Onbir: Sana Karşı

130 23 2
                                    

Onbir- Sana Karşı

Medya: Taha Alaska
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

"Ayh! Miray! Yahya! Sonunda buldum sizi!"

Yahya ile yanımıza koşarak gelmiş, elini göğsüne koymuş nefes nefese konuşan Ayşegül'e bakıp önümdeki sandalyeyi çektim ve oturmasını sağladıktan sonra hemen çaprazındaki kendi sandalyeme oturdum. Nefesini düzene sokmaya çalışırken bir iki saniye bana bakıp iyiyim işareti yaptığında tekrar önündeki kağıtlara dönmüştüm.

Düzenli nefes alıp veren Ayşegül sandalyesi ile beraber masaya yaklaştığında konuştu.

"Miray.."

Her harfini ayrı ayrı uzatması ile kafamı kaldırıp ona baktım.

"Neyse boşver."

Zorlamadan geriye önüme dönüp kağıtlarla ilgilenmeye başladığımda derin bir nefes aldı ardından birden hızlıca konuştu.

"Sınıftakiler yine senin üzerinden iddiaya girdi."

Kafamı bir an olsun kaldırmamış ayrıca yüzünde de alaycı bir gülümseme peydah olmuştu. Ardından ciddi halime bürünüp mırıldandım.

"Bu sefer neyi yapamazmışım?"

"Bu sefer farklı."

Kafamı bir an olsun kaldırmıyordum. Bu insanlarla konuşmak istemediğim zaman yaptığım bir durumdu. Yoksa bakmadan konuşmayı sevmez ve öğretmezdim aslında. Sinirliydim ve Ayşegül'e bakarsam bu siniri ondan çıkarabilirdim, hiçbir suçu olmadığı halde.

"Bu seferki neymiş o halde?"

"Sınıfta bir kağıt bulunmuş. Anonim birisi. Sana karşı...bir şeyler hissediyormuş.."

Çekingen konuşması ile başımı hızla Ayşegül'e çevirdiğimde sesi kadar çekingen bakıyordu. Kaşlarım çatık bir hal alırken konuştum.

"Bu buranın konusu değil Ayşegül.." Kafamı geriye kağıtlara çevirdiğimde sessizce devam ettim. "Hiçbir yerin konusu değil."

"Ben de zaten Miray o kişiyi bulsa bile tek bir cevap vermez dedim ama... içimden işte."

Ayşegül'e bu görevi bizzat ben vermiştim. Sınıfta arkamdan konuşulduğu açıkça belliydi. Bence o kadar iyi bir insan değilden tut, neden bu kadar insanlara soğuk davrandığına kadar bütün özgeçmişimi konuşuyorlardı. Bilmek istiyordum o konuşanları sonuçta dedikodu insanın kişiliğinin ne kadar alçak seviyede oluşunun göstergesiydi ben ise onlar kadar alçalmak istemiyordum. Bu sözün rahatlığı içinde devam artırıyorum hayatımı; küçük insanlar insanlarla, büyük insanlar fikirlerle uğraşır..

Ben küçük değildim!

Sen de değilsin!

Daldığım düşüncelerden ise gözlerimin önünde sallanan yeşil kalemim çıkarmıştı beni. Başımı geriye çekip kendime geldiğimde elimde tuttuğum kağıtları ve kalemi bırakıp ayağa kalkamadan konuştum.

"Kahve içmek ister misiniz?"

"Ben yardım edeyim sa-"

Ayşegül ayağa kalkacakken omzuna hafifçe elimi koyup konuştum. "Ben alırım."

Altında 'yalnız kalmak istiyorum' yatan cümleyi anlamış olan Ayşegül 'peki' demekle yetinmişti. Cüzdanımı aldığımla hızla kahve alacağım yere gelmiştim. Kahvenin parasını ödeyip küçük bir tepsi ile elime aldığımda kenara çekilip tepsideki kahvelere bakmıştım.

Çıkabilir Miyiz?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin