Kara Bulutlar

2.9K 246 14
                                    


Gözlerimi açtığımda henüz hava aydınlanmamıştı.Çok tuhaftı.Gözlerini açıp farklı renkler,farklı şeyler görmek tuhaf hissettiriyordu.Gözlerim biraz daha alıştığında karnımın üzerinde bir el hissettim.Bu büyük eller güzel yüzlü eşime aitti.Tanrım!Doğduğumdan beri hep şanssız olduğumu düşünürdüm.Ölene kadar o aç uyuduğum geceler devam edecek.Merak ettiğim çiçekleri,renkleri göremeden ölüp gideceğim diyordum.Ne buyuk bir boşluktu...

O çok övdükleri mor,mavi ve pembe.Acaba nasıl bir şey diyordum.Ya çiçekler? Bahsettikleri kadar güzel miydi.Kimisi en sevdiğim renk sarı diyordu.Bir başkası da papatyayı çok severim diyordu.Göremediğimi bile bile nispet yaparak söylerdi herkez yanımdan geçerken.Ölüyordum meraktan.Tanrı'ya rüyalarıma gelsinler diye her gece dua ediyordum.Zaten gözlerimi almıştı benden,hiç değilse rüyaları çok görmesin diyordum.

Dün ziyadesiyle ağlamıştım.Babaannemi görmüştüm.Benim yüzümden ne kadar da çökmüştü.Gördüğüm herkesten daha yaşlıydı.Yaşıtlarından bile fazla gösteriyordu.Çünkü Tanrı benim gibi bir belayı onun başına vermişti.Benim derdimden uyuyamadığı geceleri duyuyordum.Ben ağladığımda kahrolup daha fazla ağlıyordu.Kötü kaderime benim yerime isyan ediyordu.

Tanrım.O benim herşeyimdi ailem,arkadaşım,dostum.En önemli görmeyen gözüm,elim ayağımdı.Gece yarıları anne diye uyandığımda,kokusunu aldığım tek kişiydi.Yağmur ve gök gürültüsünden çok korkardım.Korktuğumda sarıldığım kişi de oydu.

Lakin o günler geride kalmıştı.Şimdi herşeyim tamamdı.Tek eksiğim kirazlarımdı.Onlara kavuşmanın hayalini kuruyordum.Gün geçtikçe daha da meraklanıyordum.Doğduğu zaman ikimizden birine benzeyeceklerdi.Acaba güzeller güzeli eşime mi yoksa bana mı benzeyeceklerdi?

Karnımda duran el sayesinde huzurluydum.Kötü anılar bir anda siliniveriyordu.Ona döndüğümde önce küçük burnu ile karşılaşmıştım.Saçları da gözleri gibi simsiyahtı.Dudağının altındaki küçücük noktanın ben olduğunu öğrenmiştim.Eşimin güzelliğine güzellik katıyordu.Ne zaman konuşusa dikkatim oradaydı.O noktayı gördükçe öpesim geliyordu.Acaba öpsem uyanır mıydı.Zannetmiyordum.Eşim ziyadesiyle yoruluyor ve derin derin uyuyordu.Uzanıp minik beninden öpmüştüm.

O kadar güzeldi ki saatlerce izlesem bıkmazdım.Nasıl haketmiş olabilirdim.Tanrı beni gerçekten seviyordu ki onu bana layık görmüştü.Onu görmeden önce ziyadesiyle merak ediyordum.Ama görmeye başladığımda merakıma değmişti.Biricik eşimin,bir benzeri daha olduğunu düşünmüyordum.




Aşağı indiğimizde çok fazla gürültü vardı.Yanılmıyorsam babam ve Xiaojun tartışıyordu.Neydi dertleri bilmiyordum ancak,Xiaojun'un babamı üzecek bir şey yaptığına emindim. "Abinden sonra şimdi sen mi başladın.Asla olmaz duydun mu asla" babam hararetli bir şekilde bağırıyordu "Ne dersen de!İstersen ölüm fermanımı yaz baba ! Lakin onu seviyorum.Ya ölüm ya o!" Xiaojun çok kararlıydı.Sanırım Yuta'dan bahsediyorlardı.Son zamanlarda herkes farkındaydı bu durumun ancak kimse dillendiremiyordu.Jeonguk'a korkuyla baktım kahvaltı salonuna girerken.

Ellerimi sıkıp gözleriyle sakin olmamı söyledi. "Korkuyorum neler oluyor?" Şakağımden öpüp "Bilmiyorum meleğim öğreniriz şimdi.Korkma sakın!Benimleyken hiçbirşeyden korkma!" Bana her zaman güven veriyordu.Onunlayken gerçekten bütün korkularımdan arınıyordum.Varlığı huzurumun tanımıydı.

Tam içeri girdiğimizde tartışma iyi ce harmanmıştı. "O bu saraydan gidicik.Yoksa...!!!" Xiaojun'un bağırmaktan damarları şişmişti. "O giderse bil ki oğlun da gider!" dedi.Ve bunu demesiyle babam tokatı vurmuştu.Öyle bir vurmuştu ki Xiaojun yere düşmüştü.Bu kadar güçlü biri,babasının karşısında ziyadesiyle güçsüz bir adama dönüşüyordu.Eşim derhal oraya gidip babama müdahale etti. "Ne yapıyorsun baba sakin ol! O senin oğlun!" Babamı sakinleştirmek amaçlı yerine oturtmuştu. Ben de Xiaojun'un yanına gidip ayağa kalkmasına yardımcı oldum. Ancak burnundaki-kan olduğunu tahmin ettiğim kırmızı sıvılı görünce korkmuştum.Elimdeki mendille kanını silmeye çalışınca tısmamıştı.

 Sound Of Him (TaeKook) TRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin