Medyada Hale var,çok içime sinmedi bölüm ama olsun :DD ilk bölümü 2 kişi okumuş daha ama,telefonum çalındı bugün :( yani can sıkıntısına yazıcam demek bu :Dhfjksdh
Not: İlk bölümler sadece anlatım olduğundan sıkıcı olabilir ama sonraki bölümlerde -tahminen 10-15.bölüm arası- hikayenin asıl konusu başlıyoYatakhanelere dağılıp 12 ye kadar dinlenmeye ihtiyacımız vardı. Yatakhanenin kapısını en önde ben,arkamda ise yatakhanenin kalanı ile açmamla ağzımızın açık kalması bir oldu. Buda neydi böyle?
Bazı yataklarda döşekler yoktu! Şok içinde açılmış gözlerimle daha dikkatli bakınca sadece yarışa katılacak 10 kişinin döşeğinin olmadığını gördüm. Ve o 10 kişinin içinde bende vardım. Eğer yarış için kızlar döşekleri almış olsaydılar benle beraber yarışa katılan bizim yatakhanedekilerde tam arkamda mal gibi yataklara bakmazlardı. Yani onlarında haberi yoktu. Bu döşekle kayma oyununu yazın bulmuştuk.Bizim yatakhanedeki kızlarla ,yatakhane 2deki kızların döşeklerini saklamıştık. Sonra ortaya böyle bi oyun çıkmıştı. Tabi cezada almıştık. 1 hafta boyunca yatakhane 1 de, 1 yatakta 2 kişi yatmıştık. Kızlar yazın yaptığımız bu şakanın hıncını almak için bizimkileri saklamış olsalardı,tüm döşekleri saklarlardı. Bu işte bi şey vardı.
"Fato!"
Kübra'nın sesiyle irkildim. Kübra yatakhane 2 den arkadaştı.
"N-nasıl yani?" diye geveleyebildim şok içinde.
Kübra "Biri Fatoya haber vermiş olmalı yarışı,bizim yarışacak kişilerin döşekleride yok.Selin döşekleri ortak salonda görmüş." deyince cidden afalladım. Bizim kezban Fato bu kadar ileri gidebilirmiydi ? Demek ki gidebilirdi.
"O zaman plan şu,Fatoya inat ortak salona sessizce çıkıp döşekleri alıyoruz ve bu gece yarışıyoruz."
Kübra "Sorun o değil Hazal,kim Fatoya haber verdi? Aramızdaki hain kim?"
"Hay böyle işin.. Kübra sen yatakhane 1 in kızlarıyla beraber sessizce ortak salona çık,bende sizin yatakhanedeki kızlara haber veriyim."
"Kanka bizim yatakhaneden bi kaç kız mekana gittiler,whatsapptan haber ver herkeze."
Aramız erkek yurdundaki arkadaşlarla baya iyiydi. Ama fesat anlamda değildi kardeş olarak görüyorduk birbirimizi. Onların binasıyla bizim bina karşılıklı olduğu için sohbet edemiyorduk bizde bu yuzden iki bina arasında çam ağaçlarının arasına mekan yapmıştık. Kör noktaydı,yani kameralar görmüyordu. Yaz akşamları genelde herkez orda toplanırdı gece 12 den sonra. Okullar açılınca,mekana sadece sigara içmek için gider olduk. Yaz tatilini özlediğimi farkettim. Bu yurtta toplam 100 öğrenci vardı,50 kız 50 erkek. Yurtta herkez kafa dengi olduğu için zorluk çektiğimiz tek konu mekana sığamamak oluyodu. Bizde buyuk bir daire oluşturup oturuyoduk.
Ben kızlara whatsapp grubundan "acil durum! herkez ortak salona" diye mesaj atınca ortak salon yavas yavas doluyodu. Herkez gelince Kübra lafa girdi.
"Gençler yarışa katılacak kişilerin döşeklerini fato almış,tam arkamda duruyo hepsi. Aramızda bi hain var. Nasıl bi hainse artık fatoyla bile iş birliği yapıyo" deyince herkez güldü.
Almina "Fato gelcek,çabuk döşekleri alıp gidelim,burda görmesin bizi." deyince Eylül "Döşekleri şimdi alırsak Fato geri koydurtturur ve ceza verir,o yatınca alalı- derken bi öksürme sesiyle Eylül'ün lafı bölündü. Eylül öksürene bakmak içi arkasını dönünce "Ananı si-seviyim" dedi. Fato gıcık yüz ifadesini takınarak "Geleneksek oyununuzu böldüğüm için kusura bakmayın şekerlerim! Yada yarışmı demeliydim?"
Salona bir göz attım 20 kişi falandık. Yarışmayacaklar büyük ihtimalle yatakhanelere yada mekana dağılmışlardı.
Mira bilmiş ifadesiyle -bu ifadesi meşhurdur- "Biz gelenksel yarış denmesini tercih ediyoruz" derken pis pis sırıtıyodu.
"Bana bilmişlik taslamaya kalkma şekerim,küçüklüğünüzü bilirim sizin. 2 yatakhanede cezalıdır."
derken whatsapp grubuna Fatoya çaktırmadan ses attım. "Ortak salondan ne çabuk tüydünüz aq! Acil durum herkez yatakhanesine gitsin. Toplu ceza aldık,telefonları saklayın." Ses kaydını biraz yüksek sesle söylemiş olmalıyım ki Fato tek kaşını kaldırmış bana bakıyodu. "Sıçtık" diyebildim. Kelimenin tam anlamıyla sıçmıştık.
"Küfürü size kimin öğrettiğini merak ediyorum Hazal Karakaya. Yurdumuzda küfüre yer yoktur. Görüyorum ki her iki kelimenizden biri küfür."
Sadece alt dudağımı dişlemekle uğraşıyodum. Cezanın bokunu sıyırmıştık şimdi. Aramızdaki o haini bi yakalarsam varyaa..Ben bişey demeyince ağzını açtı Fato.
"Bu sefer ki cezanız telefonları toplamak değil,Whatsap grubunuzu silmek ve aşçılara 2 günlük izin vermek olucak,görüyorum ki tüm aykırı planlarınızı whatsapp grubunuzdan yapıyosunuz."
Cansu "Fatma Hocam,yarışı planlayanlar ve yarışacaklar burdaki bende dahil 20 kişiden ibaret. Whatsapp grubunu silmeniz pek fayda etmeyecek,yenisini açmak zor değil,aşçılara gelirsek yarışla alakası olmayan arkadaşların neden yemeklerini kendilerinin yapmak zorunda olduğunu anlamıyorum."
Fato "Bu sabah planlanan kayma yarışı için gruptaki 50 kişiden 50 side yarışı onaylamış,herkez cezadan sorumludur." derken arkasını dönmüş çoktan gidiyordu bile. Kapının önüne gelince "ayrıca yurdumuzun kurallarını ihlal etmenin cezalarını hala anlayamamış olmanıza şaşırdım" dedi. Pic smile yaparak salondan çıktı.
"Aramızdaki hainin amına koyayım!" diye kükredim. Kübra "Whatsapp grubu silinmiş!" bir kez daha küfür ettim. Mira "Whatsapp grubu açın hemen şimdi,kızlara duyurun hemen yatakhanalere geçsinler başka ceza almadan." deyince bu sefer ben lafa atladım. "Eğer gurup açarsak aramızdaki hain yine Fatoya haber verir. Hainin kim olduğunu bulmadan grup açamayız." Ben böyle işin.. Aramızdaki hainin kim olduğunu buılmak gerçekten zordu,çünkü şüpheli listesinde kimse yoktu. Herkeze güveniyorduk. "Şimdi yatakhanelere gidelim,gece 2-3 gibi biz yatakhane 2ye geliriz,Fatoda uyumuş olur,haini buluruz." diye fikir sundum. Herkez onayladıktan sonra yatakhanelere dağıldık.Attığım ses kaydından dolayı yatakhanede herkez tamdı. "Kızlar uyumayın,gece yatakhane2 e gidicez acil bi olay var." dedi Almina. Herkez ağzında bişeyler gevelerken,ketıla su koyup çekmeceden 3ü 1 arada çıkardım. Kahvemi alıp yatağıma oturdum. Telefonun kilidini açtım. Hayır bi dakika,açılmıyo! Şifre neydi? Şifreyimi unutmuştum. Birkaç denemeden sonra bir oh çekip whatsappa girdim. Yağız'ın son görülmesi 11:24tü. Hadi ama bu kadar erken uyulunur mu? Yağıza milyonlarca mesaj bırakıp yüzlerce kez aradıktan sonra nihayet uyanmıştı. Whatsapptan konuşuyorduk. Yağızla bu yurda geldiğimden beri çok iyiydik. 13 yaşımdan beri Eylül,Mira,Almina ve Kübra dışında bana destek olan tek kişiydi.
"Nihayet uyandın -,-" yazıp gönderdim,cidden onu uyandırmak yarım saatimi almıştı!!
"Uykumu kaçırdın ve bilirsin ben uyanınca uyuyamam,bu gece sabahlarken bana eşlik etmek zorundasın :D"
"Hahhaha zaten uyuyamam,acil mesele çıktı ya"
"Cezamı aldınız :DD"
"Evet ,whatsapp grubu silindi,aşçıya izin verildi. Aramızda hain var,biri sürekli Fatoya bişeyler söylüyo.Yazında başımıza gelmişti bi kaç kez,bu gece toplanıp haini bulmamız lazım"
"Uykumu getirdin Hazal -,-"
"tamam tamam :d yarın sabah okula gitmeden mekana geç iyi geceler"
"Sanada koca göt"
Evet bu Yağız'ın klasiğiydi. "KOCA GÖT" Kızları toplayıp yatakhane 1 e giderken merdivenden biraz yuvarlandım. Birazımı var bu işin? Kıçımı çarpa çarpa yuvarlanmış olmalıyım ki yatağımdaydım ve Fato başımda dikilmiş birilerini arıyodu. Ah hayır doktor olmasın,en son bir doktor bana 1 hafta yatakdan çıkmama cezası vermişti ve gerçekten sıkıcıydı. 1 haftanın sonunda yatakla akraba olmuştuk. Aradığı neyseki doktor değilmiş,Hatçeymiş,ondan yarabandı ve krem felan istemiş. Kremi ayak bileğim,yanağım ve koluma sürüp gerekli yerlere yara bandı yapıştırınca endişeli yüz ifadesi bi anda silinip,gecenin bu saatinde ne işiniz vardı 2.nci katta? diye sordu. Ben düştükten sonra Fato bizim yatakhaneyi toplayıp yataklarımıza gönderdi. Herkez uyudu tabi, Mira,Eylül ve Almina uyuma numarası yapıyolardı. Fatoya yorgun ve masum bakışlarımı yollayınca, "Tamam,tatlım sonra konuşuruz." diyip çıktı. Çıkar çıkmaz yarabantlarını çıkardım. Kızlarla biraz sohbet ettikten sonra kızlarda yattılar. İçtiğim kahveden olsa gerek,uykum gelmiyordu. Wattpade girip,birkaç hikaye okudum. Şarjım azalınca saatin kaç olduğunu fark ettim! Ne ara saat 6 olmuştu.Yağızı aynı yöntemle uyandırıp okul kıyafetlerimi giydim. Mekana gittiğimde Yağız kaç saattir beni beklediğiyle ilgili bişeyler zırvalıyor ve sigarasından derin nefesler çekiyodu. Yağız eğer derin çekiyorsa bilin ki bi sıkıntı vardır. Yine dedesinden mektupmu gelmişti? Yağız'ın annesinin babasıda her yıl düzenli olarak Yağıza 'sen kızımı öldüren katilsin' konulu mektuplar yazıyordu. "Yine mektup mu geldi? Ne bu halin?" diye sordum. İfadesiz bi suratla "Nerden çıktı" diyebildi dudaklarının arasından. Sigaramı yakıp,elimle onun sigarasını gösterip "derin çekiyorsun" dedim. Yüzüne kocaman bi gülümseme yayıldı, " Evet malın teki beni bir türlü uyutmadı da" derken bi yandan kaş göz yapıp beni gösteriyodu. Mekana sakladığımız biralardan alıp açınca Yağız'ın gözleri büyüdü. "Tabiki sabah sabah sen bira içemezsin" derken birayı elimden alıp kafasına dikti. Gözlerimi devirip (en azından devirmeye çalışıp) çevik bi hareketle Yağız'ın elinden birayı kapıp kafama dikerken, Yağız beni gıdıklıyor,elimden birayı almaya çalışıyordu. En sonunda pes edip Birayı kafama son kez diktim ve Yağız'a uzattım. Zafer gülümsemesi yapıp "Demek sen sabahları buraya gelip bira içiyorsun" deyince "Tabiki hayııır" diye yalan söyledim. Gerçeği söyleseydim bi güzel dayak yerdim. "Bir sabah basıcam seni küçük Hanım" dedi imalı imalı. Gülümseyip sigara yaktım. Saatin 7 olduğunu mekan dolunca anladım. 7.30da yemek vardı,herkez yarım saat önceden gelir sigara içer,yada sigarası olanlardan sigara alırlardı. Bu konuda şanslıydım. Yanımda Yağız varken kimse benden sigara isteyemiyordu.Bikaç kişi biraları sakladığımız yerden çantasına bira koyunca,bende adımımı tam attığım sırada saçımdan biri çekiştirdi. "Hadi ama Yağız,bi bira?" derken en masum halimi takınınca "Masum halin işe yaramıyor koca göt" deyince Yağız'ın hassas noktasına oynadım. Evet tabiki gıdıkladım. Kahkalar atıyor,birbirimizi gıdıklıyorduk. Bugün ne çok gülmüştük çok gülen çok ağlar glw. Yağız beni çoktan yere yatırmış,gıdıklıyordu. Fato ve Hatçe duymasın diye elini ağzıma kapayınca elini ısırdım. Hemen ayağa kalkınca,fırsattan istifade ya Allah bismillah diyerek çantama bira attığım gibi kız binasına koştum. Saat çoktan 7.30 olmuştu,yemekhane sırasına girip,(aşçı olmadığındaN sandiviç hazırlamak için) bizim 5li whatsapp gruba yazdım. -Mira,Almina,Eylül,Ben ve Kübra- "Kahvaltıya gelin genççleer" o sırada hepsi yemekhane kapısından girip yanıma gelince, "Nerdeydiniz" dedim. Kübra " Mekanda,senin kahkahalarını izliyoduk" deyince hepimiz güldük. Kahvaltı yaptıktan sonra saat 8 olmuştu. Ben yurttan çıkarken kızlar daha yeni hazırlanıyolardı,onların okulu 8.30daydı. Binadan çıkarken Fatoya "Ben çıkıyorum" diye seslendim. Yurdun kapısının önünde beni bekleyen Yağız'ı görünce istemeden gözlerim büyüdü. Yağız yanağımdan makas alıp, çantama uzandı. Geri çekildim,hemen. İnat etmiştim bi kere,kaçışı yoktu valla. Doğrusu şuan kaçışı olmayan bendim,Yağız "Hazal onu bana ver" derken fazlasıyla ciddiydi. Küçümser bi bakış atıp "Beni tanıyorsan,vermiyceğimide biliyosundur" dediğimde Yağız cebime uzanıp "Sigaranı istiyosan,birayı verirsin" deyince "Ama Yağıız" diye itiraz ettim. "Omo yoğooz" diye beni tekrarlayınca kaçışım olmadığını anlayıp birayı verdim. Yağızla vedalaştıktan sonra okula yürümeye başladım. Okul yolu taştan ahey,gitmekte zorlaniğyrem tey tey aval aval bakan erkekler tabiki yoktu,çünkü geç kalmıştım,herkez çoktan derse girmişti. Yolda sürüne sürüne gelince geç kalırsın tabi Hazal! Off çekip sınıfIN kapısını çaldım. Sınıfa girdiğimde herkezin bana bakması rahatsız etmişti. Ne var yani geç gelen herkeze böylemi bakıyolardı? Evet. Ben olsam bende bakar hatta laf bile atardım. Tam da Hale'nin yaptığı gibi. "Ooo hanfendi yeni uyanmışta tenezzül edebilmiş okulumuza" Ağzıma açtığımda hoca Hale'yi susturmuştu. Geç kaldığım için özür dileyerek yerime geçtim. Melis "Niye geç kaldın" deyince "Yağız oyaladı" dedim. Doğru yaa onlar Yağızı bilmiyolar ki,Melis kaşını kaldırıp bakınca tenefüste anlatırım diyip Haleye döndüm. İşte başlıyorduk bu sürtüğün kuyusunu kazmaya,ona haddini bildirmeye.Dün olanlar canımı sıkmıştı. KİMSE ailem hakkında iyi-kötü konuşamazdı. Kimse bana delici bakışlar atamazdı. Ailem en derin yaram gibiydi. Yeni yeni kabuk bağlamış olan,sürekli tuz basılan derin yaramdı. Tam unuttum derken.. Hale sanki yaramın kabuğunu soyuyordu. Acıyordu,belli etmesemde fazlasıyla acıyordu. Sahiden,ailem neden bırakıp gitmişti beni? Hala hayattalarmıydı? Halenin işini bitirmeli,ve Halenin aklıma taktığı sorunun cevabını bulmalıydım. 'Neden beni bırakmışlardı?'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUM
Genç KurguSaçma sapan bir sebepten dolayı ailesi olmayan Hazal'ın Yurtta kalan Hazal'ın Aşık olan ve aşık eden Hazal'ın Masum hikayesi.. Kısacası; Masum olmayan Hazal'ın masum hikayesi Not: Yeni doğan bebekler bile masum değildir,annesine o kadar acı çektird...