Eksik yarım +18

2.9K 165 25
                                    

Namjoon gözlerini Yoongi'nin yüzüne değen kızıl saçlarıyla açtı. Her zaman ki gibi omeganın kokusu onu efsunlamıştı. Bu enfes kokuyu içine çekti.
Uzun zamandır işleri biriktiği için ondan uzak kalmıştı ve içindeki özlem artık ele avuca sığar gibi değildi.

Küçük omegasının uyuyan yüzünü izledi. Yoongi onun hayatında gördüğü en güzel surata sahip omegaydı. Ellerini uzattı fakat onu uyandırmak istemediği için geri çekti. Onun yerine saçlarına tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu.
Artık kalkması gerektiğini bildiği için yatakta doğruldu. Yoongi huysuzca kıpırdanıp ona daha sıkı sarıldı. Huysuzca onun bedenine bacaklarını sarmıştı. Kolları Namjoon'un göğsünde uzanıyordu.
Bu hareketine gülümseyen Namjoon onu rahatsız etmemek adına tekrar sessizce kalkmaya çalıştı.
Fakat başarısız olduğunu onun dudaklarının aralamasından anladı.
"Lütfen alpha biraz daha uyuyalım." Yoongi'nin homurdanan sesi yüzünden uzanıp onu ısırmak istedi. Sabahları daha da sevimli oluyordu ve bu Namjoon'un zayıf kalbi için hiç iyi değildi.
Dağılmış kızıl tutamları onun gözlerinden şefkatle çekti ve "Günaydın bebeğim." dedi boğuk sesiyle.
Yoongi kirpiklerinin ardından yeni uyanmanın verdiği sersem ifade ile "Günaydın." diye cevap verdi.

"Saat kaç?"

Namjoon komidinin üzerindeki telefonuna uzandı.
"Saat 10'a gelmek üzere balım, sen uyumaya devam et. Benim kalkmam gerekiyor."

Namjoon Yoongi'nin onu kolundan hafifçe tutmasını ve kısık bir sesle "Seni özledim." demesini beklemiyordu.

İşin doğrusu Namjoon'da yeni sahip olduğu bebeğini bırakıp bu kadar uzun süre ondan ayrı kalmak istemiyordu. Ama kahrolası Hang Seo onun aklına o tilkileri sokmuştu bir kere. Namjoon hiç durmadan ailesinin ölümünün ardında Min'lerin olup olmadığını araştırıyordu. Bu da epey bir zamanını alıyordu, her ne kadar Seokjin ona yardım etse de Namjoon başka kimseye güvenmediği için bu araştırmayı bizzat kendisi halletmek zorundaydı.

Yoongi'nin uykudan şişmiş sevimli yüzünü avuçlarının arasına alıp dudaklarına küçük bir buse kondurdu. Pembe dudakların hissini özlemişti.
"Ben de özlüyorum ama inan bana imkanım olsa bir saniye bile yanından ayrılmam."
Yoongi somurttu ve bu Namjoon'a inanılmaz tatlı geldi. Gerilmiş bebeğinin öfkeli ifadesi komikti.
"Ayrılma o zaman! Şehirin en güçlü adamı sen değil misin? Ne istersen yapabilirsin sanıyordum!"
Alpha omegasının küskün çıkan sesi ile gerçekten kalbinin sızladığını hissetti. Yoongi onu boşladığını düşünüyor olmalıydı. Aksini kanıtlamak için eğilip onu öpmeye başladı. İlk ilişkilerinden sonra tekrar birlikte olmaya zaman bulamamıştı ya da Yoongi istiyor mu istemiyor mu diye emin olamadığı için onu zorlamak istememişti. Ama bu sabah tekrar onun tenine doyma isteğiyle yanıp tutuştu.

Dilini onun dudaklarınım arasından kaydırdığında Yoongi hafifçe inledi. Namjoon bu sesi çok özlemişti. Bir elini sabırsız bir şekilde onun pijamasının içine soktu. Elini göbeğinden aşağı kaldırarak iç çamaşırının lastiğini çekiştirdi. Yoongi kesik kesik nefes almaya başladığında öpücüğüne ara verip onu çamaşırından ve pijamasının altından kurtardı.

Yoongi hafif sertleşmişti.
"İlk sefer yaptığım gibi ağzıma almamı ister misin?"

Yoongi dehşetle "Namjoon!" diye bağırarak Namjoon'un yastığını alıp yüzünü yastığa gömdü.

Namjoon sırıtarak "Sana benden utanma demedim mi? Eğer isteklerini benimle paylaşmazsan sana dokunamam bebeğim." dedi.

Yoongi çok utandığı için konuşmak yerine sadece utançla yastığın arkasına gizlendi.

"Pekala istemiyorsun demek. Ben kalkıyorum." Namjoon'un kalkmak için hareketlendiğini görünce hemen yastıktan kurtuldu ve biraz yüksek bir sesle "İstiyorum!" dedi.

Don't shoot me +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin