lana del rey, blue jeans
§
"Zaman akıp giderken Lord Hermin için her şey karmaşık hale geliyordu, minik Eleanor'un kendisini görmek istememesi can acısının ne olduğunu hissettirmişti. Gözleri kapanarak minik bedeninin kolları arasına mutluluk ile koşmasını hatırladı, gözünden bir damla yanağından süzülerek aktı ve ilk kez, biri için ağladı."
lord hermin, syf. 57
§
Adımlarımı ara sokaklar arasında atarken ne yapacağımı bilmez halde dolanıyordum, aklım çekip gitmiş çocukta gezinirken bunun ne kadar doğru olduğundan emin değildim. Sadece on gün içinde kalbimi bu kadar ele geçirmiş olması beni korkutuyordu, ne yapacağımdan emin değildim.
Çocukların söyledikleri dün geceden beri aklımın içinde dönüp duruyordu, Jeongguk için neler yapabileceğimden emin değildim. Onu tanımıyordum, ona hislerim vardı. Yine de bunlar ne kadar yeterliydi?
Parktaki banklardan birine oturarak kuşların ötüşünü dinlerken arkama yaslandım, ellerimi trençkotun cebine koyarak gözlerimi göle çevirdim. Yorgundum, hislerim beni o kadar yorgun düşürüyordu ki hareket edecek gücü kendimde bulamaz hale gelmiştim.
Serin hava saçlarımdan geçerek dağıtırken başımı geriye atarak gökyüzüne çevirdim, aklımdan geçenlero toparlamak zordu. Ellerimi cebimden çıkardım, ayağa kalkarak parkın sonuna doğru yürümeye başladım. Başımı kaldırdığımda gördüğüm beden kaşlarımı çatmama sebep oldu.
"Benden bu kadar kolay kurtulduğunu düşünmen beni üzdü."
Jeongguk'un söylediği gülmeme sebep olurken başımı yana eğdim, "Çekip giden sendin." dedim, başını sallayarak iç geçirdi. "Halletmem gereken işlerim vardı, zamanı dolmadan bir yerden ayrılmaktan hoşlanmam." Bana yaklaşarak karşımda dikildiğinde kollarını belime dolayarak bana sarıldı, kollarım ona dolanırken "Aptalsın." dedim sadece, kıkırdayarak daha sıkı sarıldı bana.
Yan yana parktan çıkarken yolculuktan yeni geldiğini ve çok yorgun olduğunu ekledi, biraz uyuyacağını ama hostele giriş yapmadığını söyledi. Onun arkasına geçerek omzuna ellerimi koyarak onu benim evimin olduğu sokağa yönlendirdim.
"Beni eve mi atıyorsun?"
Gülerek söylediği cümle benim de gülmeme sebep olurken "Bilmem, öyle mi yapıyorum?" diye sordum, kollarım arkadan önüne dolanırken elleri, ellerime tutundu. "Taehyung." dedi ayaklarına ayak uydurmaya çabalarken, "Bir şeyler hakkında konuşmak istemiyorum, sadece ikimiz de kararımızı verene kadar mutlu olmak istiyorum." dedi, yerinde durarak kollarımın arasında döndü ve gözlerini bana dikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
poison ivy' taekook
FanficBen Kim Taehyung, Jeon Jeongguk'u tanıyana kadar her şeye sahip olduğumu sanıyordum.