Bölüm 18, Gül Bahçesi

348 43 15
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.








"Efendim, istediğiniz gibi yurdun inşaası neredeyse tamamlanmak üzere. Bunlar da gerekli belgeler."

Yardımcının uzattığı kağıtları alarak dosyaya yerleştirdim. Oturduğum çalışma sandalyesinden kalkarak dosyayı rafdaki yerine koydum. 

"Başka birşey var mı?"

"Yok efendim."

"Çekilebilirsin."

Selam vererek dışarı çıktığında esneyerek odadan çıktım. Kendi aramızda düzenlenen küçük bir törenle geçtiğimiz ay hızla evlenmiştik. Buraya geldiğimden beri herşey o kadar hızlıydı ki, yorulduğumu hissediyordum.

Jungkook yakın zamanda kral olarak tahta çıkacaktı. Daha tahta çıkmadan bir sürü yükümlülükle uğraşmaya başlamıştı ve ikimiz de biran olsun rahat edememiştik.

Garipti, biz artık evliydik. 

Her ne kadar tahta çıkacak olsa da asıl yetkiler hala bendeydi ve bende kalacaktı. Şimdiden benim bakmam gereken çoğu görevi devralmış, iş yükümü oldukça azaltmıştı. Artık en azından öğleden sonraları boş vaktim oluyordu. 

Vakit öğleyi geçtiğinde nihayet çalışma odasından çıkabildim. İki yanımda hizmetliler ve askerler bana eşlik ederken büyük salona indim. Lisa pencerenin kenarında dışarıyı izlerken geldiğimi fark ederek yanıma adımladı.

"İşlerin bitti mi?"

"Evet." Diyerek onu onaylarken çekilen sandalyeye oturdum. "Bugün yapacak başka bir işim kalmadı."

"Harika! O zaman sana arka taraftaki yeni dizayn ettiğimiz gül bahçesini gösterebilirim. O kadar güzel oldu ki!"

Heyecanlı sesine gülümseyerek önüme bırakılan çorbadan bir yudum aldım. "Olur, yemekten sonra bakabiliriz."

Çorbalarımız bittiğinde yeni tabaklar önümüze konarken yaklaşarak fısıldadı, "Ee, evlilik nasıl gidiyor?"

"İşlerden başımızı kaldırabilirsek nasıl olduğunun farkına varabileceğim, ama yine de itiraf etmeliyim," Diye mırıldandım, "Sanırım güzel."

"Mutlu olmana sevindim." Lisa derin bir nefes vererek arkasına yaslandı, "Bir süredir çok endişeliydim. Bu süikast olayı, saraydaki asker sayısının arttırılması falan derken sana birşey olacak diye çok korkuyordum. Gerçi hala endişeliyim ama,"

"Lisa-" Eğilerek elini tuttuğumda yeniden konuştu.

"Biliyorum biliyorum, iyi olacaksın. İyi olacağız, öğle değil mi? Üstelik yalnız değiliz ve Jungkook seni seviyor ve koruyor. Sadece endişelenmeden edemiyorum işte."

Kill the queen | RosekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin