-39-

4.3K 365 486
                                    

OTUZ DOKUZUNCU BÖLÜM

"ESKİ BİR EVİN KAYIP MEKTUPLARI"

"ESKİ BİR EVİN KAYIP MEKTUPLARI"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*******

Seoul, 1 Eylül Gecesi.

"Bu gün onun doğum günü." dedi genç adam dalgın bir ifadeyle. Şehrin manzarasına ifadesiz bir yüzle bakıyor, göründüğü gibi de pek bir şey hissetmiyordu. 

Dudağındaki yara henüz kapanmamış, kolundaki zedelenmeler iyileşmemişti. Ne kadar ileri gidebileceğini keşfetmişti sonunda. Yoora'nın da küçüklüğünden beri ona aşıladığı gibi; eğer o Jungkook'u yok etmezse, Jungkook her şeyi onun elinden alacaktı. 

Ne annesinin yalvarmaları, ne de abisinin şiddete evrilmeye başlayan ikazları durdurabilirdi artık onu. Jeon Jungkook yok edilmesi gereken bir fazlalıktı ve bunun için kiminle iş birliği yapmak zorunda kalırsa kalsın bu umurunda değildi.

"Bu seni yumuşatıyor mu?" diye sordu yaşlı kadın alaycıl ifadesini bir an bile genç adamın üzerinden çekmeden. Pis işlerini yaptırmak için elbette ki bir sürü adamı vardı ancak neden o kokuşmuş aileye, kimlerin içine sızmaya çalıştıklarını göstermesindi ki?

Onu bu denli upraştırdıkları için hepsini yer yüzünden silmek istiyordu.

"İşin sonunda her şeyin benim olacağını garantiledin." 

Claudette Saint DuPont, dik duruşundan asla ödün vermeden ona doğru dönen genç adama bakıyor ve ne kadar acınası bir durumda olduğunu düşünmeden edemiyordu. Hırsı gözünü öyle bir boyamıştı ki, kardeşine ne olacağı umurunda bile değildi. 

"Torunum şartlarımı kabul ettiğinde her şey senindir." Ardındaki adamlara işaret verdi ve "Dilinizi bilmiyorlar ancak ne yapacaklarını biliyorlar." dedi genç adamdan yüzünü çevirmeden. İki iri adam genç adamın yanına doğru ilerleyerek arkasına geçtiğinde kadın bir kere daha alayla güldü. 

"Kardeşini oraya çekmek için tek yolumuz torunumu kaçırmak olsa bile, Jungkook'u etkisiz hale getirme görevi sana düşüyor." Birkaç adım atarak topuklularını yere güçlü bir şekilde vurdu ve genç adamın önünde durdu. Gözleri o denli hiddetli bakıyordu ki, baskın aurası karşısındakinin sertçe yutkunmasına sebep olmuştu. 

"Eğer torunuma fiziksel bir hasar verecek olursan canını çok fena yakarım." 

Genç adam başını iki yana sallarken, yaşlı kadın da yan bir gülüş sergileyerek "Güzel." dedi ve ardından gülüşü büyüdü. "Zaten onunla teke tek olursan seni haşat edeceğine eminim. Yine de uyarımı vermiş olayım." 

Genç adam yediği dayağı hatırlayarak yumruğunu sertçe sıktı ve ifadesizliğini korumaya çalıştı. Sakin kalmalıydı. Fiziksel bir hasar vermesine gerek yoktu.

Mr.Fortune | Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin