hurts like hell | hyunlix

twenty

Yaklaşık on beş dakikadır herkes salonda bir köşeye geçmiş birbirlerine sinirli bakışlar atıyorlardı. Sonunda sessizliği bozan Hyunjin ''Ya sen ne salak bir adamsın amına koyim farklı planın yazlığa gelmek miydi cidden?'' dediğinde Minho ona kaşlarını kaldırarak baktı ''Sen de yazlığa geleceğini söylemedin ki amcık?''

Hyunjin sıkıntıyla derin bir nefes aldı ''Tatil yapmaya nereye gidebilirim sence amk portakalı?'' dedi. Minho istemsizce elini saçlarına götürdükten sonra elini hızlıca çekip ''Saçına laf etme sikik.'' diyip Jeogin'e dönüp gülümsedi ''Sevimli şirinim saçlarıma bayılıyor.''

Jeongin'e mavi saçlarından dolayı smurf benzetmesi yaptığı için herkes ona iğrenmiş bir ifade ile baktı. Jisung iğrenmiş ifadesini koruyarak ''Senin sevgilin gargamel bir kere, ne şirini?'' dediğinde Jeongin odağını sevimli bakışlar yolladığı Minho'dan çekip Jisung'a kötü kötü baktı ''Senden akşam yemeği yaparım minik sincap.''

Jisung ona gözlerini açarak baktıktan sonra ''Ya!'' diye bağırıp oturduğu yerden ayağa kalktı ''Bana hep böyle şeyler söylüyorsun! Canavarsın sen!''

Seungmin de Jisung gibi oturduğu yerden kalktı ''Evet sürekli terör estiriyor, isyan çıkarıp kellesini alalım!'' diyerek Jisung'a katıldı. Jeongin ve Minho bağırmaya başlayan ikiliye şaşkınca bakarken, Chan elini alnına dayamış sabır diliyordu. Felix Hyunjin'in kolunu omzundan çekip oturduğu yerden kalktı, arkadaşlarını kollarından tutup ''Susun artık, bağırmayın!'' diyerek tekrar yerlerine oturttu.

Tam onları susturmayı başardığında bu sefer de Hyunjin oturduğu yerden kalkıp ''Ben de Minho hyungtan şikayetçiyim! Beni sürekli 180 derece 20 dakika pişireceğini söylüyor, onunla aynı evde can güvenliğim yok!'' diye bağırmaya başladı. Felix derin bir nefes alıp sabır dilercesine tavana baktı. Sakin adımlarla Hyunjin'in yanına ulaştığında kolunu çekiştirdi ''Hyunjin kalk bir gören olacak.''

Hyunjin'i susturmayı başardığında tekrar yerlerine oturdular ''Biz daha önce geldik amına koyim bana ne, can güvenliğin yoksa yallah otele.'' diyen Minho'ya gözlerini kısarak baktı ''Otelde olması gerekenin siz olduğunu sanıyordum.''

Köşedeki tekli koltukta oturan Chan kargaşaya daha fazla dayanamayıp oturduğu yerden kalkmadan önündeki orta sehpaya vurduğunda gürültü kesildi ve herkes dikkatini ona çevirdi ''Kesin artık kavgayı! Kimse hiçbir yere gitmiyor, odaları dağıtıyoruz gece de herkes erken yatıp zıbarıyor!''

Herkes ona gözlerini kırpıştırarak bakarken sessizliği bozan kıkırdayan Minho oldu ''Tamam babacım, sütümüzü de soğuk içmeyelim hasta oluruz değil mi?'' dediğinde Chan alaycı cevabına gözlerini devirmekle yetindi. Bu sefer söze dahil olan Felix ''Chan hyung haklı. Burada birkaç gün beraber kalacaksak birbirinizi yemeyi bırakıp tatilin tadını çıkarmalıyız.''

Chan onu kafasıyla onayladı ve Hyunjin de sevgilisinin bu ciddi tavrına gülümseyip saçlarını okşadı. Felix ciddi ifadesi anında bozulup gülümsemeye başlarken bakışlarını Hyunjin'e çevirdi. Hyunjin sevimliliğine daha fazla dayanmayıp eğilip Felix'in dudaklarına öpücük kondurduğunda Felix ona şaşkınlıkla baktı. Normalde onu sürekli öperdi ama bu sefer arkadaşlarının yanında öpmesi nedense utanmasına neden olmuştu.

''Oda dağılımını nasıl yapacağız?'' diye soran Chan'a Hyunjin tam cevap verecekken lafını bölen şey çalan kapının zil sesi olmuştu. Herkes şaşkınca birbirine bakarken Minho ''Birini mi bekliyordunuz?'' diye sordu. Herkes kafasını olumsuz anlamda sallarken Hyunjin alt dudağını dişleyip "Ben kapıya bakayım." diyip oturduğu yerden kalktı.

Kapıyı açtığında gelen kişi Changbin'den başkası değildi. Gelmeden önce Seungmin'in doğum gününe az kaldığı için, hediye alıp daha sonradan gelmek için Hyunjin ile plan yapmışlardı. Seungmin onun gelemeyeceğini sanarken bir süre sonra arkalarından o gelecekti. Tabi onları da yazlıkta bir süprizin beklediklerinden habersizlerdi.