Bölüm şarkısı: Sezen Aksu- KüçüğümKokusuna, sesine, varlığına hasret kaldığım ailem. Buraya her geldiğimde o 15 yaşındaki kız çocuğuna dönüyordum. Keşke hiç büyümeseydim. Keşke hiç o pikniğe gitmeseydik. Keşke hiç annemden babamdan ayrı kalmasaydım. Ne kadar güçlü durmaya çalışsam da bu ev tüm gücümü çekiyordu sanki. Benim tüm çocukluğum tüm savunmasızlığım bu evdi. Bu dört duvar arasında annem babam olmasa da anıları vardı. Anılarımız vardı. Kokuları yoktu artık ama olsun. Anılarıyla yaşamaya alışmıştım ben.
Hep beraber önceden ayarladığımız uçak biletleri ile Antalya'ya gelmiştik. Önce mezarlığa uğramıştık. Şimdi ise evimizdeydim. Önceden kahkaların eksik olmadığı şimdi ise sessizliğe bürünmüş evimizdeydim. Gözümden akan yaşları silip annemle babamın odasına geçtim. Tozlanmasın diye bütün eşyaların üstüne beyaz çarşaf örtmüştük. Eylül teyzeler diğer odalardaki çarşafları kaldırırken ben bu odada bi ümit belki ufacık da olsa annemin, babamın kokusunu arıyordum. Belki bu yıl o özlediğim kokularını içime çekerim diye yine dolaplarındaki kıyafetlerini aldım. Ama yoktu. Yine yoktu o hasret kaldığım kokular.
" Siz olmadan olmuyor be baba ne kadar söz versem de eksikliğiniz içimde büyük bi boşluk dolduruyor annem! Sizi çok özledim. "
Ağlamalarım hıçkırığa dönmüştü. Dayanamıyordum. Güçlü olmak değil de bu evin küçük kızı olmak istiyordum tekrardan.
Balca geldi yanıma. Kötü gün dostum. Beni bir an bile yalnız bırakmayan tek kardeşim. Sıkıca sarıldı bana ben yanındayım der gibi. Kollarımı boynuna dolayıp sakinleşinceye kadar ağladım. Konuşmadı. Sadece sarıldı. Saçlarımı okşadı.
Ağlamalarım dinince Balcadan uzaktaşıp yüzüne baktım. Gözleri kırmızıydı. Ağlamıştı ama bana belli etmemeye çalıştı. Tebessümle baktı bana. Gözlerimdeki yaşları silip ellerimi tuttu
" Sen çok güçlüsün Masal'ım. Hasret teyzemle Gökhan amcam seninle gurur duyuyor. Ama böyle ağladığını gördüklerinde onları da üzüyorsun. Yapma Masal'ım şimdiye kadar herşeyi ailen için yaptın. Yine onlar için yap. Ağlama! Güçlü ol! Kayaların tek kızısın sen! "
Beraber biraz daha dertleşip odadan çıkıp mutfağa geçtik. Eylül teyzelerin evleri ile bizim evimiz yakındı. Aynı site içindeydi. Siteden tanıdık komşuları eve çağırıp annemle babamın hayrına mevlüt yaptık.
Mevlüt bittince insanlar dağılmaya başladı. Eylül teyzelere kendi evlerine geçtiler. Yalnız kalıp kafamı toplamaya ihtiyacım vardı.Odama geçip bavullarımı kontrol ettim. Yarın sabah Mardine gidecektim. Balca ne kadar benimle gelmek istede de kabul etmedim. Kendi başımın çaresine kendim bakmam gerekiyordu. Ne Levent amcanın gelmek istemesini kabul ettim ne de Eylül teyzenin.
Akşam olmuştu. Balca yemek için beni arayıp çağırmıştı. Ama aç olmadığımı söyleyip gitmedim. Duşa girip küveti doldurdum. Sıcak su iyi geliyordu bana. Düşüncelere daldım yine.Mardinde ne ile karşılaşacağımı bilmiyorum. Levent amca bana bir adres ve telefon numarası vermişti. Raşit Soyludere'yi bulmama yardımcı olacağını söylemişti. Elimde bir anahtarla yolculuğuma başlayacaktım. Sonu ne olacaktı, Olacak mıydı bilmiyordum. Yaşamadan bilemeyecektim. Babam mektupta ne kadar 'zor durumda kalırsan Mardine git' desede ben babamın hayalini gerçekleştirip büyüdüğü topraklara gidip işlerinin başına geçecektim. Bütün emeklerini ben devam ettirecektim.
Ben kaderi hesaba katmadan planımı yapmıştım. Mardin uzaktan güzel diyenlere inanmıyordum. Ben Mardine hiç gitmeden oranın ne kadar kötü ne kadar acımasız bir yer olduğunu öğrenmiştim. Herşeye rağmen tüm yitirilen hayatlara kucak açan Mardine kafa tutmaya gidiyordum. Hesap sormaya gidiyordum. Taşı toprağı tarih kokan toprakların annemi babamı neden barındırmadığının hesabını soracaktım. Masal KAYA depremi yaratmaya geliyordum. Bu sefer sen susacaksın Gökhan - Hasretin kızı konuşacak Mardin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Bahar
ChickLitKaderimizi isimlerimiz mi belirliyor? Annem masal gibi hayatım olsun diye adımı MASAL koymuş. Bana sorma ihtimalleri olsaydı böyle bir hayat ister miydim acaba? Bütün masallar mutlu sonla mi bitiyordu? Benim masalım nasıl bitecekti? Peki annem ben...