=||=
Jeon Jungkook'un büyükannesinin ona bıraktığı mirasa sahip olabilmesinin tek yolu, onun vasiyetini yerine getirererek çocukluk aşkı ile evlenmesidir. Ancak Jungkook, çocukluk aşkıyla ilgili büyük bir talihsizlikle karşı karşıya kalır.
=||=
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*******
Ya bileğimi kessem damarlarımdan kan yerine bal falan akacaktı, ya da ben şansın ta kendisiydim. Çünkü İnseong tahmin ettiğimin aksine kıyameti falan kopartmamıştı.
Bu evdeki en güvenmediğim insan sıralamasının sonlarında olsa da-ki hiçbirine güvenmiyorum- Inseong'un bizi basması kalbime deparlar attırmış ve bu defa harbiden siki tuttuğumuzun resmi olmuştu. Ta ki o, çatık kaşlarını düzeltip derin bir nefes eşliğinde "Şükürler olsun..." Diyene kadar.
"Ne?"
"Ne?"
Pekala, ikimizin de ağzından aynı anda çıkan şaşkınlık nidasından sonra, ben ona iki haneli bir zeka seviyesiyle bakarken, Jungkook abisine hala far görmüş tavşan gibi bakıyordu.
Geldiğimden beri sanki Jungkook'a ihanet eden benmişim gibi bana üzgün üzgün bakmasını anlamlandıramıyordum ancak şimdi açıkça, hala birlikte olduğumuz gerçeğini değerlendirip buna şükrediyordu.
Haliyle şaşkınlığımızı gizleyememiştik işte. Sevinsem mi yoksa üzülsem mi bilmiyordum ama öncelikli olarak, onun bu planı bozmayacağına emin olmamız gerekiyordu.
İnseong gözlerini devirerek bıkkın bir ifadeyle "Ne?" diye tekrar etti bizi taklit ederek. "Bir açıklama bekliyorum," gözleri bana dönerken çekingen bir tavırla "elbette zorunda değilsiniz ancak..." diye devam etti ve gözlerini kaçırdı.
O an fark ettiğim şey ise, herif resmen benden çekiniyordu.
Pekala, bu bana biraz... iyi hissettirmişti?
Tek kaşımı kaldırarak ona bakarken, geri gelen öz güven ve zeka seviyeme şükrederek devam etmesini bekledim.
"Belli ki bir şeyin peşindesiniz ve bunu bozmamak için ne olduğunu bilmem gerek."
Jungkook başını iki yana sallarken ifadesini serleştirerek. "Bir şey planladığımız falan yok. " Dedi oldukça net bir tonla. "Zayıf bir anımdı ve hata yaptım. Lütfen bundan kimseye bahsetme. Nişanlımın üzülmesini istemiyorum."
"Ah Taeyeon'un mu? Yoksa Rosé'nin mi?"
Kullandığı isimle birlikte kalbim endişeyle hızlanırken, Jungkook'un da gözleri irice açılmıştı.
İnseong gözlerini devirerek "Diğerlerini salak yerine koyarken kullandığınız kelimelere dikkat edin." dedi. "Neyse ki o kız Taehyung'un dikkatsizliğini iyi toparladı ve kimlik ismini kullanmadığını," Jungkook'u işaret ederek "Senin, düğün tarihi alırken öğrendiğini ve," ardından bana dönerek "Senin de bunu tesadüfen öğrenip, onu sinir etmek için o adını kullanmış olabileceğini söyledi."
