10° Show me the places where the others gave your scars

3.9K 548 65
                                    

| Bana diğerlerinin seni yaraladığı yerleri göster

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

| Bana diğerlerinin seni yaraladığı yerleri göster. |

"Lord Hermin önünde bulunduğu ahşap kapının demir halkasını kavrarken tereddüt içindeydi, serbest bıraktığı halka ahşapa tok bir ses çıkararak çarparken bir adım geriye attı, kaçıp gitmek isteyen bir yanı susturmak için yutkunmaya çabaladı.

Açılan kapıda gördüğü beden gözlerinin yanmasına sebep olurken "Ne işin var burada?" diye sordu kadın, kahverengi saçları tek örgü halinde arkada toplanmış, çiçekli elbisesi bileklerine iniyordu. "Eleanor'u görmeme izin ver." diye fısıldadı, bedeni küçük kıza olan özlemle yanıyordu, kadının bakışları içinin acımasına sebep olurken gözlerinde saf şefkat gördüğü kadının şimdi acınası bakışları altında ölüyordu. "Eleanor!" diye bağırdı, bakışlarını bahçeye ve tek katlı eve çevirerek.

"Baban geldi."

lord hermin, syf. 53

Koltuğa kendini bırakırken hala gözleri kızarık, her an ağlayacak gibi duruyor olması canımı yakıyordu. "Jeongguk." diye fısıldadım onun önünde çökerken, ellerini tutarak kendime doğru çekerken yerde bağdaş kurdum. "Bana bir sıcaksın, bir soğuk. Ben dayanamıyorum buna." Parmaklarını okşarken iç geçirdim, "Ben özür dilerim, Jeongguk. Seni kötü hissettirmek istemedim." Ama yaptım, bunu kabul etmek zorundaydım, ona kötü hissettirmiştim.

Burnunu çekerek gözlerini bana dikerken omuzlarını düşürdü, "Neden böyle davranıyorsun?" diye sordu yeniden, ellerini avuçlarımın içine hapsettim ve sevimli görünüşüne gülümsemeye çabaladım. "Korktum, sana kapılmaktan çok korktum. Sen gideceksin ve ben arkanda, acı içinde kalmak istemedim." Ona içimdeki birikenleri itiraf ederken burnunu çekti yeniden, başını eğerken dilini dudaklarında gezdirdi.

Ben hep aşktan ve onun getirdiklerinden kaçmak istiyordum, buraya kaçmamın tek sebebi insanlardan ve onların sözlerinden öylesine sıkılmıştım ki, hayatıma tek başıma devam ediyordum. Birini içeri kabul etmek, ona hisler beslemek ve etkisi altına girerek verdiğim kararlardan dönmek istemiyordum onu tanıyana kadar.

Jeongguk tüm doğru bildiklerimi sorgulatacak kadar güzeldi ve sadece bir haftadır onu tanıyor olmama rağmen kalbimdeki yeri hakkında sorgulamama sebep oluyordu. Burada kalmak istemediğini biliyordum, benim aksime bir yere ait olmak istemiyordu, onu anlıyordum fakat ben burada mutluydum, buraya ait gibi hissediyordum.

Söylediklerime sessiz kalan Jeongguk, ellerime sıkı bir şekilde tutundu ve başını yana yatırarak uyku pozisyonuna geçti. "Uyumak istiyorsan üzerini değiştir." dedim gülümsemeye çabalayarak, onu bu halde görmek gerçekten hoşuma gitmiyordu. "Birazdan gideceğim." diye mırıldandı, kalkarak yanına oturdum, bir elimi ellerinden kurtararak başını omzuma yaslamasını sağladım.

poison ivy' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin