(BÖLÜM 30. Onaylamıyorum...)

408 26 0
                                    


AdSel Ferdaya bakar. Ağlamaklı olur. AdSel aynı anda Ferdaya sarılır. Onlar da kötü olmuştur. Böyle olunca da kızamazlar tabii..
Selvi:Bir daha bir şey saklamak yok... Valla çok fena olur...
Ferda:Tamam... Bir şey saklamayacağım...
Selvi de biraz tumuşamıştır böyle olunca. Kıyamaz onlara...
(ERTESİ GÜN)
Ferda Doktordan gizli odaya girer. Doruğun elinden tutmuş yerde oturuyordur. Sabaha kadar beklemiştir ve uyuyakalmıştır... Doruk yavaş yavaş uyanmaya başlar. Tavana bakar önce. Daha sonra soluna doğru çevirir başına. Camdan dışarı bakar. Ardından sağına bakar ve Ferdayı görür... Gülümser... İçeri hemşire girer. Ferda bir anda uyanır kapı açılınca. Hemen kapıya baktığı için Doruğun uyandığını görmez.
Ferda:Ayy... Ben bir Doruğa bakayım dedim... Ama daha uyaaa... DORUUUK...
Doruk:(Sesi yorgun gelir) Günaydıın...
Hemşire Doruğun ilacını verirken Ferda başından ayrılmaz. Ekipte kapıdan bakar ona.
Hemşire:İçeri gelebilirsiniz...
Ekip içeri doluşur. Ferda Doruğa öyle bir bakıyordur ki. Sanki biri ona dokunsa o anda ağlamaya başlayacaktır. Doruk hepsine bakar.
Doruk:Sizi tekrar görmek çok güzel geldi be...
Ferda başlar ağlamaya...
Ali:Ablaa... Biz ne konuşmuştuk...
Ferda:Tutamıyorum kendimi ne yapayım?...
Doruk:Çirkin ağlayan bir sevgilin var biliyorsun değil mi güzeller güzeli...
Ferda:Biliyorum... Ama tutamıyorum şuan kendimi... (Durmaya çalışır..) Aaaa... Musluk gibi yaa...
Doruk Biraz doğrulur. Ferdanın yanağından öper...
Doruk:Ama ağlama... Bak iyiyim işte... Dayanabildiğim kadar dayandım bak... Bırakır mıyım ben hiç seni?...
Ferda:Bırakmazsın...
Adil:İyi misin oğlum?...
Doruk:Şuan harikayım ben Adil amca...
Selvi:Gene bizim en son haberimiz oldu ama neyse... Şuan bunu konuşmayacağız onun hesabını ayrıca soracağız... Şimdi sen dinlen Dorukcuğum... Bizde çok fazla kalabalık etmeyelim...
Doruk:(Bir anda) Gitmeyin!... (Hepsi kalır bir anda. Birbirlerine ardından Doruğa bakarlar.) Ş... Şey... Yani ben iyiyim... Oturalım birlikte... Olmaz mı?...
Ferman:Bize uyar...
Demir:Oturalım o zaman...
Açelya:Hayatım biz bir şeyler alalım gelelim bence...
Demir:Tamam canım...
Beliz:Bizde gelelim yardım ederiz size hem...
Açelya:Hadi o zaman...
AçDem ve FerBel gider.
(AKŞAM)
Ferda Doruğun üzerindeki kazağı değiştirmesine yardım ediyordur. Sırtındaki yaraları görünce şok olur. Üstündeki kıyafetlerden anlamamıştır ilk baktığında... Ama tekrar bakınca Ferda şok olmuştur... Kalır bir anda... Doruk yandan bakar Ferdaya... Daha sonra elinden tutar ve yanına oturtur. Sağ kolunu kullanırken zorlanıyordur ama belli etmez...
Doruk:Canım... (Ferda gözlerinin içine bakar. Gene dolmaya başlamıştır gözleri...) Ver sen bana onu... (Kazağını giyer kendi.. Biraz zorlanır tabii...) İyileşecek işte... Sorun yok bak... İyiyiz hepimiz... Yapma hadi böyle... Bak bende üzülüyorum... (Ferda başını biraz öne eğer. Daha sonra Doruğa bakar.) Bak sana ne diyeceğim... Ben varya... Orada çoğu şeyi hatırlamıyorum... Tek hatırladığım şey sendin biliyor musun?...
Ferda:Nasıl yani?...
Doruk:Sadece seni görüyordum ben etrafımda... Rüya gibiydi yani... Hatırlamıyorum ki bir şeyi... (Hatırlıyordur. Sadece Ferdayı biraz rahatlatmaya çalışıyordur. Ama dediği de doğrudur.) Bak... Evet çok kötü bir travma yaşadık... Ama yaşadık... Bitti yani... Geçti... Bak gene birlikteyiz... Yan yanayız... Değil mi?...
Ferda:Öyleyiz... (elini Doruğun yanağına koyar. Gülen gözlerle bakar ona...) Bundan sonra yanımdan ayrılmak yok... Tamam mı?...
Doruk:Bu bir teklif mi?... (Ferda ona bakar.) Teklif mi?...
Ferda:Birlikte yaşayalım mı?...
Doruk:(Şaşırmıştır...) Evet... Eveeettt... MİLYONLARCA KEZ EVEETT... Aaaa dur bu senin repliğin...
Ferda:Şebeeek... (Sarılır Doruğa... Doruk çok mutlu olmuştur... Ama bu mutluluk bir kaç saniye sonra yerini endişeye bırakır... Sebebiyse Ferdanın daha önce Doruğun Annesiyle tanışmamış olmasıdır... Birbirlerine bakarlar. Doruk tekrar gülümser..)
(BİRKAÇ GÜN SONRA)
Doruğun evine geçer herkes. Doruk Ferdanın yanında olmasından daha çok güç buluyordur sanki... Çantasının içindedir hala kutu... Akıllarına gelmemiştir hastanede bakmak. İçeri geçerler. Doruk oturur. Kızlar mutfağa doğru geçer. Ali Doruğun yanına oturur.
Ali:İyi misin abi?...
Doruk:Eh işte... İyiyim galiba... (Masaya bakar.) Burada bir kuru vardı? Nerede o?... Kutu nerede?
Ali:Sakin ol... Sakin abi... Biz yanımıza almıştık onu... Dur... (Ali kalkıp getirir. Tam içeriye gelmiş açacakken) AÇMAAA!
Hepsi korkar. Kızlar da Doruk bağırınca içeri gelir...
Ali:Tamam lan... Ne bağırıyorsun?... Açmadım...
Ferda:Ne var ki onda?... (Doruk sessiz kalıyordur. Ferda Alinin elinden alır kutuyu. Doruğa bakar. Ferda Doruğa bakarken kutuyu yavaşça açmaya başlar. Doruk ayağa kalkar. İçinden minik bir kutu daha çıkar. Ferda garip bakar. Onu da açar. İçinde  bir müzik kutusu vardır. Doruk yaklaşmaya başlar Ferdaya. Ferda müzik kutusunu çalıştırır. Şarkı çalmaya başlamıştır. Doruğa bakar.) Doruk bu ne?...
Doruk:Sadece dinle... (Ferda dinlemeye devam eder. Hepsi şaşkın bir şekilde bakıyordur. Müzik biter. Müzik kutusu bir anda açılır. Ferda irkilir. Ama kutunun içinde bir yüzük vardır. Gözleri büyür. Doruğa bakar. Doruk başını biraz sola yatırmış Ferdaya bakıyordur. Koltuğa tutunarak diz çöküyormuş gibi yapar...) Bunu adam akıllı vermeyi istiyordum... Ama artık beklemek istemiyorum... Benimle evlenir misin Ferda Erinç ?
Ferda:(şok olmuştur. Doruğa bakar. Başıyla onaylar. Gülümsemeye başlar.) Evet... Evet evet EEVEETTT... (Doruk ayağa kalkar. Ferda sarılır Doruğa. Kulağına fısıldar gibi) Sonsuza kadar Evet...
Ali Nazlıya bakar bu sırada... Nazlı mutluluktan ağlıyordur resmen. Ekip alkışı koparmıştır tabii... Hepsi onları tebrik eder. Nazlı Aliye bakar. Göz göze gelirler. Ali yanına doğru yaklaşır. Elini tutar Nazlının daha sonra elini ardından da yanağını öper.
Nazlı:Ne kadar tatlılar değil mi?...
Ali:(Hala Nazlıya bakıyordur.) Evet... Çok tatlı... (Nazlı Aliye bakar.) Nazlı... Ben... (Ali bir şey söyleyecek gibi olur... Ama tutar kendini...) Ben... Şey...
Nazlı:Ne?
Ali:(Derin bir nefes alır... Tekrar bakar Gözlerinin içine...) Ben... (Kapı çalar. Durur bir anda... Hepsi kapıya bakar. Ferman kapıyı açar.)
Tülin:NEREDE BENİM OĞLUUM?!... (bağıra bağıra Doruğun annesi girer içeri. Herkes kalmıştır. Ferman  kapıyı tutarken ona bakar. Şaşkındır hepsi.) OĞLUUMM!...
Doruk:A...Anne? Anne sen ne yapıyorsun burada?... Nasıl buldun burayı?...
Tülin:Ne demek ne yapıyorsun?... Oğlum bana neden haber vermiyorsun?... Neden söylemiyorsun?...
Demir:Doruk... Annen mi?
Doruk herkese bakar. Sonra yanında duran ve elini tuttuğu müstakbel eşi Ferdaya bakar. Henüz hiçbiri tanımıyordur Tülin hanımı... Tülin Doruğun yanına gelir. Ferda tanışmak için hazırlanır. Derin bir nefes alır ve tam konuşacakken...
Tülin:Oğlum ayakta durma... Geç otur... (Doruğa yönelir, Ferdanın elini bıraktırır ve ona destek olup oturtur. Herkes kalır bir anda olduğu yerde... Tabii Ferda da...) Ayakta duramazsın... Dinlenmek zorundasın... Tahlil sonuçların nerede onlara bir de ben bakayım...
Doruk:(bir anda sesi yüksek çıkar.) Anne bir dur... Dur... (Ferdaya bakar. Tekrar ayağa kalkar.) Ferda... (elinden tutar. Annesinin karşısında dururlar.) Kız arkadaşım.. Müstakbel eşim de diyebiliriz... (Tülinin gözleri büyür. Sadece Doruğa bakıyordur. Ferda onun için resmen görünmezdir ve kızlar bu duruma aşşırı derecede sinir olmaya başlamışlardır.) Hayatım... Annem Tülin... (Doruk annesine bakar. Tülin çok fena bakıyordur.)
Ferda:Memnun oldum Tülin hanım... (Ferda tokalaşmak için elini uzatır. Tülin Ferdaya ardından da eline bakar. Daha sonra yüzünde alaycı bir gülümseme oluşur. Ferda bundan hiç hoşlanmamıştır.)
Tülin:Gerçekten mi?... (Doruk gözlerini kapatıp sinirle nefes alır. Daha sonra Ferda elini çeker. Kızlar birbirine bakar. Herkes şok olmuştur)
Doruk:Anne lütfen!...
Tülin:Başına bir sürü olay geliyor... Evini değiştiriyorsun... Onca şey oluyor... Ben senin evini bulup geliyoruum... Ve sen benim karşıma bununla mı çıkıyorsun?
Ferda:Bununla derken?
Tülin:(Doruk konuşacakken) Hiç zahmet etme Oğlum... Beni ikna etmeye çalışma... Annenin izni olmadan kimseyle evlenemezsin sen... Seni çok iyi tanıyorum... (Ferdaya bakar.) Eğer siz de biraz olsun tanıyor ve bana saygı duyuyorsanız şuan gidersiniz... Oğlumdan uzak durun... Çünkü benim onayım olmadan Doruk hiç bir şey yapmaz
DorFer bakıp kalır Tüline.............................

Aşkın Mimarları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin