three

1.2K 109 60
                                        

Felix sessizce evin kapısını açıp içeriye geçti ve yavaşça kapıyı kapattı. Sırt çantasını yere bırakıp sessiz olmak için büyük çaba sarf ederek montunu çıkardı. Yorgunluktan ölmek üzereydi ve tek isteği bir an önce odasına geçip dinlenmekti. Montunu askıya asıp Jeongin ve Seungmin'in uyumuş olmasını umarak yavaş adımlarla odasına ilerledi. Jeongin ya da Seungmin'e yakalanmadan odasına geçmek istiyordu, özellikle Jeongin'e çünkü onlara eve gelmeyeceğini haber vermediği için sorguya çekileceğini biliyordu.

Jeongin'in odasının önünden geçtiğinde rahat bir nefes almıştı. Tam odasının önüne gelmiş kapının kolunu aşağıya indirecekken Jeongin'in odasının kapısı açıldı. Jeongin'in odasının ışığı yanıp koridoru aydınlattığı an Felix olduğu yerde kalıp gözlerini sıkıca kapattı, Jeongin hızlıca odadan çıkıp "Nereye gittiğini sanıyorsun seni küçük fare?" diye Felix'e seslendi.

Gözlerini açıp yavaşça Jeongin'e döndü ve sahte olduğunun anlaşılmamasını umduğu gülümsemesi ile "Jeongin, canım arkadaşım." diye karşılık verdi. Jeongin yalandan gülümseyip kafasını salladı "Ben de tam dinlenmek için odama geçiyordum." diyip tekrar kapının koluna uzandığında Jeongin ona doğru adımlayıp "Sakın kaçmaya çalışayım deme!" diye seslendi. Felix'in yanına ulaşıp kolundan tutup çekiştirmeye başladı.

Felix'i oturma odasına doğru sürüklerken, Felix dudaklarını büzerek "Bırak kolumu canımı acıtıyorsun." dedi. Jeongin iğrenmiş şekilde ona baktı ve "Nesin sen wattpad kurgularındaki kötü çocuğa aşık olan uyuz kız mı?" dedi. Felix ona oflayarak kendisini oturma odasına sürüklemesine izin verdi. Odanın önüne geldiklerinde Jeongin ışığı açtı ve Felix'i beraberinde sürükleyerek odaya girdi.

Odaya girdiklerinde Seungmin bilgisayar sandalyesinde sırtı onlara dönük bir şekilde oturuyordu. Felix ona tuhaf tuhaf bakarken Jeongin, Felix'i koltuğun yanına getirip omzundan iterek kolutuğa oturttu.

Felix anlamsız bakışlarla bir sırtı dönük Seungmin'e bir de başında cehennem zebanisi gibi dikilen Jeongin'e baktı. Seungmin'in bir anda "Lee Felix." diye seslenmesiyle olduğu yerde sıçardı. Seugmin sandalyenin yardımıyla Felix'e dönerken ayarı tutturamamış, 180 derece dönüp tekrar aynı konumuna gelmişti. Jeongin onun bu beceriksizliği ile elini alınına vurup "Neden böyle bir aptalla arkadaşım ki." diye söylenmişti.

Seungmin tekrar sandalye yardımı ile dönüp bu sefer yüzü Felix'in olduğu yere geldiğinde ayaklarının yardımıyla kendini sabitledi. Ellerini ciddi bir tavırla önünde birleştirip tek kaşını havaya kaldırdı "Söyle bakalım, tüm gece neredeydin?" diye sordu.

Felix sevimli bir şekilde gülümseyip "Daha gece bitmedi ve evdeyim. İyi geceler." diyip ayaklanmaya çalıştığında Jeongin onu omuzlarından tutup tekrar oturttu ve "Seni yalancı küçük fare, nereye kaçtığını sanıyorsun?" diyip kaşlarını çatarak Felix'e baktı. Felix alt dudağını sarkıtıp "Bana ikidir küçük fare diyorsun." diyip Seungmin'e döndü "Ben fareye mi benziyorum Seungmo?" diye sordu.

Yavru kedi bakışları ile ona bakarken Seungmin ciddi ifadesini anında yumuşattı "Hayır Lixie, Jeongin sana şaka yapıyor." dedi. Jeongin ikisine de tuhaf bakışlar atıp "Hayır şaka yapmıyorum." dedi. Seungmin ona dönüp kaşlarını çattığında 'ne?' diyip kafasını salladı.

Jeongin boğazını temizledi ve "Evet konuyu dağıtmayalım. Nerdeydin Felix?" diye sordu. Felix bakışlarını ikisinden de kaçırıp elleri ile oynamaya başlayıp "Şey.." diye mırıldandı. Seungmin sandalyesi ile Felix'e yaklaşıp sabırsızlıkla "Ne?" diye sordu.

Felix kafasını kaldırıp "Hyunjin'e gitmiştim, görüşürüz." diyip tekrar ayağa kalkmaya çalıştı ama Jeongin onu tekrar oturttu. "Sen Hyunjin'de kaldığın zaman eve dönmezsin, yalan söyleme." dedi. Felix bakışlarını ikisinde dolaştırdı, dikkatle vereceği cevabı bekliyorlardı. Bakışlarını halıya çevirip "Bu sefer pek öyle olmadı." diye mırıldandı.

hurts like hell | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin