BÖLÜM 16: KRİZ (+16)

162 8 9
                                    

Güncelleme: Bu bölümün psikolojik olarak tetikleyici unsurlar içerebilecek bir bölüm olduğunu fark ettim daha sonradan. Bu yüzden +16 ibaresi koyuyorum.

Çok uzun bir zaman geçti farkındayım. Kusura bakmayın bu aksaklık için. Hayatım bir ara çok yoğunlaştı ve yazmak için aklımı toparlayamadım. Geri dönmeyi diliyorum.

İyi okumalar herkese. Umarım beğenirsiniz^^

Harry Styles~ Sign of the Times

Kasım 6, 2022.

KRİZ
🤍🕷

Çok küçükken, babamın söylediği her şeye inanırdım.

Sırf saçlarımı uzun sevdiği için beynimdeki bilgiler arttıkça saçlarımın da uzadığına beni inandırmıştı. Çok zeki olduğumu anlamaları için saçlarımın kesilmesine izin vermezdim.

El bileğimin biraz üstündeki bir ülkenin haritasına benzeyen doğum lekesinin beni aldıkları cennetteki yerin haritası olduğuna inandırmıştı. Böylece cennete gittiğimde kaybolmayacaktım.

Gece karanlıktan korkmayayım diye Casper'ın gerçek olduğuna, beni diğer hayaletlerden koruduğuna inandırmıştı. Hatta bana Casper'ın ağzından mektuplar yazıp masama bırakırdı. Küçükken uyku sorunumu onun sayesinde aşabilmiştim.

Bir hafta sonu, birlikte küçük bir çiçek bahçesi yapmıştık. Heyecanımın yutkunmamı zorlaştırdığını, karnımı ağrıttığını hatırlıyordum. Renkli şakayıklar, sümbüller, kocaman beyaz zambaklar o kadar büyüleyici görünüyordu ki, kendimi peri masalında gibi hissediyordum.

"Baba, sence periler bahçemize taşınırlar mı?"

"Eğer bahçeye güzel bakarsan tabii ki taşınırlar."

Yere çökmüş, pembe bir sümbülü toprağa dikmeye çalışıyordum. Akşam üzeriydi, ilkbahardaydık ve hava çok tatlı esiyordu. Güneş yok olmadan önceki son ışıklarını bizim küçük bahçemize hediye etmişti ve her bir yaprak altın ışıkla parıldıyordu.

Babam elinin beyaz duvara düşen gölgesiyle ufak bir peri yapmıştı.

"Derin! Derin, şuna bak! Gelmeye başladılar bile!"

"Derin! Derin, şuna bak! Gelmeye başladılar bile!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayatımın en güzel anıydı. Sümbüllerin ve şakayıkların tatlı kokusu, güneşin altın yansımaları, saçlarımın arasından süzülen hafif meltem ve babamın beni heyecanlandıran kahkahası...

Zaten bir daha da babamın öyle güldüğünü duymamıştım.

"Ben geldim!"

Hiç içeri doğru başımı uzatmadan hızlıca merdivenlerden çıkıp odama girdim. Okul çantamı pufun yanına atıp dolabımı açtım.

Gözyaşlarını Koru (+16)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin