1.0

164 23 14
                                    

Mutfaktan gelen güzel kokular üzerine aşağı indim, annem akşam yemeği için lezzetli bir şeyler pişirmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mutfaktan gelen güzel kokular üzerine aşağı indim, annem akşam yemeği için lezzetli bir şeyler pişirmişti. Yanına gidip tavuğun üzerine dökmek için hazırladığı sosu nasıl yaptığına bakarken Niki'nin dışarıya oyun oynamak için çıktığını ve onu yemek için eve çağırmamı söylemişti. Bunun üzerine onu onaylayıp ilk önce odama çıktım, üzerime kırmızı ceketimi yanıma da telefonumu aldım ve sokağa çıktım. Etrafa bakındım ancak Niki'yi hiçbir yerde göremedim. Bir kaç gün önce de böyle ortalıktan kaybolmuştu ve sonra yeni arkadaşının evinde köpek severken bulmuştum onu. Durum bu olunca adımlarımı sokağın en sonundaki eve doğru yönlendirdim. Bahçe kapısındaki zili çaldım ve beklemeye başladım. Birkaç saniye içerisinde kapıyı Niki'nin yaşlarında bir çocuk açmıştı. Ona Niki'nin buraya uğrayıp uğramadığını sorduğumda aldığım yanıt ile bütün bedenime minik bir ürperme yayılırken teşekkür edip hızla uzaklaştım. 

Çocuğun söylediğine göre Niki yarım saat önce o ve arkadaşlarının yanına gelen liseli kızlar ile konuşmaya başlamışlar ve kızlar Niki ile birlikte uzaklaşmışlardı. Çocuk kızları tam olarak tanımadığını fakat arkadaşlarının bahsettiği üzere belalı tipler olduğunu öğrendiğini söylemişti. Durum bu olunca aklıma Yuri ve tayfasından başka hiç kimsecikler gelmiyordu. Bu düşünce bile beni beynimden vurulmuşa döndürmüştü, hiç iyiye alamet değildi. 

Her yerde olabilirlerdi ve aklıma her yeri aramaktan daha mantıklı bir seçenek gelmiyordu, koşarak ilk önce bizim sokağın her yerini karış karış gezdim, daha sonra alt sokağı, onun altındaki sokağı, yan mahalleleri, çevre evlerin arka bahçelerini... Prensimden hiçbir iz yoktu. Gözlerim yavaş yavaş dolmaya başlarken kafamda olabilecek en kötü senaryoyu kurguluyordum. Onu öldürmezlerdi, değil mi? 

Tek çare olarak eve dönmeye karar verdiğimde yüzümün ağlamaktan ve soğuktan kıpkırmızıya döndüğünden bihaber, yavaş ve suçlu adımlarla evimizin olduğu sokağa varmıştım. Eğer okulda en başında onları dinleyip o ağacın altından ayrılsaydık şuanda ailece güzel bir akşam yemeği yiyor olabilirdik. Kafam eğik bir şekilde yolda yürürken eve varmama on adım kadar az bir mesafe olduğunu fark ettim ve yavaşça kafamı kaldırdığımda onu gördüm.

Geri gelmişti, her yeri yara bere içerisindeydi. Yüzünde, tam elmacık kemiğinin olduğu bölümde dev bir kızarıklık vardı, muhtemelen sabaha kalmadan mosmor olacaktı. Dudağı patlamış, kanı orada kuruyup kalmıştı, ağlamamak için kendini çok zor tutuyormuş gibi gözüküyordu, kollarında çizikler ve kızarıklıklar vardı, bazıları neredeyse yeşile dönmüştü. Annem ise telaşla bir sağına bir de soluna bakıyordu, kimin yaptığını, neden yaptığını bağıra bağıra soruyordu. Niki'nin ise cevap verecek gücü yoktu. Annem Niki'yi içeri alırken benim geldiğimdense bir haberdi, arkalarından içeri girdim. Annem mutfakta elinde telefonda birisi ile görüşüyordu, konuşmalarından anladığım kadarı ile babamı aramış ve hastaneye yanına geleceğimizi söylemişti. Niki'nin bazı yaraları çok derindi ve dikiş atılması gerekecekmiş gibi gözüküyordu. 

OSAKA'S KILLER | Haruto Watanabe *Creepypasta*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin