Korkuyla açtım gözlerimi.Etrafımızda bir sürü eli silahlı adam vardı yine. Karan hoca silahı bana doğrultarak ateş etmişti. Ama beni vurmamıştı. Gözlerine baktım. Kaşları çatık tam arkamda bir yere bakıyordu. Onun baktığı yere tam dönecektim ki onun sesiyle hareket edemez hale geldim.
" Arkanı dönme! "
Birini mi vurmuştu? Bu yüzden mi bakmamı istemiyordu? Kaşlarımı çattım. Onu dinlemeyecektim. Katil mi olduğunu öğrenmek istiyordum. Başımı yavaşça iki yana sallayıp arkamı tam dönecektim ki Karan hoca birden kolumdan tutup bana sarıldı.
Karan! Hoca! Bana! Sarıldı!
O an ona ne karşılık verebildim ne de itebildim. Olduğum yerde kalmıştım. Vanilya kokusu bana iyi gelmişti. Güvende hissettirmişti. Bir süre gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. Karan hocanın bir eli belimde diğer eli saçımdaydı. Onun sesiyle gözlerimi açmak zorunda kaldım."Geçti! Korkma artık! Ben yanındayım! Güvendesin! "
Onun güven veren sesi bana iyi gelmişti. Derin bir nefes alarak vanilya kokusunu ciğerlerime kadar doldurdum. Ondan biraz uzaklaşınca ellerini yüzüme koydu. Gözlerimin içine öyle derin bakıyordu ki az önce yaşadığım herşeyi unuttuyordu bana. Sessizce fısıldar gibi konuştu kimse duymasın istiyordu sanki
" Sana istemediği birşey yaptılar mı? "
Başımı olumsuzca iki yana salladım. Derin nefes alıp yüzümdeki ellerini ellerime indirdi.
" Hadi gidelim! "
Beraber arabaya geçtik. Arabayı çalıştırmadığını fark edince ona baktım. Çatık kaşlarıyla bileklerime bakıyordu. Çenesini sıktığını kendini kastığını anlayabiliyordum. Onun baktığı yere baktığımda bileğimdeki kızarıklığı fark ettim. Ellerimi refleks olarak geri çekecekken ellerimi tuttu. Engel oldu. Baş parmaklarını kızarıklığın üstünde gezdirdi. Bakışlarını ellerimden gözlerime çıkardı
" Acıyor mu?"
Acıyor desem o an arabadan inip bana zarar vermeye çalışanlara birşey yapar diye korktum. Başımı iki yana olumsuz bir şekilde salladım.Gözlerime sinirle bakıp direksiyona vurdu birden.Korkudan yerimde sıçramıştım."Salak mı sanıyorsun sen beni? Görmüyor musun bileklerin ne halde! Hani istemediğin birşey yapmamışlardı. YALAN SÖYLEME BANA!"
Ona yalan söylediğim için mi kızmıştı bana. Tüm öfkesi bu yüzden miydi? Yoksa o adamlara olan sinirini de mi benden çıkarıyordu? Sakinliğimi korumaya çalıştım. Ona sadece
" Eve gitmek istiyorum!"
Diyebildim. Sinirle gözlerime bakıp arabayı çalıştırdı. Yolda hiç konuşmadan gidiyorduk.Ondan tarafa bakmıyordum.Ama arabanın camından yansımasına bakıyordum. Siniri geçmemiş gibiydi. Bunu direksiyonu sıkan parmaklarından anlayabiliyordum. Birden bana döndü. Camın yansımasından onu izlediğimi farketti. Hemen gözlerimi kaçırıp yola baktım.Ben eve gitmek isterken o nöbetçi eczanenin önünde durdu. Bakışlarımı ona çevirdim. Sadece bekle dedi ve arabadan indi. Eczaneye girip birşeyler aldı. Derin bir nefes alarak gözlerimi kapattım.Araba kapısının sesiyle gözlerimi açtım. Elinde küçük poşetle arabaya binip bana döndü. Kaşlarımı çatarak ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalıştım. Poşetteki kremi çıkarıp elimi tuttu. Elimi çekmeye çalıştım ama izin vermedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Bahar
ChickLitKaderimizi isimlerimiz mi belirliyor? Annem masal gibi hayatım olsun diye adımı MASAL koymuş. Bana sorma ihtimalleri olsaydı böyle bir hayat ister miydim acaba? Bütün masallar mutlu sonla mi bitiyordu? Benim masalım nasıl bitecekti? Peki annem ben...