hurts like hell | hyunlix

nineteen

Chan'ın kafası güzel olana kadar içip, şişenin dibini gördükten sonra Jisung'a aşk itirafı yapmasının üzerinden neredeyse iki hafta geçmişti. Bu süre zarfında, Jisung belli etmediğini sanarak Chan'dan köşe bucak kaçmış ve mümkün olduğunca onunla yalnız kalmamaya çalışmıştı. Chan ise birkaç gün sonra yaptıklarını hatırlamış ve Jisung'un ondan neden kaçtığını anlamıştı. Sadece bilmiyormuş gibi davranıyordu, tıpkı Jisung'un aşk itirafını ve ona verdiği öpücüğü hiç yaşanmamış gibi hayatına devam etmesi gibi.

En büyük yanılgıları da ikisi de karşı tarafın bunu umursamadığını düşünürken, o anın aslında ikisinin de aklından çıkmıyor oluşuydu.

Jisung kolunu dürten sarışın gençle daldığı yerden gözlerini çekip dikkatini ona verdi ''Hannie sana diyorum? Sen yine dinlemiyor musun beni?''

''Ah üzgünüm Lix, dalmışım.'' diyip yüzüne samimi olduğunu umduğu bir gülümseme yerleştirdi. Onun bu yüz ifadesi Felix'in kaşlarının çatılmasına neden olmuştu. Mavi saçlı genç yaklaşık iki haftadır sürekli bir şeyler düşünüyor ama birbirlerine güvenip her konuda rahat olmalarına rağmen Felix ne düşündüğünü sorduğunda onu geçiştiriyordu. Felix arkadaşının bu durumunun tabi ki farkındaydı, sadece rahatsız olmaması için üstelemiyordu.

Felix fakültenin koridorunda olduğu yerde durdu. Onun durduğunu fark eden Jisung da durup vücudunu ona çevirdi. Felix derin bir nefes aldı ve aralarındaki mesafeyi biraz kapattı ''Bak cidden üstüne gelip seni bunaltmak istemiyorum. Günlerdir geçiştirdiğini bildiğim halde üstelemiyor olmamın nedeni de seni bir süre kendi haline bırakmamanın iyi olacağını düşünmemdi. Ama kendi haline bıraktıkça daha çok düşüncelere dalıyorsun.'' dedi ve elini Jisung'un omzuna koyup devam etti ''Son günlerde neden dalgınsın Jisung?''

Jisung derin bir nefes alıp tekrar gülümsedi ''Finalleri düşünüyordum sadece, bugün son finale de girdik. Umarım hiçbirinden kalmam.'' dediğinde Felix ona bıkkınlıkla baktı ''Hadi ama Jisung, seni yıllardır tanıyorum sen finalleri takmazsın. Asıl sorun ne?''

Jisung gözlerini kaçırdı ''Haklısın, finaller umrumda değil.'' dedi. Felix bunun zaten farkındaydı. Jisung yıllarca hiçbir vize ya da final haftasında gergin olmamıştı. İçlerinde en rahatı hep o olurdu. Bütünleme sınavlarına kalsa da bunu asla kafasına takmazdı. Dersler konusunda oldukça umursamazdı. Bakışlarını tekrar Felix'e çevirdi ''Chan hyungla o geceden beri eskisi gibi değiliz.''

Felix onu kafasıyla onayladı ''Çünkü senden hoşlandığını söyleyip seni öptü.'' dediğinde Jisung gerginlikle etrafına baktı. Bu konunun açılması her seferinde onu geriyor ve utandırıyordu. ''Hiçbir şey olmamış gibi yapamıyorsun değil mi?'' diye soran sarışın genci kafasıyla onaylamakla yetindi. Felix sıkıntıyla derin bir nefes alıp bakışlarını başka yöne çevirdi. Jisung onun en umursamaz arkadaşıydı, onun bir şeyleri bu kadar kafasına takıp üzülmesi onu da üzüyordu. Arkadaşının umursamaz halini geri istiyordu.

Aklına gelen fikirle Jisung'a döndü ''Bak ne diyeceğim, finaller başlamadan önce Hyunjin ile plan yapmıştık. Finallerden sonra Hyunjinlerin yazlığına gidip birkaç gün kafa dinlemeyi planlıyoruz. Sen de gelsene?'' dedi. Jisung gözlerini kocaman açıp şaşkın ifadesiyle Felix'e döndü ''Yanınızda biblo gibi oturup yiyişmenizi izlemek için mi?'' diyip yüzünü buruşturarak cümlesini tamamladı ''Kalsın teşekkürler.''

Felix ona gözlerini devirdi ''Seungmin de bizimle gelecek, yalnız kalmazsın.'' dedi. Seungmin'in de gelecek olması biraz da olsa planın aklına yatmasını sağlamıştı. Jisung aniden ona döndü ve işaret parmağını uzatıp ''Chucky ve gelini gelmeyecek değil mi?'' diye sordu.

Felix sorduğu soruya kahkahalarla gülerken ''Chucky ve gelini mi?'' diye sordu. Jisung onu kafasıyla onayladı ''Sen kim olduklarını biliyorsun, isimlerini anmak istemem beş harfli ve yedi harfli olan ikili.''