Keyifli okumalar!🤍🤎
Ağustos 23, 2021
Harry Styles ~ Sign of the TimesKUĞU ŞARKISI
🦪
Yunan mitolojisinde kuğuları müziğin tanrısı olan Apollon'un yarattığına inanılırdı. Bu yüzden normalde sessiz olan kuğular, ölüm anlarında şarkı söylemeye başlar ve tanrılarını çağırırlardı. Bu çağrı, hayatları boyunca çıkarabildikleri bütün seslerden daha güzel ve daha büyüleyici olurdu. Böylece gösterilen son uğraşa, kazanmak için atılan o çaresiz son pençeyi efsaneleştirmek için kuğu şarkısı deyimini kullanırlardı. İşte zihnimin bana yaptığı ilk devrim buydu, bütün hayatımı bu son an için yaşadığımı düşünmeye başlamıştım.Bütün hayatım, attığım ilk adımlar, ilk kelimelerim ve ardından omuzlarıma yığılan onca sözcük, her gülüşüm ve her gözyaşım. Bütün nefeslerim, o son nefesimi iz bırakarak vermek içindi. Bunu her zaman hissetmiştim fakat hiçbir zaman isim koymak ya da anlamlandırmak için uğraşmamıştım.
"Geldiler! Sözde seni oraya onlar zile basmadan önce bana haber vermen için koymuştum!"
Soğuk havaya derin bir nefes bıraktım, ciğerlerim genişledi, gecedeki ayaz gözlerimin yaşarmasına sebep olmuştu.
Aşağıdan selamlaşma, gülüşme sesleri gelmeye başladığında odama geri girip küçük balkonun sürgülü kapısını kapatıp kilitledim.
Odamdan çıkmadan önce kapımın yanındaki boy aynasına yansıyan loş ışığın içindeki bedenime baktım son defa. Göğüslerime gelen dalgalı sarı saçlarım solgun görünüyordu, altımdaki kahverengi bol paça kadife pantolondan emin değildim, beni kilolu mu gösteriyordu? Üzerimdeki bluz da sıkıyor gibiydi.
Aceleyle yatağımın üzerine atılmış gri kapüşonlu sweatshirtü geçirdim bluzümün üstüne ve daha fazla ayna önünde oyalanmadan odamdan çıktım.
"Hemen yemeğe mi geçelim, önce bir şeyler içmek ister misiniz?"
Merdivenlerden indiğimde annem misafirleri açık mutfaklı oturma odasına alıyordu.
Arkalarından salona girdiğimde benim yaşlarımdaki kız "Ben açım aslında," demişti. Annem gülümsedi, onları masaya buyur etti.
"Hoş geldiniz."
Konuştuğumda annem neredeyse irkilmişti. Bu kadar sessiz geldiğimi fark etmemiştim doğrusu.
"Ah, gel," diye mırıldandı bana kollarını açarak. Salonun loş ışığının arasından çıkıp yemek masasının üstündeki lambanın aydınlattığı alanın içine girdim.
Annem beni kolları arasına alıp bir vazoymuşum gibi onlara döndürdü.
"Kızım, Derin. Derin'ciğim, Güler Teyzen, eşi Aziz ve kızları Belin."
Gülümseyerek "Memnun oldum," diyeceğim sırada Güler Teyze beni annemden çekerek sarılmıştı. Bu ani kucaklaşmayı beklemediğim için olduğum yerde yalpalamıştım ama bozuntuya vermeden ben de ona sarıldım.
"Şaka gibi değil mi Seray? Küçükken hep çocuklarımızı birlikte büyütmeyi hayal ederdik, baksana birbirlerinden ayrı genç kızlara dönüştüler."
Güler Teyzeden ayrılırken bizi kastettikleri için Belin ile göz göze gelmiştik. Masaya çoktan oturmuştu fakat bize bakıyordu. Göz göze geldiğimizde gülümsedi, dümdüz koyu renk saçları ışığın altında parlıyordu. Üzerinde açık mor bir denim tulum, onun içinde de leylak rengi ince bir kazak vardı. Küçük karpuz modelli küpeleri saçlarının arasından sarkıyordu, gözlerine karpuzun kabuğuyla aynı tonda yeşil bir eyeliner çekmişti. Üzerimdeki özensiz kıyafetlerle kendimi onun yanında sönük hissetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşlarını Koru (+16)
Ficção Adolescente"Pistteyken bedeninin yarısı senin diğer yarısı da onun haline geliyor. Bir bütün olarak kayacaksın, bir yabancıyla. Sana herkesten daha yakın olacak, sınırlarının içine alacaksın onu. İyi düşün." Derin, yeni taşındığı şehirde uzun süre sonra geçmi...