eleven

881 104 27
                                        

- Hyunjin, Felix'in evine gitmeden birkaç saat önce -

Siyah saçlı genç oturduğu koltuktan biraz daha kayıp kafasını koltuğun arkasına yasladı. Sıkıntıyla bir nefes verdiğinde tekrar odaklanmaya çalıştı. Ne yaparsa yapsın birkaç gün önce Changbin, Chan ve Minho ile yaptığı konuşmadan beri barda daha doğrusu tuvalette yaşananları hatırlayamıyordu.

Üstüne çok kafa yormasına rağmen hatırladığı tek şey Felix'in ağlamalarıydı. Ama daha fazlası olduğuna emindi. Hatırlaması lazımdı. Daha da batırmasına neden olan ne yaşanmıştı. Elleri ile yüzünü sıvazladıktan sonra aklına gelen şeyi denemeye karar verdi. Felix'in söylediklerini değil varlığını hatırlamaya çalışacaktı. Gözlerini yavaşça kapatırken Felix'i düşünmeye başladı. Dolgun dudaklarını, çoğu insanın yüz kusuru olarak gördüğü ama onu daha da güzel yapan çillerini, pürüzsüz tenini, uzun ve yumuşak sarı saçlarını...

Hyunjin, onu düşündükçe yüzünde git gide büyüyen bir gülümseme oluştuğundan habersizdi.

Yavaş yavaş hafızasındaki silinik anlar netleşirken gülümsemesi kayboldu ve istemsizce kaşlarını çatmaya başladı.

- Flashback -

Sarışın genç beraberinde sürüklediği siyah saçlı gencin kolundan tutmaya devam ederken tuvaletteki üçüncü kabine girdi. Kabine girdiklerinde siyah saçlı gencin kolunu bırakıp kabinin kapısını kapattı ve kilitledi. Hızlıca arkasına dönüp, arkasında onu dikkatlice inceleyen siyah saçlı gence doğru bir adım attı. Attığı adımla birlikte kollarını da siyah saçlı gencin boynuna dolayıp dudaklarını onunkilerle birleştirdi.

Hyunjin'in ne yapması gerektiğine dair en ufak bir fikri dahi yoktu. İkisini bu durumun içine o sürüklemişti ama Felix'in ciddiye alacağını asla tahmin etmemişti. Sadece Felix ile biraz uğraşmak istemişti.

Öpüşlerine karşılık vermediğini fark eden Felix dudaklarını ayırdı ve tişörtünü çıkarmak için tişörtün eteklerinden çekiştirmeye başladığında "Niye karşılık vermiyorsun? İstediğin bu değil miydi?" diyip tişörtü yukarıya doğru sıyırıp üstündeki tişörtten kurtuldu. Tişörtü kapalı olan klozet kapağının üstüne bırakırken tekrar göz yaşlarıyla dolmaya başlayan gözlerini Hyunjin'e çevirdi.

Yüzünü Hyunjin'in yüzüne yaklaştırdı, gözlerini kapattığında biriken yaşlar gözlerinden yanaklarına doğru süzüldü. Dudaklarının arasında milimler kaldığı sırada dudakları Hyunjin'inkilere değerken "Karşılık ver." diye fısıldayıp tekrar dudaklarını Hyunjin'in dudakları ile birleştirdi. Bu sefer Hyunjin dediğini yapıp yavaşça Felix'in öpüşlerine karşılık vermeye başladı. Elleri yavaşça Felix'in ince belini bulurken Felix biraz geriye adımlayıp sırtını duvarla buluşturdu.

Çıplak sırtının duvara değmesi ile irkilip Hyunjin'in dudaklarına doğru inledi. Felix'in inlemesini duyan Hyunjin kendini istemsizce ona doğru itti. Felix'in hâlâ ağlamaya devam ettiğini fark ettiğinde, Felix'in belindeki ellerinden birini yüzüne çıkartıp hâlâ yanaklarından süzülmeye devam eden yaşları sildi ve yanağına bir öpücük kondurdu. Felix, yanağına kondurduğu öpücük ile gerilmiş ve titreyen sesiyle "Napıyorsun?" diye sormuştu.

Hyunjin ona aldırış etmeden, Felix'in boynuna doğru yöneldi ve bir öpücük daha bıraktıktan sonra kafasını kaldırıp onu izleyen Felix'e baktı. Yine yüzünde o panik dolu ifade vardı ve yanakları kızarmıştı. Bu görüntü Hyunjin'in gülümsemesine neden olurken "Sana böyle yaklaşmak çok hoşuma gidiyor Lix, her seferinde yanaklarının kızardığını görmek beni buna yapmaya daha çok itiyor."

Felix ağlaması daha da şiddetlenirken, Hyunjin'i omzundan itip kendinden uzaklaştırdı "Benim hoşuma gitmiyor ama!" diye bağırdı ve devam etti "Sen, senin tarafından ilgi görüp sonra sabahları bir başına bırakıp gidilmenin nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun çünkü!"

Hyunjin ona şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırarak bakarken Felix derin bir nefes aldı ve "Tek taraflı aşkın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun." diye fısıldadı. Sarışın gencin karşısında böyle ağlaması ve acı çektiğini görmek Hyunjin'in kalbini parçalamıştı. Hyunjin ona doğru bir adım atıp elini Felix'in yüzüne yaklaştırdığı sırada Felix elini itti. Bakışlarını yerden Hyunjin'in yüzüne çevirdi "Dokunma!"

Yanaklarından arkası kesilmeyen yaşları boynuna doğru yol almaya devam ederken "Senin şefkat dolu dokunuşların bana kendimi bok gibi hissettirmekten başka hiçbir halta yaramıyor. Çünkü beni avutmak için yaptığını biliyorum." dedi titreyen sesiyle.

Hyunjin zor çıkan sesiyle "Felix.." diye fısıldadığında sarışın genç lafını bölüp "Sus. Sana aşık olduğumu bildiğini, biliyorum." dedi. Siyah saçlı genç her zaman Felix'in ona aşık olduğundan şüphelenmişti ama bunu onun ağzından duymak kalp atışlarını hızlandırmıştı. Felix az önce ona olan aşkını itiraf etmişti.

"Ben artık buna dayanamıyorum. Ben senin acıdığı için ilgi gösterdiğin biri olmak istemiyorum." diye devam ettiğinde siyah saçlı genç üzgün bakışlarla ona baktı. "Artık buna devam edemem." dediğinde Hyunjin'in kaşları çatıldı "O ne demek şimdi?" diye sordu.

Felix göz yaşlarını umursamadan zorlukla gülümsedi "Hayatından defolup gidiyorum demek Hwang Hyunjin." dedi. Az önce çıkartıp klozet kapağının üstüne bıraktığı tişörtüne uzanıp, tişörtünü tekrar üstüne giydi. Hyunjin'e yaklaşıp kalbinin adeta titrediğini hissederken şimdiye kadar hiç yapmadığı ama hep yapmak istediği şeyi yaptı; yanağına öpücük kondurdu. Ardından Hyunjin'in yüzüne bakıp "Hoşçakal." diye fısıldadı.

Hyunjin şaşkınlıkla olduğu yerde öyle kalırken Felix tuvalet kabinin kapısını açıp kendini dışarıya attı. Felix, o kapıdan da hayatından da öylece çıkıp gitmişti ve Hyunjin arkasından bakıp kalmıştı. Onu kaybetmemek için yaptığı şeyler geri tepmiş ve Felix'i tamamen kaybetmişti.

-

Merhabalar❣️ Yine kısa bir bölümle daha karşınızdayım. Bugün yayınladığım bölümleri geçiş bölümü olarak düşünebilirsiniz, bu bölümleri soru işaretlerini ortadan kaldırmak için yazdım. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Bölümü beğendiyseniz oy verip yorum yaparak destek olun lütfen 🥰🧡🧡

 Bölümü beğendiyseniz oy verip yorum yaparak destek olun lütfen 🥰🧡🧡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
hurts like hell | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin