Kırmızı başlıklı kız ve kurt

2.2K 202 18
                                    

Namjoon elektrik yemiş gibi hissediyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Namjoon elektrik yemiş gibi hissediyordu.
Ve damarlarında dolaşan kan öfkesine bulanmaya başlamıştı.

Kendisi Yoongi'den bu kadar etkilenmişken omega onunla sadece mecbur olduğu için yakındı. Sinirlerine hakim olamadı ve Yoongi'yi kucağından itti. Şaşkın bakışlarla kendisini izleyen omegaya karşı duyduğu öfke neredeyse bütün evi kaplamıştı. Aslında öfkesi karşısında ki adama değildi. Yoongi normal olanı yapıyordu, mecbur olduğu için ona katlanıyordu.
Ama Namjoon bu omegaya karşı saçma sapan hisler duyuyordu. Sürekli onu düşünüyor, onu kollarında tutmak istiyordu.
Ve bu hislerin karşılıksız olması egosunu incitmişti.

Yoongi Namjoon'dan gelen kötü enerjiden korkmuş ve titremeye başlamıştı. Yanlışı yapan Namjoon'ken neden öfkelenen kişinin o olduğunu anlamıyordu. Ailesi haklıydı bu adam çok bencil ve kötü kalpli biriydi. Yoongi onun öfkesini hak edecek ne yapmıştı ki? Onu umursamasa başkalarıyla yatıp kalkması zoruna gitmezdi. Ama gerçekten umursamıştı ve bir gelecekleri olabileceğini hayal etmişti.

"Toparlan seni evine bırakıyorum."
Namjoon'un bıçak gibi keskin sesi Yoongi'yi hem üzmüş hem de korkutmuştu.

Sadece ayağa kalktı ve gururlu bir ifadeyle "Ben kendim giderim arabam yanımda." dedi.

Namjoon omeganın kendisine karşı gelmesine daha da sinirlenip kolundan sıkıca tuttu. "Ben ne dersem onu yapmak zorundasın. İki gün sonra benim omegam olacaksın. O zaman tek bir sözümden bile çıkarsan sana ne yapacağımı Tanrı bilir." Namjoon sadece sinirden böyle konuştuğunu biliyordu, asla Yoongi'ye el kaldıramazdı. Ona el kaldırma düşüncesi bile tüm ruhunu sıkıyordu.

Namjoon'un yüksek çıkan korkutucu sesi Yoongi'yi derinden sarsmıştı. Alphanın ona birden neden bu kadar kötü davrandığını anlayamadığı için kendisini tutmayıp sesli bir şekilde ağlamaya başladı. Hıçkırarak ağlıyor ama kendini durduramıyordu. Haklı olduğu halde Namjoon'un ona bağırması kanına dokunmuştu.

Artık böyle mi olacaktı? Alpha ne isterse yapacak ve Yoongi karşı çıkmak isterse ona bağırıp, onu hırpalayacak mıydı?

Kuzeni Kwan başından beri haklıydı. Ona Namjoon'un onu kullanmak için, ailesine karşı koz olarak elinde tutmak için kabul ettiğini söylemişti. Ve haklı çıkmıştı. Namjoon onu bir eş olarak istemiyor sadece itip kalkacağı bir omega olarak istiyordu.

Karşısında göz yaşları dinmeden hüngür hüngür ağlayan omegayı gördüğünde Namjoon bin pişman oldu. Sinirlenmeye hakkı yoktu. Yoongi ondan etkilenmek zorunda değildi. Ayrıca onu ağlatarak elde edemezdi.
Elleriyle saçlarını geriye attı. Sinirden terlemişti. Omeganın etrafa yaydığı stres ve hüzün duygusu Namjoon'u içine çekiyordu. Pişmanlıkla şakaklarını ovdu. Yumuşak tutmaya çalıştığı sesi ile konuştu. "Özür dilerim. Tamam ağlama."

Omegayı kollarının arasına alıp sıkıca sarıldı. Yüzü göğsünde olan Yoongi ağlamaya devam etsede artık sessiz hıçkırıklar duyuluyordu sadece.
"Özür dilerim bebeğim. Sinirlendiğim için öyle söyledim. Sana asla zarar vermem."

Yoongi kafasını Namjoon'un göğsünden çekip ona kızarmış gözlerle baktı. "Sen neden sinirleniyorsun? Sinirlenmesi gereken kişi benim!"
Omegasının kendisine böyle bir tepki vermesini beklemeyen Namjoon şaşırmıştı. Yoongi'nin çok uysal bir adam olduğunu düşünüyordu.
Tekarar kollarını sıkılaştırıp yüzünü omegasına değecek kadar eğdi. "Bana mecbur olduğun için."

Yoongi burnunu çekti. Çok sevimli gözüküyordu. Namjoon'un bütün öfkesi ona sarılır sarılmaz geçmişti. "Eğer oturup konuşmazsak birbirimizi çok yaralayacağız. Ben nasıl bir sürecin beni beklediğini bilmiyorum. Herkes senin beni aileme karşı kullanmak için aldığını söylüyor." Omega yüzünü Namjoon'un çenesine yaslayıp devam etti. "Ama ben gerçekten mutlu olabiliriz sanmıştım."

Namjoon tek bir hamlede Yoongi'yi kucağına aldı, tiz sesli bir çığlık atan omega kollarını onun boynuna dolamasına rağmen "İndir beni." dedi naz yaparak.

Namjoon inci gibi beyaz dişlerini göstererek sırıttı. "Kırmızı başlıklı kız kurda fazla yakınlaşınca ne olmuş biliyor musun?"

Yoongi dudaklarını büzmeye devam ederek küskün bir tavırla cevap verdi. "Ben de kurdum!"

Namjoon'un gülümsemesi genişledi. Bir yaprak kadar hafif olan omegayı kucağında daha rahat bir pozisyona getirdi ve emlakçının gezdirken gösterdiği yatak odasını hatırlamaya çalıştı.
Kucağında ki Yoongi ile misafir odalarından birine girdi. Tek kişilik bir yatak olmasına rağmen Yoongi'yi kibar bir şekilde yatağa indirdi.
"Ne yapıyorsun sen?"

Namjoon hiç bir şey demeden Yoongi'nin dudaklarını buldu ve onu öpmeye başladı.
İstediği tek şey buydu. Doya doya omegasını öpmek.
Yoongi'nin konuşmak istediğini biliyordu ama şu an ona verebileceği bir cevap yoktu.
Elini Yoongi'nin kalın kazağında dolaştırmak ona yetmiyordu. Öpücüklerine bir ara verdi ve adamın üzerinden kazağını tek bir hamlede çıkardı.

Şaşıran ve utangaçlaşan Yoongi kendisini saklamak ister gibi kollarını bedenine sardı. Namjoon buna izin vermedi ve Yoongi'nin kollarını ayırıp başının iki yanında birleştirerek tutu. Tamamen onun merhametine kalan omega zevkten mi yoksa korkudan mı titriyordu bilmiyordu, ama kokusu yumuşacıktı ve Namjoon yeterince sabrettiğini düşünüyordu.

Yoongi'nin bembeyaz teninde burnunu dolaştırdı. Kokusu ile büyüleniyordu. Onun bileklerini sadece bir eliyle tuttu ve diğer elini meme uçlarından birine götürdü. İki parmağının ucu ile sıkıştıdı onu.
Yoongi titreyen nefesini verirken küçük bir inilti kulaklarında yankılandı. Hiç vakit kaybetmeden kalın dudaklarını omeganın meme ucuna kapattı ve onu emip yalamaya başladı. Pembe bir tomurcuk gibi duran parçayı dişlerinin arasına çekip onunla oymaya başladı.

Yoongi yavaş yavaş inlemeye başlamıştı ve ince beli Namjoon'un altında kıvranıyordu.
Namjoon sonunda dilini adamın göğsünden çektiğinde onun kızarmış suratına baktı. "Eğer uslu bir omega olursan, sözümden çıkmazsan seni çok mutlu ederim. Aileni de rahat bırakarım. Bana teslim olacaksın. Sadece benim olacaksın, anladın mı?" Bir kurdun avı ile pazarlık yapması görülmüş şey değildi. Ama Yoongi yutkunarak onu onayladı. Namjoon'un ne kadar güçlü olduğunu iliklerine kadar hissediyordu.
Namjoon aldığı cevapla daha da keyiflenerek kafasını omegasının boynuna bastırdı, ve diline gelen teni aynı şekilde emmeye başladı. Beyaz ve yumuşak teni hem emiyor hem de ara ara ısırıyordu. Yeterince belirgin bir iz bıraktığında bir adım geri çekilip şaheserine baktı. Mırıldanarak "Benim." dedikten sonra morlaşmış noktaya sulu bir öpücük bıraktı.

Eli Yoongi'nin pantolonuna gitmişti ki Yoongi kendisini ondan kaçırdı. Tekrar onu tutmak istese de izin vermedi ve zevkten katılaşmış sesi ile "Üzerinde başka bir omeganın kokusu varken bana sahip olamazsın." diyerek Namjoon'u red etti. Namjoon omegasını serbest bırakırken pantolonunda ki şişkinliğe acıyarak baktı.
Gerçekten Seokjin'i dinlemeliydi.

Don't shoot me +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin