İyi okumalar!
Temmuz 16, 2022.
ZAFER (II)
🦢🕷Halka açık provalarda her zaman beklediğimden daha az insan olurdu. Neden her seferinde beklentimi yüksek tuttuğumu da bilmiyordum, sadece daha fazla kişini o saf provayı izlemek istediğini düşünürdüm ama genelde sporcuların aileleri, arkadaşları ya da koçlarının tanıdıkları gelirdi.
Kontanlı'daysa sanırım işler benim beklediğim gibi oluyordu. Daha önce gördüğümden daha fazla insan tribünlerde oturuyordu. Bunlar belki yine sporcuların yakınlarıydılar, bilmiyordum ama kesinlikle alışkın olduğundan daha kalabalıktı.
Biz geldiğimizde halihazırda prova yapan birkaç sporcu vardı. Bıçakların buza çapma sesi kapıyı açtığım ilk saniye kulaklarıma dolmuştu.
Koska'nın yanına ulaştığımda spor çantamı yanındaki koltuğa bırakıp patenlerimi giymeye başlamıştım.
"Dün sabahın hesabını hala sormadım fark ettiysen küçük hanım," dedi Koska ellerini beline koyarak.
Bağcıklarımı sıkarken bilek kısmının arkasını düzelttim beni rahatsız etmemesi için.
"Uyuyakalmışım, ne desen haklısın Koska."
"Koç," diye düzeltti beni ani bir sertlikle sözümü keserken. "Bana koç diyeceksin salondayken. Sanırım sana biraz yumuşak davrandım daha önce."
Bağcığımı bırakıp ona bakarken birden değişen tavrı beni ürkütmüştü. Stresimin arttığını hissettim. Şu an elimde eldiven olmasaydı tırnak etlerimi yolmaya başlardım, eminim.
"Peki koç," dedim yanağımın içini ısırırken. Koska yanıma oturup aramızda bir konuşma yapacağını belli ederek bana doğru eğildi hafifçe.
"Bundan mı anlıyorsun kızım sen?" dedi fısıltıyla ama sesi kızgın çıkıyordu. Nedense az önceki otoriter tınıyı şimdi hissetmiyordum. "Sana asker gibi mi davranmam gerekiyor kendini kabul ettirmek için. Neden stresini yönetemiyorsun?"
"İyi idare ettiğimi düşünüyordum."
"Hayır Derin," dedi yumuşak bir sesle. "Dün neden geç kaldıysan bunun temelinde stres olduğunu biliyorum. Düşmelerinin sebebi de stresin. Tamam, bir talihsizlik olabilir ama sen yeniyetme bir sporcu değilsin."
Birinci olan kızın antrenörünün benim beceriksiz, sakar bir yeni olduğumu ima etmesine gönderme yaptığını anlayabilmiştim.
"Dikkatin dağınık, bu yüzden düştün. Kendini toparla. Dikkatini dağıtan şey her neyse hayatının geri kalanına müdahale olacağını unutma. Buna izin verme Derin. Bu konuşmayı bana bir daha yaptırma, tamam mı?"
Kafamı salladım.
Beni çalıştırmak istemişti. Onu pişman etmek istemiyordum. Bu benim arzumdu ama bir yandan da herkese sorumluluğum doğduğunu hissediyordum.
Annem benim okumamı isterdi ama ben tehlikede olan kariyerimi kurtarmaya çalışıyordum, babamın neye kalkıştığımdan haberi bile yoktu; beni aramıyordu bile. Kendi kariyerimi kurtarmam demek Alas'a da yeni bir gelecek vermem anlamına geliyordu. Pes ederek Koska'nın da yüzünü kara çıkarmak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşlarını Koru (+16)
Ficção Adolescente"Pistteyken bedeninin yarısı senin diğer yarısı da onun haline geliyor. Bir bütün olarak kayacaksın, bir yabancıyla. Sana herkesten daha yakın olacak, sınırlarının içine alacaksın onu. İyi düşün." Derin, yeni taşındığı şehirde uzun süre sonra geçmi...