küçük ay çekti. Ardından iç kısmına baktığında gördüğü isim ile gözleri şaşkınlıkla büyüdü.

"Tetsuya..."

Ardından yeniden yüzüğün üzerindeki ayı merakla inceledi. Bulanıklaşan görüşüyle beraber kolyeyi kalbinin üzerine bastırıp gözlerini kapadı ve derin bir nefes aldı.

'Toparlanmalıyım...'

"Afedersiniz? İyi misiniz?"

Akashi duyduğu sesle beraber gözlerini şaşkınlıkla araladı ve kollarınan destek alarak ayağa kalkarken siyah, mat şemsiyenin kendisini kapattığından emin olarak duyduğu tanıdık sesi görmezden gelerek hızlı adımlarla oradan uzaklaştı. Kuroko kendisini görmezden gelerek giden kişinin arkasından bir süre baktıktan sonra camı kapatıp içeriye girdi ve ıslanmış olan ellerini üzerindeki tişörte sildi. Kuroko kızıl saçlıyla olan ayrılığını iyi bir şekilde atlatmıştı, fakat bu sadece hâlâ onu sevmesiyle mümkün olmuştu. Kuroko birini bu kadar sevmişken, bırakabilecek biri değildi. Şu andan itibaren kendisine bir hedef edinmişti.

Akashi'yi eski haline geri getirmek.

Ve bunun için ne kadar savaşması gerektiğini bilmese bile sonuna kadar gidecekti. Yaşananların ardından boynuna astığı kolyenin diğerini kaybettiğine üzülse bile üzerinde Akashi'nin isminin yazılı olduğu yüzüğün kaybolmadığında seviniyordu. Kuroko boynuna taktığı kolyenin ucundaki yüzüğü parmaklarının arasına aldı ve bir kere daha inceledi.

"Üzgünüm, Akashi-kun. Pes etmiyorum."

being back || akakuroHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin