Bir: Müsadenizle

644 63 36
                                    

Bir- Müsadenizle

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

"Kimin nesli tükendiyse el çırpsın! Kimin nesli tükendiyse el çırpsın! Kimin-"

"Ben hâlâ yaşıyorum ve siz de! Ve bu şehirdekiler de! Hangi nesil tükendi acaba?!"

Rüya'nın dedikleri ile Aysude üzgünce, çarptığı ellerini indirdi ve Rüya'ya döndü.

"Bana bak doktor! Her işime karışıp duruyorsun, sinirleniyorum haaa!"

Aysude Gökhan..
Biriciğim..

Rüya Sancak..
Kalbim..

Derya Kara..
Mimârım..

Ve ben deniz-

Önüne bakmadan yürüdüğü için düşmeden kolundan tutup kendime çektiğim Aysude'ye kötü bakışlar attım. "Önüne bakar mısın Aysude."

Sesim olması gerekenden daha nazikti. Kızgın veya bağırarak söylememiştim.

"Ya sen beni azarlıyorsun, azarlıyorsun! Kibar olmanın sırası değil. Çak ağzımın üstüne, ne olursun açıklama!"

Bu kızın nasıl arkadaşım olduğuna hâlâ şaşırıyordum. Ismini duyan dik duruşlu, sakin, hanımefendi bir bayan olduğunu zannederdi. Bizle ilk tanıştığında öyleydi tabi, hakkını yememeli..

"Sen de önüne bak. Yürü hadi."

Her zaman haklı olan arkadaşım, sırdaşım ve yoldaşım Rüya, tıp fakültesi 4. Sınıf öğrencisiydi.

Onu başıyla onaylayan ise Derya güzelimdi.

Ben mi? Ben kimdim hâlâ bilmiyordum. Uçan, daha doğrusu savrulan..

Ben....uzun süre...hayallerinin kendisine gelmesini beklemiş birisiyim. Bu yolda yorulacağımı biliyordum. Yazar tarafından ilmek ilmek betimlemelerle işlenecek, okuyucu tarafından bazen sevilip bazen acınacak, tutulacak, bırakılacak ve en sonunda bitirilecektim. Her kahraman sadece kurtardığı kişi tarafından hatırlanır. Diğerleri ise belki bir hafta, belki bir ay belki bir yıl veya ölünceye kadar. Ve sonra kahraman bile unutulur.

Gözümüzü açar açmaz iş verdiler elimize, yığın yığın hayallerini döktüler kucaklarımıza ve bağırdılar kulaklarımızın dibinde 'biz yapamadık siz yapın!' İlk ağlama dediler, ağzımıza emzik denen bir eşya verdiler. Gül dediler, gülmemiz için önümüzde binlerce takla attılar. Hayata olumsuz baktık, olumlu ol. Olumlu baktık, olumsuz ol. Ölümsüz olmalıydık..ölümsüz bir masal yazıp, o gelmesi gereken hayallerin umutlarını tamir etmeliydik. Kahramanımız biz olursak, unutulmazdık.

Çok işimiz vardı aslında. Ne 24 saat ne 30 gün, ne mevsimler, nede yıllar...bizim hep işimiz vardı... zaman bize hiç yetmedi..

Yumruk kadar olan, yaşamamızı, nefes almamızı sağlayan organı, öyle hor kullandık ki.
Demediler!
Yorma demediler! Yazık olur kendine demediler! Ben büyüğüm dediler, hiçbir şey bilmediler..

Ben 18 yaşındaydım o zaman, annemin yüzünü son gördüğümde. 18 yaşında olmak.. kimine göre kocaman kız yaşı, kimine göre bebek. İki fikri aynı anda oldunuz mu? Sabah anneniz bebeğim diye sevdikten sonra hastane köşesinde babasına ve kardeşlerine bakmak zorunda olan kocaman kız oldum ben.

Uyku..

Rüyalar..

Şefkat..

İlgi..

Çıkabilir Miyiz?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin