Bölüm 1, Giriş
"Kraliyet askerleri geliyor! Kraliyet askerleri geliyor!"
Var gücüyle bağıran çocuk, pazar yerinin sonundan başına doğru koşuyordu. Surların hemen dışında kalan pazar yeri, köylülerin pazarıydı. Mallar her zaman kaliteli, parlak ve güzel görünürdü. Pazar kocaman bir alanı kaplıyordu, baştan sona kadar nizami şekilde sıralanmış meyve ve sebzeler, çeşitli aletler, yemek bölümü, hayvan satımı gibi pek çok alan mevcuttu. Soylular, burjuvalar ve askeri sınıf buradan alışveriş yapmasada, oldukça büyüktü. Kraliyet askerleri ve kraliyetten bazı üyeler birkaç gün önceki gittikleri davetden dönüyorlardı. Bu abartılı coşku bunun içindi.
Kraliyet üyeleri, köylü sınıfı bir böcek gibi görüyor olmasına rağmen, köylü halk, bu abartılı tepkiyi vermekten çekinmiyordu.
Roseanne, bütün bu kargaşaya karşın dönüp bakmadı. Her zamanki gibi hasır şapkasının altından işini yapıyordu.
"Aman ne güzel, bütün işleri engelliyorlar. Bize yaptıkları muameleye karşı bu davranışlar... cidden, bu insanlar akıllanmazlar." Lisa, elindeki kiraz kasasını kayısı kasasının üzerine koyarken dişlerinin arasından konuştu. Roseanne onu gayet net duymasına ve hak vermesine karşın cevap vermedi. Nasıl olsa bu konvoy, kimseyi umursamayıp surların içine doğru ilerleyip gözden kaybolacaktı.
Elindeki bezle kasadaki elmaları teker teker siliyordu. Bu elmalarda, diğer kasalardaki meyveler gibi surların içine gidecekti, eğer beğenilmezse paralarını alamazlardı. Bu hasat için çok çalışmışlardı çünkü. Elindeki son elmayı da kasanın içine bırakırken, Lisa kasaların yanına çökmüş soluklanıyordu.
Roseanne ona doğru dönerek gülümsedi. Elini kalkması için uzatırken, kalabalığın sessizleştiğini hissetti. Lisa da kalkıp, Roseanne'nin yanında yerini alırken oldukça huzursuzdu. Bu sessizliği oluşturan konvoydu. Kraliyet üyelerinin arabaları ve yakın koruma askerleri yola devam ederken, bir grup asker pazarın ortasında bekliyordu.
Surların kapısı açılıp, arabalar gözden kaybolup kapılar yeniden kapanana kadar da sessizlik devam etti. Roseanne iyi şeylerin olmayacağını hissetti. Derince bir nefesi içine çekip, arkasına döndü ve bu rahatsız edici hissi görmezden gelmeyi tercih etti.
Herkesin yavaşça işine devam ettiğini hissetsesede, sessizlik devam ediyordu. Ta ki içlerinden biri konuşana kadar. "Güneş ülkesinin vatandaşları, hepiniz işinize dönün. Kısa bir denetleme yapacağız!" Atın üzerinden konuşan üniformalı askerin sesi, sert ve baritondu.
Bir atın toynak sesleri duyuldu sonra, diğerleride ona eşlik etti. Biraz öncekine göre daha yavaş bir ses konuştu bu sefer, "Duyduğumuza göre aranızda bazı fareler, isyana teşvik edici konuşmalar yapıyorlarmış, bu bizi endişelendirir." Sakin ses tonuna karşın, alttan gelen tehditkar tonu çok net hissetmişti Roseanne. Bu askerlerin kraliyetin en iyi askerleri olduğunu duymuştu. Üniformalarının kolunda bulunan işarete gözleri değdiğinde fark etmişti bunu. Eğer bu askerler geldiyse durum fazlasıyla ciddi demekti. Kraliyet ailesi, varlığını tehdit eden her türlü faaliyete oldukça sert bir tutum içerisindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kill the queen | Rosekook
FanfictionGökyüzüne salıncak kurdum, sonra yıldızlara dokundum parmak uçlarımda. Gün güneşten öncedir, kraliçe ise hepsinden önce. Rosékook AU Düzyazı