(BÖLÜM 20. Nazlı Benim Sevgilim...)

934 52 0
                                    


Ali ve Kerem birbirine öyle bir bakıyordur ki. Resmen birbirlerini öldürecekmiş gibidir.
Nazlı:Ne oluyor burada dedim?...
Kerem:Hoşgeldin Nazlı...
Nazlı cevap vermez. Aliye bakar.
Nazlı:Bana projenin iptal olduğunu neden söylemedin Ali?...(Ali Nazlıya bakar. Kereme döner Nazlı) Peki sen nasıl yaptın bunu? Nasıl işimizi sabote ettin?...
Kerem:Nazlı üzgünüm ama yapmak zorundaydım...
Bunun olmasını istemezdim. Özellikle bunu sana yapmayı hiç istemezdim...(Ali Kereme bakar. Sinirden gözü dönmek üzeredir. Nazlı Keremin ne demek istediğini anlamaya çalışır.) Senin gibi birine bunu yapmak istemezdim... Ama... (Kerem masanın arkasından ayrılır. Nazlının yanına yaklaşır biraz. Ali de gelir.) İnsan bazen hoşlandığı kıza bile böyle şeyler yapabiliyor... (Nazlının gözleri büyür. Ali Keremin yakasından tutar.)
Ali:Ulan ben şimdi senin!... (Kafayı gömer. Kerem masaya doğru yapışır Nazlı aralamaya çalışır Aliyi. Kimse de karışamıyorsun dışarıdan. Aliyi tutmak mümkün değildir resmen. Kerem de karşılık verir. Aliye yumruk atar. Ama bu Aliyi durdurmaz. Kereme sağlı sollu geçrir yumrukları. Sonunda Nazlı tutmayı başarır. Kerem gülüyordur.) BİRDE GÜLÜYOR!.... ULAN SENİN O AĞZINI VARYAAA!....
Kerem:Gel ne yapmak istiyorsan yap... HADİİ... GEELL...
Nazlı:SEN KES SESİNİ... (Nazlı böyle diyince Kerem susar. Nazlı o kadar fena bağırmıştır ki. Nazlıya bakar.) Senin gibi rezil biriyle kimsenin işi olmaz... Hele ki benim.. Aslaaa...
Kerem:Senden hoşlandığımı duyunca sevinirsin sanmıştım...
Nazlı:(Ali üzerine tekrar atlayacakken Nazlı durdurur onu.. Alinin elinden tutar.) Sen kendini ne sanıyorsun Bee?... Bu nasıl bir özgüven?... Nasıl bir küstahlık... Senin gibi bir mahlukatla bırak birlikte olmayı. Komşu bile olmam...
Kerem:Ama öylesin...
Nazlı:Sen öyle san... (Alinin elini biraz daha sıkı tutar. Ali Nazlı böyle diyince şaşırır. Bilmiyordur çünkü.) Ben Aliyi seviyorum... Ve onun elini Asla bırakmam anladın mı?... ASLAAA... (Dişlerini sıkarak konuşur.) Aliden de benden de... Uzak dur... Bu sana son uyarım... Yoksa bir dahakine karşında bambaşka bir Nazlı görürsün!...
Kerem:Karşımda sen ol da... Nasıl olursan ol...
Nazlı Keremin suratına geçirir tokadı.. Parmaklarının izi çıkmıştır resmen...
Nazlı:Artık bu komik cümlelerini kendi kendine kurarsın..
Ali:(Keremin karşısına gelir.) Aldın mı Sevgilimden cevabını...
Nazlı elinden tutar Alinin ve çıkarlar oradan...
Kerem:(dudağından çenesine doğru akan kanı siler. Yüzü asıktır. İçeri sekreteri girer.) Bir şey yok tamam..(Elindeki kana bakar. Ardından koridora bakar. Gülümsemeye başlar) Asi kız... Bayıldııımm...
AlNaz elele çıkar. Nazlı taksiyle gelmiştir. Alinin elinden anahtarı alır. Arabayı Nazlı kullanacaktır. İkiside sessizdir. Ali arada Nazlıya bakıyordur. Nazlı sadece yola bakar. Yüzü baya asıktır.
Ferda Doruğun yanına gelir ve olanları duyunca şok olur...
Ferda:Nasıl yanii?.. Böyle bir şey nasıl olur Doruk?
Doruk:Allahtan Nazlının yedek planı vardı.. İhsan beye güvenmiyordu... Ama Aliyi tutamadık... Nazlı da peşinden gitmiş... Ben kaldım burada böyle...
