BÖLÜM 17: BEYAZ KUĞU

116 11 5
                                    

İyi okumalar!
~ Broken Heart of Gold - ONE OK ROCK

Kasım 20, 2022.

BEYAZ KUĞU
🕷🦢

"Boynunu uzat, çenen dik dursun. Bacağını kaldırırken belini bükme."

Elim soğuk demire daha çok sarılırken bale eğitmeninin dediklerini birer birer yerine getirdim.

"Karnını sık," dedi elini karnımın üzerine koyup bastırırken. Karnımı sıktım. "Omuzlarını düşürme."

Elleriyle dik durmaları için omuzlarımı geriye ittirdiğinde karşı gelmedim. Gözlerim salonun turuncuya çalan tahta zeminine odaklanmıştı. Sakince burnumdan alıp vermeye çalıştığım nefeslerim dışında tek yaşam belirtim bana verilen komutları anında yerine getiriyor oluşumdu.

"Öne bir adım at, dön ve plane pozisyonuna geç."

Öne bir adım attım.

"İşten gelip kapıdan içeri girdiğim an kollarıma atlardın. Koltuğa uzandığımda, beni nerede uzanırken görsen gelir karnıma yatardın."

"Sizi çok özlüyorum, ablanı da çok özlüyorum Derin. Ev o kadar karanlık geliyor ki. Hiçbir yerde tek bir sevgi, huzur kırıntısı yok."

Gözlerimi kapattım. Elim soğuk demirden ayrılırken göğsümün önünde bir çember oluşturdu, parmaklarım birbirine uzandı. Bir dizim yukarı doğru kıvrılırken tek potinimin üzerinde döndüm.

'"Hadi sus, böyle ağlayıp durmaktan bir yarar gelmez," dedi. "Hemen susacaksın, anladın mı!"

Alice hep kendine güzel güzel öğütler verirdi. Ama onları pek seyrek tutardı.

Hatta bazen kendini gözlerinden yaş getirecek kadar haşlardı: Bir seferinde de gene kendi kendine oynadığı kriket oyununda, mızıkçılık ettiği için kendini tokatlamaya kalkmıştı.'

"Okumamı istediğin kitaba bak. Gözde kitabının bu olduğuna şaşırmamalı."

"Şş, devam et baba. Ben uyuyana kadar sıkılmayacaktın, söz vermiştin."

Potinimin tabanımı tamamen yere basarak parmak ucundan indim. Havaya doğru büktüğüm bacağımı hiç yerle temas ettirmeden öne doğru eğdiğim gövdemle aynı anda arkamda kaldırdım, kollarım iki yana açıldığında plane'i gerçekleştirmiştim.

Uğur hocanın el çırpmasıyla gözlerimi açmıştım, doğrulurken kollarını göğsünde çaprazlamış bir halde beni izlerken bulmuştum onu.

"Her şey harikaydı ama bir şey eksikti. Ne eksikti?"

Kaşlarımı çatarken anlamayarak ona bakmaya devam ettim. Uğur hoca bana diktiği sorgulayıcı bakışlarını hiç bozmadan bana karşılık veriyordu.

"Bilmiyorum," dedim beni zan altında bırakan bakışlarından kurtulabilmek için.

"Sence ne eksikti Alas?" diye sorarken sesi tahammülünün sınırlarında olduğunu belli ediyordu. Alas'a hiç bakmamıştı bile. Hala gözleri benim üzerimdeydi ve bu bütün bedenimi şişiren stresimin daha da artmasına sebep oluyordu.

"Gayet iyiydi bence. Tuzak soru mu bu?" Alas, salonun en köşesindeki duvara yaslanmış oturuyordu.

Uğur hoca yavaş adımlarla yanıma geldiğinde gerilen kaslarım sırtımı dikleştirmeme sebep olmuştu.

"Anlamadım hocam. Ne demek istiyorsunuz? Güzel olduğunu söylediniz zaten."

"Güzel. Hatta mükemmel. O kadar iyi yaptın ki karşımda bir robot var sandım." Ellerini çözüp memnun olmadığını anladığım, yüzümü gösteren bir jest yaptı eliyle. "Her şey mekanikti. Her hareketin. Ruhun nerede kızım senin? Duyguların nerede? Bilgisayarda kodlanmış figürleri izleyip durdum dakikalarca."

Gözyaşlarını Koru (+16)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin