3 Hafta Sonra
Bu gün benim için fazlasıyla güzel bir gündü.Bir yandan mutlu bir yandan da üzgündüm.Mutlu olduğum şey küçük kardeşim Xiaojun eğitimini tamamlamış Kore'ye dönmüştü.Bir kaç saate sarayda olacağına dair ulak gelmişti.Herşeye geç kalan sevgili kardeşim düğüne de geç kalmıştı.
Benim için üzücü olan ise bir kardeşime kavuşup diğerinden ayrı kalmamdı.Çünkü bu gün Omega kardeşim Lay evleniyordu ve bu durum beni fazlasıyla üzüyordu.Kardeşim çok saf ve temiz yürekliydi.Bazen onun bu dünyadan olduğundan bile şüphe duyuyordum.Onun saflığını kullanıp incitirler diye çok korkuyordum.Ama işin iyi tarafı kardeşimin bizim isteğimiz değil de kendi isteğiyle evleniyor olmasıydı.
Bir kaç gün önce konuştuğumuzda bu evliliği gerçekten istediğini ve Kim hanedanlığının prensi Suho'dan etkilendiğini söylemişti.Bu beni fazlasıyla mutlu ediyordu lakin,yine de onu çok seviyordum ve yeni kavuşmuşken ayrılmak istemiyordum.Lakin yapabileceğim bir şey yoktu o evleniyordu ve mutluydu da.
Düğün iki hanedanlığın arasındaki bağı daha da kuvvenlendirecekti.Düğüne misafir olan başka hanedanlıklardan birbirinden değerli eşyalar yollayıp tebriklerini sunmuşlardı.Kim ve Jeon hanedanlığının arasındaki bağ artık daha da korkutmuştu başka hanedanlıkları.Bu paha biçilemez armağanlar da bu yüzdendi.Zaten güçlü olan iki hanedanlık artık iki kat güçlüydü,bu önümüzde diz çökmeleri için yeterli bir sebepti.
Düğünü izlemek için büyük terasa çıktım.Arkamdan gelip omzumda duran el babama aitti "Ee benim yakışıklı oğlum ne zaman evleniyor?" Gülümseyip "Babacığımın uygun gördüğü birisi var mı?" Diye sordum.Biliyordum ben istemeden o benimle evlenecek kişiyi seçmezdi.Bu kararı her zaman bana bırakmıştı. "Senin eşin olacaksa onu sen seçmelisin,lakin biliyorsun seçtiğin kişi kraliyetimize layık biri olmalı" işte bundan korkuyordum.Taehyung'un onlar için uygun olamayacağını biliyordum.Fakat benim için kusursuzdu işte.Tek bir eksiği bile yoktu.Onu tepeden tırnağa seviyor hatta tapıyordum .Bana bir evlat verip veremeyeceği umrumda değildi ,fakat babamın umrundaydı.Onların gözünde yeterince kusurlu olduğu yetmezmiş gibi,bir de çocuk sahibi olmazsa işim çok daha zorlaşacaktı.Ailemi napar eder ikna ederdim veya canıma kıyardım belki de.Ama onun hamile kalması bütün yüklerimi hafifletecekti. "Oğlum,tek istediğim senin mutluluğun" Derin bir nefes alıp sarıldım babama.Ona nasıl söyleyecektim.Sevdiğim ve istediğim kişinin Taehyung olduğunu,onun için Krallıktan en önemlisi Baş Alfalıktan bile vazgeçebileceğimi nasıl söylecektim bilmiyorum.Duyduğunda vereceği tepkiden bile adım gibi eminken bunu nereye kadar gizleyebilecektim.Sonunda pes edip kendisi bulacaktı bana layık gördüğü eşi.Ben ise Taehyung'umdan başka kimseyi istemiyordum.Ayıracaktı bizi ne pahasına olsa ayıracaktı biliyordum.Ondan tek bir an bile ayrılamazken belki de ömür boyu ayrılacaktık.Bunun olmaması için babamı ikna etmekten başka çarem yoktu.Zor olsa da yapacaktım.
Xiajun sonunda gelmiş.Koştur koştur giyinip o yorgunlukla düğüne katılmıştı.Onu görür görmez sıcacık bir kucaklama sundum.Düğün boyunca yanımdan hiç ayrılmamış ve Çin'de yaşadıklarını anlatmıştı bir bir. "Çin'de yaşadıklarını anlattın tamam ama hiç beğendiğin veya birlikte olduğun biri olmadı mı?" Dedim bu onu utandıracak diye tereddüt ederken hiç utanma belirtisi göstermemişti bile. "Birlikte olmak en kolayı abi.Birlikte olduğum birileri oldu elbet lakin ben,yatağımı değil kalbimi paylaşabileceğim bir omega arıyorum" Yan bir gülüşle sordum "Ee bulabildin mi bari?" Kafasını eğip iç çekti.Bir derdi olmalıydı,yoksa başını yere ne eğebilirdi. "Hey! Neyin var kardeşim? Üzgün görünüyorsun" o konuşmayınca ben konuşmaya çalıştım. "Abiciğim ciddiyim,hayatımın aşkını arıyorum ama yok,sanki Tanrı bunu benden esirgiyor gibi hissediyorum,sence haketmiyor muyum gerçek aşkı" Bu yaşında aşka bu kadar yüklenmesi doğru muydu emin değildim "Hiç olur mu küçüğüm,henüz çok gençsin,karşına daha nice omegalar nice aşklar çıkacak böyle düşünme lütfen" Başını kaldırıp beklentiyle baktı. "Ama öyleyse neden hep yalnızım?" Sanırım eğitim gördüğü yerde fazlasıyla eğitimlere yüklenmiş ve aşka vakit bulamamıştı en çok da kendine vakit ayıramamıştı.Ne yalnızlığından bahsediyordu? "Bu kadar takıntılı olma Tanrı sabredenleri en güzel şekilde ödüllerdirir der babam ,sende sabırlı ol ve bu tür meselelerde bu kadar üzülme,hasta olacaksın sonra" Aşk hasta ederdi insanı biliyordum.Bu özellikle eşini bulamayan kurtlar için geçerliydi.Fakat kardeşimin, henüz genç olmasına rağmen bu kadar karamsar olması hiç mi hiç iyi bir şey değildi.Zira onun için endişeleniyordum.En az onun kadar güzel yüzlü ve iyi kalpli bir omegaya sahip olacaktı bundan şüphem yoktu.Lakin o çoktan umutsuzluğa kapılmıştı bile.Onu bu histen kurtarmalıydım,fakat en az onun kadar bende çaresizdim bu konuda.Prens olarak,aşık olabiliyorduk fakat bu kişinin ailemize layık olması gerekiyordu.Lakin anlamadıkları bir şey vardı ki aşk senin seçtiğin kişiyle olmuyordu.O hayatına kendiliğinden geliyor ve sen farkında olmadan kapılıyordun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sound Of Him (TaeKook) TR
Fanfiction"Tanrı bütün güzellikleri ona bağışlamıştı,fakat gözlerini almıştı güzel omeganın" Kısaca; Prens Jeonguk gözleri görmeyen bir hizmetliye aşık olur.Ona kavuşmak için bakalım neler atlatacak. Prens-Alfa:Jeon Jeonguk Prens-Omega:Kim Taehyung Bu arada...