Sessizlik +18

1.6K 98 17
                                    

Yoongi banyodan gelen su sesleri ile uyanmıştı. Alphanın kokusunu yatağında hissederken içi mutlulukla doldu. Sonunda dün gece Namjoon eve geri dönmüştü. Bir an için onu kaybettiğini sanmıştı ve bu düşünce Yoongi'yi çok korkutmuştu.

Namjoon kapıyı boynunda bir havluyla ve üzerinde bokserlerden başka bir şey olmadan açar açmaz Yoongi'nin bakışlarıyla karşılaştı. Omega sevimlice ona gülümsedi. Onu gördüğü için çok mutlu olmuştu.
"Namjoon bu saatte neden evdesin?"

Yoongi onun erken saatlerde çıkıp gitmesine alışmıştı.

"Unuttun mu bebeğim? Bu gece bir davete katılacağız."

Yoongi alphanın söylediklerini tam olarak algılayamıyordu, konsantrasyon falan kalmamıştı, çünkü önünde duran adam tanrılar tarafından şekillendirilmiş gibiydi. Namjoon'un kaslı bedeni şu an Yoongi'nin ilgisini çeken tek şeydi. Uzun süredir birlikte olmamışlardı ve omega bedeninde yükselen ateşi hissedebiliyordu.

Yoongi bu sefer çekinmeden Namjoon'u yukarıdan aşağıya süzdü. Bakışları bokserinden belli olan şişkinlikte takılı kaldı. Namjoon boğazını temizleyerek "Sen hazırlanmayacak mısın balım? " diye sordu. Yoongi'nin gözleri alphanın gözleri ile buluştuğunda parladı, Namjoon Yoongi'nin ne istediğini tam olarak biliyordu ama yine de rol yapma cüretine sahipti. Yoongi'nin gözleri kısıldı "Bir şey yapmadan sadece hazırlanacak mıyız gerçekten?"

Namjoon ile dün gece sadece sarılıp uyumuşlardı ama Yoongi'nin daha fazla ondan uzak kalmaya niyeti yoktu.

Namjoon banyonun kapısını kapatıp bedenini yasladı. Omegasının istekle tatlılaşan kokusu bu mesafeden bile burnuna doluyordu. "Her zaman çok sabırsızsın bebeğim. Bazı şeylerden yavaş yavaş zevk alındığını ne zaman öğreneceksin?"

Yoongi Namjoon'un seks konusunda ne kadar çok oyun oynamayı sevdiğini biliyordu ama bazen adamın sadece onu yatırıp işini bitirmesini dilemiyor değildi.

Yoongi meydan okuyarak yerinden kalktı ve Namjoon'un bir kaç santimetre ilerisinde durdu. Namjoon'un yakıcı bakışlarına kafa tutarak "Neden bana öğretmiyorsun o zaman?" diye sordu.

Namjoon yerinden ayrılmadan önündeki omegayı kolundan çekerek kendisine yasladı. Dudaklarını narin pembe dudaklara bastırdığında küçük bebeğinin inlemesine gülümsedi. Daha hiç bir şey yapmamıştı.

Alphanın dilinin hareketini takip eden Yoongi, gözlerini kapatsa da Namjoon'un poposunu avuçlayan kocaman elleri ile irkildi. Bir saniye ayrıldıktan sonra dudaklarını yaladı ve vakit kaybetmeden tekrar sertçe öpüşmeye başlamalarını sağladı. Yoongi'nin nefesi Namjoon'un nefesine karıştı. Namjoon sert bir hamleyle yerlerini değiştirdi ve omegayı kapıya çarptı. İki haftadır omegadan uzak kalmanın verdiği öfkeyle onu öptüğünde, elleri onun küçük bedeninin her yerinde dolaşmaya başladı. Yoongi'nin nefesi ciğerlerinden fırlıyordu. Omega, tek eliyle Namjoon'un saçlarını avuçladı, kahverengi bukleleri çekiştirirken parmaklarını Namjoon'un çıplak göğsünden aşağı indirdi. Namjoon onun ağzında homurdanırken, çekip Yoongi'nin elini sıkıca tuttu. "Şimdi, bebeğim oynamak istiyorsan, kurallara uyman gerekecek ve ilk kural sana izin verene kadar kendine dokunmamak. Bu gece tamamen dokunulmadan gelmeni sağlayacağım, tamam mı? Devam edebilir misin? "

Yoongi Namjoon'un neden buna bu kadar takıntılı olduğunu anlamıyordu ama bu oyun yinede ona çok ateşli geliyordu. Fakat adamın hâlâ ona bir şey yapmaması canını sıkmaya başladı.

"Neden bu kadar sakinsin? Lütfen Joon. Uykum gelecek neredeyse."
Namjoon bebeğinin onu baştan çıkarmasını her zaman çok sevimli bulmuştu. Yoongi her zaman sabırsızdı ve bir an önce alphayı içine almak istiyordu. Fakat Namjoon onun tadını yavaş yavaş almayı seviyordu.

Don't shoot me +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin