4. Bölüm: " Üniversitede İlk Gün "

5.1K 317 19
                                    

"Alo kızım, okulda mısın?"

O sesi duyar duymaz göz yaşlarımın arkası gelmişti, onu çok özlemiştim. Cevap vermek istedim ama sesim ağladığımı belli edecekti, onu üzmek istemiyordum.

"Geldim babacım, kapının önündeyim şuan, sesini duymak istemiştim."

"Sen ağlıyor musun Defne?". Sesimi ne kadar toparlamaya çalışsamda, çok boğuk çıkmıştı.

"Yoo, nerden çıkardın?"

"Babalar hisseder." Kendimi daha fazla tutamayıp hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. Sanki içimde bişey vardı ve bulunduğu yeri acıtıyordu. Gözyaşlarımla ondan kurtulmaya çalışıyordum. O kelime ağzımdan çıkıvermişti.

"Korkuyorum"

"Böyle yapma Defne, giderken ne konuştuk biz ,tüm hayallerin karşında şuan. Ben senin yanındayım bitanem, korkma. Sen güçlü bir kızsın, şimdi o gözlerinden akan incileri siliyorsun ve göğsünü gere gere giriyorsun o okula, millet güzellik görsün biraz." 

Evet bu adam benim tek varlığımdı. Sırtımı dayadığım çınar ağacıydı ve o hayatta olduğu sürece sırtım asla yere gelmezdi çünkü o buna izin vermezdi. Düşersem ellerimden tutar kaldırırdı beni. Ben bu adamı çok seviyordum.

Gözyaşlarımı çantamdan aldığım peçeteyle sildim. Babamın sesini duymak içimi heyecanla doldurmuştu. Bir an önce okulun bahçesine girmek için can atıyordum. Yüzümün kızarıklığı geçince kapıya doğru yürümeye başladım. Artık Armağan Üniversitesi öğrencisiydim. İçimdeki bütün korkuyu, endişeyi öldürmüştüm. Her şey güzel olacaktı. 

Okul gözüme çok büyük göründü bir anda. Resimlere bakarken bu kadarınıda düşünmemiştim doğrusu.

Bahçede gördüğüm ilk boş banka doğru yürüdüm. Yurttayken çantama acil durum çikolatası koyduğumu hatırladım. Elim çantama giderken bir yandan okuldakileri izliyordum. Bir kız grubu gözüme takıldı. Acaba okula değilde mankenlik ajansına gelmiş olabilir miydim? Bunlar kızsa ben neydim. Gerçekten çok ilgimi çektiler, fizikleriyle , uzun boyalı saçlarıyla, giydikleri kıyafetleriyle her şeyleriyle çok güzellerdi. Onların yaptığı bir makyajı bile ben yapmayı beceremezdim. Daha dikkatli bakınca orada küçük bir tartışma olduğunu farkettim. Aralarından esmer ve gerçekten en çekici olanı bağırarak ve el kol hareketi yaparak bir şeyler anlatıyordu. Kızı biraz daha süzdüm. Aralarından en güzeli oydu. Üzerindeki gri bol trend bir kazağı, ona uydurduğu dizinin daha yukarısında mini , yanları hafif fermuarlı deri eteği, ayağında son dönemlerde herkesin ayağında gördüğüm siyah topuklu, spor tarz botları ve hafif dizine çektiği gri çoraplarıyla gerçekten kendine bakanı dönüp bir daha baktıran havası vardı. Fiziği tam yerindeydi. Bu kız gibi olabilmem için artık ölene kadar yemek yememem gerekiyordu heralde ki bu hayatta yapacağım en son şey olurdu. Saçları mavi- siyah renkte boyalıydı ve boyu beline gelen düz bir kesimi vardı. Makyajı yüzünün güzelliğini gerçekten muhteşem ortaya çıkarmıştı. 

Tartışma 2 kızın onu alıp okula götürmesiyle son bulmuştu.Ben hala çevreme bakınarak çikolata yemeye devam ediyordum ki gözüme cafeteryada oturan bir kız takıldı. Etrafını umursamaz bir tavrı vardı. Ne saçları yapılıydı, nede özenle giyinmişti. Kulağında kulaklığı vardı ve pür dikkat önündeki kitabını okuyordu. 

Ben bu şekilde okuldaki bin bir çeşit insanı seyrederken, biir anda yüzümde bir kaşıntı hissettim.Evet, dakika bir gol bir. Saç telim şalımın yan tarafından çıkmış, yanağımı okşuyordu. Bu artık içeri girip lavaboyu bulmam gerektiğinin alarmıydı.

Kader Miydi Bu ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin