{Seninle hizmet ederim, seninle düşerim, düşerim. Nefes aldığını izlerim, nefes verdiğini izlerim, izlerim.}
§
"zamanın geçip gidişini izlerken bir gölün kenarında oturuyor, arkasında kalan kalın gövdeli ağaçların dallarının sesi ile suyun kıyıya vurma sesini duyuyor, gözlerini kapatarak huzura kavuşmayı diliyordu. yalnız kalmanın tadını çıkarmak, artık anı yoruyor, başını çevirdiğinde yanında gülümseyen birini görmek istiyordu. gözlerini aralayarak göle düşen güneşin izlerini süzüyor, nefes almayı diliyordu. gözlerini kırpıştırarak başını yana eğdi, rüzgâr saçlarını dalgalandırdı ve lord hermin, yalnız bırakılmanın üzerinden ilk defa gözlerinden yaşlar süzülüyordu.
lord hermin, syf 44.
§
Daktilo tuşlarının sesi rahatlamamı sağlarken sandalyede arkama yaslandım, saat gece yarısını geçiyordu ve Yeontan çoktan kendini uykuya bırakmıştı.
Yerimden kalkmadan önce kollarımı havaya kaldırarak gerindim, dudaklarım esnemek için aralandı ve ayaklarımı mutfağa yönlendirdim. Dolaptan aldığım cam süt şişesini alarak küçük bir cezveye boşaltmanın ardından ocağa koydum.
Gözlerim kapanırken günün yorgunluğu üzerime çöküyordu, tek yaptığım çimenlikte uzanmak olmasına rağmen sanki tüm dünyanın yükünü ben taşıyormuş gibi hissediyordum, başımda hafif bir ağrı belirirken Lord Hermin'in tüm yalnızlığı benim üzerime çökmüş gibiydi.
Sıcak sütü uzun beyaz kupaya doldurmadan önce üzerinde biriken kaymağı aldım, lavabonun içine çay kaşığı koydum ve başka bir kaşık alarak biraz bal koydum.
Odaya geri döndüğümde sallanan sandalyeme oturarak karanlık sokağı izlemeye koyuldum, herkes uykusuna dalmış haldeydi ve belki de sokağı aydınlatan tek benim evimdi.
Jeongguk yanımdan ayrılalı birkaç saat geçmişti ama sakin bir şekilde şu an oturduğum koltukta oturmuş ve konuşmak için gelmiş olmasına rağmen pek bir şey dememişti.
Birinin kaçtığımı anlamış olması gerilmeme sebep olurken ne yapacağımı bilemiyordum, bana baktığında gözleri kalbimden geçenleri görüyormuş gibi hissetmeme sebep olmuştu ve gerilmeden edemiyordum.
Saatler ilerkerken sıcak sütü bitirmiş, biraz daha rahatlamış hissediyor olmama rağmen uyuyamıyor haldeydim. Daktilo köşede dururken bakışlarımı masanın üzerinden çektim ve yatağa ilerlemek istedim.
Ayaklarımı sürüyerek odaya girdiğimde Yeontan yatağa uzanmış, uykusuna devam ediyordu. Kendimi yatağa bırakarak Yeontan'ın uykusunda kıpırdanmasına ve yanıma biraz daha yaklaşmasına sebep oldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
poison ivy' taekook
FanficBen Kim Taehyung, Jeon Jeongguk'u tanıyana kadar her şeye sahip olduğumu sanıyordum.