0.6

252 25 37
                                    

 Gözlerimi yavaşça araladım, etrafı biraz bulanık görüyordum, bu yüzden gelen gözlerimi ovuşturma isteği ile kollarımı hareket ettirdim fakat sol kolumu hareket ettirdiğimde hissettiğim fazlalık - görebildiğim üzere bu bir serumdu- bu düşüncenin a...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 Gözlerimi yavaşça araladım, etrafı biraz bulanık görüyordum, bu yüzden gelen gözlerimi ovuşturma isteği ile kollarımı hareket ettirdim fakat sol kolumu hareket ettirdiğimde hissettiğim fazlalık - görebildiğim üzere bu bir serumdu- bu düşüncenin aklımdan uçup gitmesine sebep olmuştu. Gözlerimi kırpıştırdım ve etrafa bakmaya başladım; bulunduğum odanın bembeyaz bir tavanı, bembeyaz duvarları vardı ve üstünde uzandığım yatağın çarşafları da bir o kadar beyazdı. Odamda değildim ve alışık olarak bir çoğumuzun bildiği serumlardan yayılan B vitamini kokusu - diğer bir değişle hastane kokusu- ile bir hastanede olduğumu anlayabiliyordum ama neden hastanede olduğuma dair ise en ufak bir fikrim bile yoktu. 
Hızla oturur bir pozisyon aldım ve kolumdaki serumu bir çırpıda çıkarttım ardından da ayağa kalktım. Ani kalkışım üzerine gözlerim kararmış ve başım dönmüştü lakin geri oturmamış ve yürümeye çalışmaya devam etmiştim, eve gitmek istiyordum. Aniden başıma giren ağrı ile istemsizce elimi kafama götürmüştüm, neden bu kadar çok canım acıyordu? Sanki biri metal bir sopa ila kapama geçirmiş gibiydi. Koridordan odama doğru koşarak gelen ve telaşlı gözlerle bana bakan hemşireyi görünce adımlarımı durdurdum. Hızla kolumdan tuttu ve beni az önce kalktığım yatağa geri yatırmaya/ oturtmaya çalıştı, bir yandan da bir şeyler söylüyordu fakat çok dikkate alamamıştım -daha doğrusu başımın ağrısından odaklanamıyordum sözlerine- Ancak birden söylediği cümle ile kendime gelmiş bütün odağımı ona vermiştim.

''Dün akşam üstü çok kötü bir şekilde düşüp başınızı vurmuşsunuz, hastaneye geldiğinizde baygındınız, dün geceden beri uyuyorsunuz, biraz dinlenmeniz gerekiyor Bayan Emi.'' dedi, başımı vurduğumu söylemesi üzerine aklıma gelen görüntüler ile gözlerim dolmuştu. Hızlıca kadının yanına gittim, elinden tuttum ve gözlerimin içine bakmasını sağladım.
''Hastaneye benimle birlikte yanan bir çocuk getirildi mi?'' diye sordum.
''Erkek arkadaşınız mı?'' diye sorumu yanıtladı hemşire, duyduğum soru yüzümün kıpkırmızı kesilmesine sebep olmuştu, ne cevap vermem gerektiğini bilememiştim. O ise pişkin pişkin sırıtmaya başlamıştı doğrusu bu sırıtış sinirlenmeme sebep olmuştu, tam inkar etmek için ağzımı araladığım sırada odaya giren annem ve babam ile araladığım ağzımı hızla geri kapattım. Gelen anne ve babamı gören hemşire bizi yalnız bırakması gerektiğini düşünmüş olmalı ki hızla odadan ayrıldı, bense istemsizce yatağa geri oturmuştum. Annem uyandığımı görünce hızla yanıma gelmiş ve yüzümü avuçlarının içine almıştı, telaşla nasıl olduğumu soruyordu, bu hali istemsizce gülümsememe sebep olmuştu fakat hala Watanabe'nin iyi olup olmadığını bilmiyordum. Onu merak ediyordum.

Kısaca yaşadıklarımı anlatmaya başlayacakken odanın kapısı çalmıştı ve içeriye Bay ve Bayan Watanabe girmişti. Haruto'ya yardım ettiğim için teşekkür etmiş ve şuanda Haruto'nun şuanda ameliyatta olduğunu, yanıklarının cildine zarar verdiğini fakat iyileşeceğini söylemişlerdi. Bu yüreğime gerçekten su serpmişti, bir tık rahatlamıştım ancak her ne kadar iyileşmesi içinde olsa bıçak altına yatması beni tedirgin ediyordu.
Herkes buradayken son bir hafta içerisinde yaşananları, Kaname ve arkadaşlarının Haruto ve Seito'ya durduk yere sataştıklarını, Kaname ve arkadaşlarının daha sonra Haruto'yu tehdit ettiklerini, ayrıca gerekirse Haruto ve Seito için şahitlik yapabileceğimi de söylemiştim. Bayan Watanabe yüzündeki güzel gülümsemesi ile çok minnettar olduğunu ve Haruto hastaneden çıktıktan sonra bizi bir akşam evlerinde yemeğe davet etmek istediklerini söylemişti, bu durum istemsizce mutlu olmama sebep olmuştu ancak neden mutlu olduğumu bilmiyordum.

OSAKA'S KILLER | Haruto Watanabe *Creepypasta*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin