Jisoo, bana mutfakta zehirlenmeyeceğime emin olduğu birkaç meyve ve su buldu. Midem isyan ediyordu, gördüklerimden sonra bir lokma dahi yiyecek gücüm yoktu ama bebek için ısrar etmişti. Kaçmak için güçlü olmalıydım. Herşeyden önce bebeğimi korumalıydım ama ben de insandım. Sınırlarım ve dayanabileceklerim ne kadardı bilemiyordum.
Birkaç şeftali parçasını zar zor yutabilmiş, biraz da su içmiştim. Jisoo koridorları kontrol ettikten sonra mutfaktan çıktık. Birlikte Lisa'ya tarif ettiğim patikanın sonundaki mağaraya gitmeliydik. Jungkook ile daha önceki konuşmalarımızda böyle anlaşmıştık. Tehlikeli bir durumda kaçabilirsem oraya gidecektim ve o da beni bulmakta zorlanmayacaktı.
Diğerleri ne haldeydi bilmiyordum. Jungkook ve Namjoon gelmiş miydi? Jimin ve Hoseok iyi miydi? Saraydaki diğer çalışanların hepsi zarar mı görmüştü, Jennie neredeydi hiçbir fikrim yoktu. Herşey aniden gelişmişti. Ne ara mutfağa girdiler, ne ara yemeklere ilaç karıştırdılar anlam veremiyordum. Büyük ihtimalle hizmetlilerlin ve askerlerin yiyeceklerine karıştırılmıştı ki hepsi etkisiz hale bu şekilde getirilmişti.
Biran önce Jungkook'u bulmak istedim. Madellion buradan sağ çıkamazdı ama bıraktığı hasarın üstesinden nasıl gelinecekti bilmiyorum.
Sarayda bazen hızlı, bazen yavaş hareket ederek arka bölüme ulaştık. Ana saraydaki sesleri duymayı çok önce bırakmıştık. Jisoo'nun hançeri hala elimde sıkı bir şekilde duruyordu. O da kılıcını hala heran saldırıya uğrayabilirmişiz gibi dikkatli tutuyordu.
"Sanırım ilerideki koridoru da atlatırsak dış kapıya ulaşmış olacağız. Umarım Namjoon ve askerler gelebilmişlerdir."
Jisoo önümden ilerlemeye devam etti. Ancak beklediğimizin aksine koridorun sonunda büyük bir salon vardı.
"Lanet olsun! Yanlış gelmiş olmalıyız! Hangi koridordan dönmemiz gerekiyordu?" Jisoo endişe ile etrafına bakındı.
"Sakin ol, pencereden atlayabilir miyiz?" Dedim pencereye yaklaşarak, ancak zemin kat olmasına rağmen oldukça yüksekti. Ağzımdan kısık sesli bir küfür kaçtığında geri çekildim. Jisoo'da hızlıca pencereden bakmış ve aynı tepkiyi vermişti.
"Mümkün olan en hızlı şekilde koridordan ayrılmamız gerek." Dedi kapıya yönelirken ancak çıkamadan kılıcını kaldırarak geri çekildi.
"Buraya kadarmış hanımlar."
Tanıdık iğrenç ses kulaklarımıza ulaştığında hançerimi daha sıkı kavradım. Jisoo hızla gerileyerek önüme geçti. Madellion üstü başı kan olmuş bir şekilde arkasında bir adamla içeri girdi. Yaralandığı belliydi ama kötü bir durumda değildi.
"Ama hakkınızı vermeliyim, oldukça iyi bir kaçıştı. Yanlış koridora sapana değin. Gözüme iliştiniz."
Jisoo bu sefer oldukça yüksek sesle küfrederek konuştu, "Buradan sağ çıkamazsın Madellion, teslim ol ve geri çekil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kill the queen | Rosekook
FanfictionGökyüzüne salıncak kurdum, sonra yıldızlara dokundum parmak uçlarımda. Gün güneşten öncedir, kraliçe ise hepsinden önce. Rosékook AU Düzyazı