hurts like hell | hyunlix

four

Siyah saçlı genç önündeki kahve dolu kupanın ağız kısmında parmağıyla tur yapıyordu, dalgın bakışlarla parmağını izlemeye devam ederken daha kahveden bir yudum bile almamıştı.

Sürekli istemsiz olarak dün Felix'in ona karşı tavrını ve söylediklerini düşünüp duruyordu. Felix'e farkında olmadan sevgi ya da şefkatle yaklaştığının, o söyleyene kadar farkında değildi. Öyle mi yapıyordu cidden? Sadece içinden geldiği gibi davranıyordu. Davranışları sevgi ya da şefkat mi barındırıyordu? Bunun hiç farkında değildi işte. Farkında olmasa da bunu yapmamalıydı, sabahları erkenden kalkıp kaçtığı kişiye özellikle.

Karşısında oturan bakır saçlı gencin onu dürtmesiyle kendine gelip sıçradı ve ağzından "Hah?" nidası döküldü.

Bakır saçlı genç ona kaşlarını çattı ve "Kime diyorum ben amcık dinlesene beni." diye isyan etti. Hyunjin ellerini siyah saçlarının arasından geçirdi "Off dalmışım, noldu Minho?" diye sordu. Minho gözlerini kısarak ona baktı "Noldu lan? Sen bir yerlere dalıp düşünme yetini çok sık kullanmazsın. Bir şey olmuş." dedi.

Hyunjin ona gözlerini devirip arkasına yaslandı ve "Sağol amına koyim, ilginden gözlerim yaşardı." dedi. Minho onu sinir etmesinin verdiği zevkle güldü "Tamam ağlama hadi, anlat noldu?" diye sordu. Hyunjin derin bir nefes aldı ve sakince dün gece Felix ile arasında geçen konuşmanın hepsini anlattı. Minho'nun sonlarda Felix'in tepkisini duyunca ağzı şaşkınlıkla aralanmıştı, Hyunjin'in konuşması bitince "Woah, Felix beni şaşırttı doğrusu." demişti.

"Sen bir de bana sor, lafı söyledi söyledi çekip gitti sik gibi kaldım ortada." diye yakındı. Hyunjin bakışlarını tekrar kahve dolu kupaya çevirip oynamaya başladı, o sırada Minho "Yani yaptığı beni şaşırttı evet ama haksız da değil." dediğinde Hyunjin bakışlarını ona çevirdi. Ona kaşlarını çatmış bakarken Minho "Ne? Hiç öyle bakma, bu işin en başında duygusal hiçbir şey olmayacak diyen sendin. Niye ağlıyorsun şimdi?" diye sordu.

Hyunjin derin bir of çekip tekrar arkasına yaslandı, kafasını koltuğa yaslayıp "Bilmiyorum." dedi. Cidden neden Felix'in bu davranışı bu kadar gururuna dokunmuştu? Onu reddetmiş olmasına mı takılmıştı? Ondan kaçıyor olduğu doğruydu çünkü anlaşmalarına göre ona aşık olduğu an Felix ile yatak arkadaşlığı tamamen biterdi. Sadece arada Felix'in nasıl sevdiğini, nasıl ilgi gösterdiğini merak ediyordu. Felix'e ilgi gösterirse o da kendisine ilgi gösterir sanmıştı ama her seferinde Felix onu itmişti. Asla sevgi göstermesini istemiyordu. Felix'in onu itmesi merakına sadece bir süreliğine engel oluyordu, hâlâ Felix tarafından sevilmenin nasıl bir his olduğunu merak ediyordu.

Kafasını yasladığı yerden kaldırıp Minho'ya baktı "Sadece bazen onun tarafından sevilmenin nasıl bir his olduğunu merak ediyorum. Başka bir şekilde tanışsak, acaba bana aşık olur muydu?" dedi. Minho onu dikkatle dinledi "O zaman sen de bir şekilde Felix'in başka yönleri ile tanışmaya çalış?" diye öneride bulundu. Hyunjin'in kafası karışmıştı, kaşlarını çatarken "Nasıl yani?" diye sordu.

Minho elindeki kahve kupasını önünde bulunan sehpanın üstüne bıraktı "Siz Felix ile dışarıda buluşup hiç vakit geçirmediniz dimi?" diye sorduğunda Hyunjin başıyla onu onayladı "Tamam işte bir şeyleri bahane ederek onunla dışarıda görüş. Mesela bugün farklı bir şey deneyeceğiz de yemek yapma fantezisi falan ayağına Felix'in başka yönlerini keşfet. Çocuğu yatak odan dışında bir yerde gördüğün yok ki amcık, bul işte bir şeyler." diyip cümlesini tamamladı.

Minho'nun önerisi, Hyunjin'in aklına yatmıştı. Bir şeyleri bahane ederek Felix'in farklı yönlerini tanımak işe yarabilirdi. Böylelikle kafasındaki soru işaretlerinin cevabını da bulabilirdi. Bir süre düşündükten sonra kendi kendine gülümsemeye başladı "Baya mantıklıymış bu cidden." dediğinde Minho önündeki kahveye tekrar uzanırken "Sen düşünemezsin böyle şeyler, tabiki mantıklı." dediğinde Hyunjin'in yüzündeki gülümseme kayboldu "Bir kere de bana laf sokma amk çocuğu." dediğinde Minho gülmeye başladı.