"Loncana mı katılayım?" Kestane saçlı genç şaşırmış gibiydi. Gözlerini kapatan dağınık saçlarını sola attıktan sonra delicesine sırıtmaya başladı. "Katılırım elbette..." Siyah saçlı genç konuşmaya yeltendiğinde, Shawn cümlesini bitirmek için ağzını açtı.
"Beni ve yoldaşlarımı dövüşte yenersen neden olmasın." Ve Lucas da sırıtmaya başladı.
-----
"Hâlâ beni loncana istiyor musun?"
Seyircilerin coşkulu bağrışmalarından dolayı hipnoterapistin sesi Lucas'a epey az geliyordu. Genç adam kafasıyla onayladı. "Dövüş başlasın!" Sesi arenada yankılandığında Lucas, beklenmedik bir hızla ileri atıldı ve kılıcını yukarıdan aşağıya doğru savurdu. İllüzyon büyücüsü ise yıllardır bu anı bekliyormuş gibi saldırıyı geriye doğru iki adım atarak savuşturdu. Genç adam aniden arkasında duyduğu ayak sesine doğru köreltilmiş kılıcını savurduğunda, kopyalardan biri havada dağılıp başka bir yerde yeniden birleşti.
Kopyaların tamamı aynı anda Lucas'a saldırıya geçtiğinde genç adam ilk yaklaşana yukarıdan bir vuruş yaparak onu dağıttı. Bir diğerinin karnına kılıcı sapladı ve toz bulutu olmasını beklemeden kılıcını sağa doğru savurdu. Yeniden arkasından saldırana sağlam bir tekme atarak uzaklaştırdıktan sonra sol tarafında ona vurmak üzere olan kopyayı kılıcıyla karşıladı. Şimdiye kadar yok ettiği bütün kopyalar tekrar oluşup tüm güçleriyle tekrar saldırıyorlardı. Bir süre daha dövüş bu şekilde devam etti.
Siyah saçlı genç epey zorlansa da şimdiye kadar hasar almamıştı. Art arda gelen saldırılar karşısında daha fazla duramayıp sırtına bir darbe aldı ve ağzından acı dolu bir inleme çıktı. "Kanlı göz!"
Gözlerinin tamamen kana bürünmesini beklemeden "Mutlak sessizlik!" Diye haykırdı. Tüm arena sessizlikle mühürlendiğinde, izleyicilerin tamamında aynı şaşkın bakış vardı. Bağırdıklarına emin olmalarına rağmen sesleri çıkmıyordu. Aralarında büyü enerjilerini etrafına odaklayan birkaç güçlü kişi hariç kimseden ses gelmiyordu.
Lucas kanlı gözün verdiği güç artışından yararlanarak hemen ayağa kalktı ve en yakın kopyaya kılıcını sapladı. Kopya toz haline geldiğinde yeniden birleşemedi. Hipnoterapist durumun aleyhine işlediğini fark etti fakat yapabileceği tek şey öğretinin geçmesini beklerken Lucas'ın dikkatini dağıtmak için ona illüzyonlar göstermekti.
Genç adamın zihni ise aşılmaz surlardan ibaret gibiydi. Kopyalara saldırmak için doğmuşçasına temizliyordu arenayı. Son kopyanın boğazına sert bir darbe vurduğunda o da toz haline geldi ve kanlı göz son buldu. Kısa bir bakışmanın ardından Lucas hızla Shawn'ın üzerine doğru koştu ve kılıcını alttan savurdu.
Shawn bunu gürzüyle karşıladı ve gelen ikinci darbeyi kendini sağa atarak savuşturdu. Üçüncü bir saldırı geldiğini fark ettiğinde ise artık savuşturmak için çok geçti. Kulaklarını izleyicilerin haykırışları doldururken darbeyi en az hasara indirmeye çalışıyordu. Sonra ise izleyicilerin haykırışlarını duyduğunu fark etti. Bacağına yediği kılıç darbesi onu yere devirirken Lucas'a ciddi bir ses tonuyla bağırdı. "Arkanda!"
Kafasına yediği sert gürz darbesiyle yere yığılan Lucas, sürünerek kendisi gibi yerde bulunan Shawn'ın üzerine çıktı ve art arda yumruk atmaya başladı. Saçlarının arasından akan kanı fazla umursamıyor gibiydi. Arkasından gelen kopyanın kendisine vurmasına fırsat vermeden yakaladı, kendine yaklaştırdı ve kafasıyla sağlam bir darbe geçirdi.
