17. bölüm

77 14 0
                                    

Karandan

       Masalla en son evine gittiğimde konuşmuştum. O zamana kadar intikamımı ondan alma konusunda kararsızdım ama o gece kendime bir söz vermiştim. Kayalardan kimseye acımayacaktım! Sinirle evinden çıktım.

   O günden sonra Alya'ya bakmaya gelmez sanıyordum yine ama şaşırttı beni. Geldi. Alya'ya baktığı iki ay boyunca benimle hiç muhattap olmadı. Ne okulda ne de evde! Hep uzak durdu benden. Ne kadar sinir olsam da tuttum kendimi.

     Okul çıkışları gelip akşam 8'e kadar Alya'ya bakıyordu. Eve taksi ile göndermeye içim rahat etmediğinden kardeşim Azat'ı memleketten yanıma aldım. Bir taksi ayarlayıp her gece taksici kılığında Masal'ı eve onun bırakmasını sağladım. Masal zamanla Azatla abla kardeş gibi olmuşlar. Haberlerini hep Azattan alıyordum. Azatta kayalara ne kadar sinir olsa da Masal'a içi ısınmıştı. Onu kandırmak istemediğini,onun suçsuz olduğunu söyleyip duruyordu bana. Kaç sefer sırf bu yüzden Azatla kavga etmişim. Ben intikamımdan vazgeçmeyecektim.

     Kardeşim Nilay bir akşam arayıp yarın döneceklerini,Alya'yı alıp memlekete gideceklerini söyleyince Hatice Teyzeye, Nilay'ın geleceğini Masal'ın bir daha bakıcılık için gelmesine gerek kalmadığını söyledim. O da Masalı arayıp haber verdi. Böylece patron çalışan ilişkimiz bitmişti.

    
     Bir kaç gğn sonra da okullar kapandı. Artık mezundu. Planım tıkır tıkır işliyordu. Balodan sonra Baran serefsizinin Dicleyi kaçırdığı gibi bende Masal'ı kaçıracaktım. Kutlama gecesine geldiği kıyafeti görünce sinirlerim tepeme çıktı. Yine o kıl kuyruk yanındaydı. Bütün gece gözümü üstünden ayırmadım. Bir ara lavaboya gitmek için hareketlendiğinde hemen peşine takıldım. Lavabodan çıkmasını bekledim. Çıkıp beni gördüğünde şaşırdı ama sonra hemen kendisini toparlayıp yanımdan geçmeye çalıştı. Kolundan tuttum yine. Gözlerime nefretle bakınca sinirlendim. Onun bana böyle bakmaya hakkı yoktu.O anki sinirle kolunu tutan parmaklarımı sıktım.

     "Canımı yakıyorsunuz!"

Dedi. Ama benim yaşatacağım acıları daha bilmiyordu. Gözlerinin kahvelerine bakıp

      " Sen daha acı ne görmedin!"

Dedim. Yaşatacaklarımı anlasın istedim. Ama kokusu aklımı başımdan almaya yetmişti bile. Ben çikolata kokusuna kendimi kaptırmamak için zor tutarken o benim bir anlık boşluğumdan faydalanıp beni tüm gücüyle itti. Kaşlarını daha çok çatıp

      " Size ve sinirinize katlanmak zorunda değilim artık! Ne hocamsınız ne de patronum! Bir daha bana dokunmaya kalkışmayın. Zaten bir daha karşılaşacağımızı hiç sanmıyorum. Sizi diğer hocalarım gibi iyi biri olarak hatırlamaya çok isterdim ama malesef siz öyle biri değilsiniz. Bir daha görüşmemek üzere Mert Karan ÇAKIR "

    Yanımda uzaklaşıp giderken öylece çatık kaşlarla arkasından baktım. Bu laflarını tek tek yedirmesini biliyordum. Az kalmıştı bu gece beni bırak diye yalvaracaktı.

    Arkasından ilerledim. Yine o kıl kuyruk herifin yanına geçmiş gülerek bir şeyler konuşuyordu. Bana bir kez bile gülmezken o herife her gün gamzelerini gösteriyordu. Yine sinirle yerime geçtim.

   Şarkı söylemerken yine gözlerini kapatmıştı. Gözlerimi kırpmadan onu izliyordum. Bu son eğlencesi olacaktı nasılsa. Bilmese de tadını çıkarmasına izin verdim. İyiki kimseyle dans etmemişti. Yoksa büyük olay çıkarırdım. Sahneden inip kıl kuyruğun yanına gittiğinde telefonu çaldı herhalde. Arka tarafa doğru ilerledi. Tam yanına ilerleyecektim ki bir kaç öğrenci yanıma gelip konuşmaya başladı. Onlara kısa cevaplar verip yanımdan göndermeye çalışırken Masal o kıl kuyrukla apar topar balodan çıktılar.

Son Bahar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin