Seni seviyorum

1.2K 105 55
                                    

Namjoon çok yorucu bir seksten sonra ilk defa bakılması gerekilen kişi olmuştu. Yoongi ise onunla ilgilenmiş hatta bileklerini sarıp kollarına ve omzuna çok gerildiği için masaj yapmıştı.
Namjoon halsiz bir şekilde uzanırken bebeği de banyodan çıkıp onun koynuna girdi. Kollarını güçlükle hareket ettirip bebeğini sarıp sarmaladı.
Yoongi burnunu hafifçe alphanın göğsündeki tüylere sürttükten sonra uyumak için gözlerini kapattı.
Namjoon bebeğini kendine çekti ve o da daha fazla dayanamayarak kendisini huzurlu bir uykuya bıraktı.

Güneş gökyüzünde parlarken Yoongi gözlerini açtı. Namjoon yanında hala derin bir uykudaydı. Adamın yüzünü inceledi. Namjoon çok yakışıklı bir alphaydı. Hafifçe onun yüzünü okşadı. Alphanın kıpırdanmaya başladığını görünce onu rahat bırakıp mutfağa geçti. Hafif bir kahvaltı fena olmazdı. Omlet yapmak için kolları sıvadı. Bütün kahvaltı masasını hazırlayıp meyvesuyu ve kahveleri bile hazırladığında Namjoon hala uyuyordu. Onu uyandırmaya kıyamayarak bir süre oyalanmaya karar verdi.

O gelmeden yemeğe başlamak istemiyordu ama her şey soğumaya başlamıştı. Yoongi üzgün bir nefes verdi. Ama sorun değildi, Namjoon uyandığında her şeyi tekrar ısıtabilirdi. Bir saat daha geçtikten sonra hazırladıklarını yemek kaplarına kaldıracaktı ki sonunda paytak adımlarla Namjoon mutfağa girdi. Yoongi koşarak onun boynuna atladı. Alpha az kalsın düşecekken duvardan destek alarak bebeğini kucağında tuttu. "Beni mi özledin?"
Omega onun boynunu bırakmadan mırıldandı. "Kahvaltı hazırladım ama soğudu. Tekrar ısıtmamı ister misin?" Namjoon bebeğini indirdi ve burnunun üzerinde ki beni öptü. Yoongi çok sevimliydi.
Öptüğü burnunun ucunu biraz sıktıktan sonra yemek masasına geçti. Her şey güzel gözüküyordu.
"Bence ısıtmana gerek yok balım, gayet güzel kokuyor." Yoongi yemek masasına oturan alphanın dağılmış halini çok tatlı bulmuştu. Elini onun saçlarına götürdü ve dağınık saçlarını daha çok karıştırdı. "Hayııır! Isıtıyorum hemen bekle."

Yoongi omletleri ısıtıp mezeleri tazelediğinde güzel bir kahvaltı yaptılar. Namjoon Yoongi'den önce hiç kahvaltı yapmazdı. Sabahları acı bir kahve yeterli oluyordu. O günler geride kalmıştı.
Aklına birden sorgulaması gereken adam geldiğinde başından aşağı kaynar sular döküldü!
Onu tamamen unutmuştu. Bir an önce gidip adamı konuşturması gerekiyordu. Böyle yaparak bebeğini de tehlikeye sokuyordu.
"Balım benim kahvaltı biter bitmez gitmem lazım tamam mı? Bitirir bitirmez dönerim."
Yoongi endişeli bir şekilde yutkundu, "Bir sorun mu var?" Namjoon onu telaşlandırmamak için kafasını hayır anlamında sallayarak gülümsemeye çalıştı. "Hayır güzelim her şey yolunda. Sadece bir kaç saat yokum o kadar."

Yoongi onun gitmesine izin veremezdi, zaman kazanmalıydı. "Namjoon senden bir şey rica edecektim ama işini bitirdikten sonra ilgilenebilirsin"
Namjoon Yoongi'nin tedirgin bir şekilde tabağında ki yemeğiyle oynadığını gördü.
"Nedir Yoongi? Söyle bana."
Yoongi bu yalan için kendinden utanıyordu.
"Bu sıralar çok fazla sancım var. Doktora birlikte gidebilir miyiz diye soracaktım."
Namjoon masadan fırlayıp onun yanına uçtu. Bebeği hastalanmış olmalıydı, aklına sahilde geçirdikleri gün geldi. O gün hava oldukça soğuktu! Yoongi'yi hasta etmişti işte! Endişeli bir şekilde bebeğinin yüzünü avuçlarının arasına aldı. Ateşi yoktu. Onu şirkete götürdüğü gün gibi rengi kaçmıştı. Belki de krampları uzun süredir vardı. "Ne zamandır hastasın bebeğim? Tam olarak neren ağrıyor?"

Yoongi elini karnına götürdü. "Karnıma sürekli sancı giriyor bir kaç gündür. Sana söylemek istedim ama fırsat bulamadım." Namjoon yükselen endişesiyle istemeden ona fırça çekti. "Yoongi bunu bana canın acımaya başlar başlamaz söylemeliydin! Sen hastayken o kadar seks yaptık bir de! Canın daha çok yanmadı değil mi?" Eğer Yoongi kendisi yüzünden daha fazla acı çektiyse Namjoon kendini asla affetmeyecekti.

Don't shoot me +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin