=||=
Jeon Jungkook'un büyükannesinin ona bıraktığı mirasa sahip olabilmesinin tek yolu, onun vasiyetini yerine getirererek çocukluk aşkı ile evlenmesidir. Ancak Jungkook, çocukluk aşkıyla ilgili büyük bir talihsizlikle karşı karşıya kalır.
=||=
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*******
Sabah güneşi parlak cildinde ışıldarken, Kim Taehyung'un huzurlu ifadesi bakmaya doyulacak gibi değildi. Özellikle de göğsümde yatarken çıkarıdğı, kalbime masaj gibi gelen ufak mırıltıla- şaka şaka.
Taehyung göğsüme salyalarını akıta akıta horluyordu. Aslında gürlüyor demem daha doğru olurdu, öyle ki ses tellerinin titreşimi ufak bir elektrik şoku etkisi gibi bir his veriyordu göğsüme.
Pekala, dün gece onu o kadar çok yormuştum ki, şimdi böyle uyuması çok normaldi. Dönüp durmuştuk da üstelik, uyuduğumuz pozisyondan bir hayli farklı uyanmıştık ve benim kolum ikimizin arasında olduğu için başını destekleyen bir şey yoktu şimdi.
Ne yapıp edip bir şekilde üzerime ilişmeyi başarması ve kendine göğsümde bir yer edinmesi çok tatlıydı. Gülümsedim, sanırım ben çok fena aşık olmuştum çünkü bu haldeyken bile bu kadar güzel görünmesi imkansızdı.
Elbette güzel sabah uykuları, her zamanki gibi, bir telefon sesiyle bozulmuştu yine.
Titreşimde çalan telefonu görmezden gelip göğsümde horuldayan sevgilimi izlemek istesem bile, avukatım ısrarla beni arayıp duruyordu. Hatta tam olarak umursamadan bunu yaptığım halde bile pes etmeyip, bu defa da Taehyung'u aramıştı.
Onun da telefonu uzakta ve sesli modda olduğu için gidip açmaktan başka seçeneğim kalmamıştı. Gözlerimi devirerek, o uyanmasın diye yataktan kalkmak zorunda kaldım ve Yeontan'ın kurulduğu kanepenin üzerindeki telefonu aldım elime.
Açar açmaz onu beklemeden konuşmaya başladım. "Bay Choi, çok üzgünüm şu anda müsait değili-"
"Bay Jeon! Büroma hırsız girmiş!"
Kaşlarım havaya kalkarken, ne dediğini ilk olarak idrak edememiş ve göğsümden karnıma doğru akan salyaları dün gece Taehyung'un attığı havluyu bularak silmiştim.
"Siz iyi misiniz?" Diye sordum onun için endişelenerek, çünkü oldukça telaşlı çıkıyordu sesi. "Bir zarar görmediniz umarım?"
"Ben değil, dedi telaşla. Sözleşmenin olduğu kasa açılmış ve size ait olan dosyayı çalmışlar."
Titrek bir nefes bırakırken, "Islak imzalı ve mühürlü olan orijinal dosyalarınız bankadaki kasada, bende kalanlar bunların göstermelik bir kopyası ve Bayan Jeon'un vasiyetiydi." Dedi.
"Güzel, o zaman benim için endişeleneceğiniz bir şey yok? Sakin olun lütfen, asıl siz iyi misiniz onu söyleyin? Sesiniz çok telaşlı." Dedim git gide gerilen ve nefes sesleri yükselen avukatı yatıştırmaya çalışırken. Biraz yaşlı olduğundan dolayı ister istemez endişeleniyorum onun için.