Ferda:Tamam canım.. Sen sakin ol...(Doruk başını masaya koyar. Morali çok bozuktur.) Aşkım yedek planınız varmış işte.. Bozma moralini nolur hadi... Bak bende üzülüyorum böyle...
Doruk:Yok yok üzülme.. Tamam...
Ferda:(Doruğun yanına doğru gelir. Masaya yaslanır.) İşin yoksa gel erken çıkalım biraz gezelim. Ne dersin?...
Doruk:Seninle dışarıda gezeye çok ihtiyacım var şuan..
Ferda:Gel hadi gidelim...
DorFer çıkar dışarı.
Ferman Belizin ofisine gider. Birlikte oturuyorlardır. Fermana mesaj gelir. Gözleri biraz büyür. Sesi tuhaf çıkar daha sonra.
Ferman:Aşkım.. Ihmm.. Ben sana şimdi bir şey soracağım... Mesela.. Ali gidip Keremin şirketini bassa, sağlı sollu yumruk geçirse, kafa falan atsa sonra da Kerem onu şikayet etse.. Sen kurtarırsın dimi?...
Beliz:Kurtarırım da... Sen niye böyle şeyler söylüyorsun şimdi?..
Ferman:Hee güzel.. Ali yapmış çünkü.. Bir ihtimal polise gidebilir Kerem de ...
Beliz:Ne ? Ferman lütfen şaka de...
Ferman:Keşke desem... Ama şöyle bir şey de var.. Nazlı da tokat atmış Kereme...
Beliz:NEE? Bunlar ne yapıyor böyle? Çiftler olarak mı saldırıyorlar?... Delirdi mi bunlaarr?...
Ferman:Ama ağır tahrik var burada. Çünkü Kerem yapmış yapacağını...
Beliz:Ne yapmış?..
Ferman anlatır durumu. Ardından kafeye geçerler.
Nazlı sahilde sakin bir yere çeker arabayı. İner aşağı ve birkaç adım atar. Derin bir nefes alır. Ali de iner. Nazlının yanına doğru gelir. Aslında kızgındır Ali, çok sinirlidir. Ama Nazlının dedikleri onu pamuk gibi yapıyordur resmen.. Alinin eli kızarıktır. Yanağında da biraz morluk vardır. Ali de yanına gelir Nazlının ve gözlerini kapatıp derin bir nefes alır... Sessizce duruyordur ikiside. Ali Nazlıya bakar.
Ali:Nazlı bir şey söylemeyecek misin?...
Nazlı:Neyle ilgili?...
Ali:Az önce olanlarla ilgili...
Nazlı:Hayır... (Ali tamamen ona döner. Nazlı da döner)Çünkü umurumda değil... Artık sadece mecburi olarak kampüste toplantılarda yanyana geliriz. Bunun dışında yüzünü bile görmeyeceğim birisi o... Neden onun hakkında bir şey söyleyeyim?... (Ali bunları duyunca gülümsemeye başlar.) Umurumda olan sadece sensin... Ondan bana ne... Artık komşu da değiliz. Ayrıcaaa.. Ben bu yatırım konusunda İhsanın dengesiz biri olduğunu biliyorum. O yüzden araştırma yaptım ve proje kaldığı yerden devam ediyor. O konu da da sıkıntımız yok. Tek sıkıntımız... Senin bu öfke kontrol meselen... (Ali Nazlıya bakar. Yüzü asılmıştır. Nazlı biraz daha yaklaşır. Elini Alinin boynuna dolar) Ben senin yerinde olsaydım... Onu öyle bir döverdim ki yerden kalkamazdı...
Ali:Araya sen girmemiş olsaydın öyle olacaktı ama.. Neyse..
Nazlı:O anda durum farklıydı.. Sonrasında diyorum ben..
Ali:Biz ne güzel bir ikiliyiz böyle yaa...
Nazlı:Kesinlikle öyleyiz...
Nazlı Aliyi öper.
(BİRKAÇ HAFTA SONRA)
Yeni yatırımcıyla projeye devam edilir ve temel atılmıştır. Keremin istediği olmamıştır ve bu onu çıldırtıyordur... Nazlı kampüstedir. Yeni alınan kararla Nazlı dekan yardımcısı olmuştur. Odasından çıkar. Çıktığı gibi kapıda Keremi görür. Elinde çiçek ve küçük bir hediye kutusu vardır. Nazlı Kereme bakar.
Kerem:Nazlı ben Herşey için özür dilerim...
Nazlı:(Odasının kapısını kapatır, kilitler. Yüzüne bile bakmadan yürümeye başlar. Kerem arkasından bakar. Ardından o da peşinden yürümeye başlar. Nazlı amfiye doğru ilerler. Kerem peşinden geliyordur. Nazlı amfiye girecekken Kerem önüne geçer.) Ama sen sıkmaya başladın artık...
Kerem:Neden böyle diyorsun ki?...
Nazlı:Hasta mısın sen ya? Peşimde dolanma diyorum bak fena olacak...
Etraftaki öğrenciler onları duyuyordur.. Bir süredir Keremin garip garip tavırlarını onlar da görmüştür.
Kerem:Nazlı neden bu kadar nazlanıyorsun?.. Gerçekten adının hakkını veriyorsun sen...
Nazlı:Benim sevgilim var ve sen böyle sarkıntılık mı ediyorsun bana?..
Kerem:Şimdi öyle demeyelim de.. Yani biraz ılımlı davransan olmaa...
Nazlının arkasından doğru öğrencisi Can gelir.
Can:Hocam ?.. (Kereme bakar. Sinirle) Bir sorun mu var? (Kerem Cana bakıp alaycı bir şekilde gülümser. Ama bu gülümseme yavaşça Yok olmaya başlayacaktır)
Pelin:(ardından 5 öğrenci daha Nazlının arkasına doğru gelir hepsi Kereme bakıyordur. Bu sefer Nazlının yüzünde gülümseme oluşmaya başlar..) Hocam Kerem hoca neden siz istemediğiniz halde peşinizde dolanıyor?...(Biraz yüksek sesle) Yoksa sizi rahatsız mı ediyor?...
Nazlının arkasında durmaya başlar bir sürü öğrenci. Sayı giderek katlanıyordur. Hepsi Kereme öfkeyle bakar. Çünkü onun nasıl biri olduğunu Nazlı orada göstermiştir. Nazlı yandan doğru arkasındaki öğrencilere bakar. Ardından Kereme bakar. Bir adım yaklaşır.
Nazlı:Senin yerinde olsam kendim ayrılırım buradan.. Ama dersen ki illa ben atılmak istiyorum... Ben ve sevgili öğrencilerim seni seve seve atarız... Sen seç... (Kerem hepsine bakar. Öğrenciler öyle bir bakıyordur ki.. 100 kişiden fazla vardır orada. Daha da artıyordur.. Bütün öğrenciler Nazlının tarafını tutuyordur... Kerem biraz ürkmeye başlar.. Sadece Keremin duyacağı şekilde.) Göze göz... Dişe diş... Savaşı sen başlattın... Bundan sonra arkanı kolla anladın mı?... (Biraz yüksek sesle) Ben burada senin gibi bir hoca istemiyorum. Saplantılı bir hoca istemiyorum!...
Kerem yandan bir gülümseme ile bakar hepsine. Ardından arkasını dönüp gider...
Kerem hızla çıkar fakülteden. İstifasını vermiştir. Emre karşısından geliyordur.
Emre:Kerem?  Noluyor?..
Kerem:Elinin körü oluyooorrr...
Emre:Bak insan içindeyiz.. Bağırma... Ne oldu söyle?...
Kerem:Bundan sonra kimseye acımıyorum!... Herkes hakettiğini alacak!... Madem savaş istiyorlar. Bu sadece işle olmayacak!...
Emre:Ne diyorsun Kerem?.. Anlamıyorum hiç bir şey...
Kerem:Bundan sonra böyle oynamıyorum diyorum... Madem can yakmak istiyorlar... O zaman gerçekten can yakacağım!...
Kerem geçip gider. Emre bakar arkasından...
Emre:Ne oldu şimdi ya?...
Emre fakülteye girer ve Keremin istifa ettiğini öğrenir. Ne demek istediğini de ne yapacağını da anlar. Şimdi Emrenin önünde iki seçenek vardır... Ya Kereme yardım edecektir ve Karşılarına kim çıkarsa canlarını yakacaklardır... Ya da Nazlıya haber verecek ve onu uyarıp dikkat etmesini, önlem almasını sağlayacaktır. Ama en yakın arkadaşına ihanet etmiş olacaktır.
Emre iki seçeneğin arasında sıkışıp kalmıştır................

Aşkın Mimarları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin