15. Bölüm

6.4K 141 37
                                    

        Herşeyin bittiğini düşündüğü anda başlamıştı aslında Aşk. Güney'in çaresiz, kırık nefesleri dışarı salınırken düşüne bileceği pek birşeyi yoktu. Susmak için çok erkendi belki ama konuşmak hiç içinden de gelmiyordu. Sözler zaten bir gün unutuluyordu. Belki de tam olarak bu sebepten sustu. 

    Demir bu sessizlikten hiç hoşlanmadı.  Yine bir şarkı duymak istedi kulakları.  Sözleri aşk dolu olsun istedi.  Dile getirmeye cesaret edemedi.  Açıkçası aklına henüz öyle bir şarkıda gelmemişti.

   Bazı anlar vardı ki Güney tekrar tekrar başa sarıp düşündüğün de bile aynı şeyi yapıcağını bilirdi. Yine olsa yine yapardım derdi. Böyle anlardan birinde tanışmamış olsalarda, Güney yine olsa yine koşardım peşinden diyordu içten içe. O anların her birini Demir'le yaşıyordu. Eğrisi ve doğrusuyla yine aynı şeyleri yapmak istiyordu. Tek bir an hariç. Nitekim kimse mükemmel değildi. Her hatasını kabullene bilecek hoş görüye de sahip değildi. Öyle değil mi? 

   Demir istem dışı tık hareketi gibi okşadı Güney'in ürperen tenini.  Eline bıraktığı bu his neydi bilmiyordu ama Güney de garklı birşey olduğundan emindi.  İnsan parmak ucundan kalbine kadar böyle kolay işlememeliydi. 

   Uzun cümlelerle dolaylı yoldan aktarılan tüm o sevgi sözleri. Şarkı mısralarından kalplerine yerleşmişti. Mesela bir kanepe yerleşmişti odasına Demir'in, bir bardak çay eklenmişti sofraya, bir tık daha fazla gürültülü olmuştu kahkaları ve biraz daha sıcaktı artık yatak.  Kim bilir belki de tüm o şarkıların sözleri bu aşk için yazılmıştı. İnsan kaderinin önceden yazıldığı söylenmez miydi hep. Olabilirdi imkansız değildi. Belki de bunları yaşamak onların payında vardı. Demir'i sevmek ve sürüklenmek. Hayır, hayır daha çok Demir'i yaşamak.. Tam olarak böyle yazmamış mıydı bir yazar. ' Hoşlanmak ve aşık olmak arasında yaşamak.' Güney yaşıyordu ve aşıktı. 

   ' Güven' demişti Demir. Ona güvenmemek elde miydi ki. Güney zaten kendine değilde hep ona güvenmemiş miydi? Gitmek istiyordu ama kalmak istediğinin binde biri bile değildi. Bu yüzden lanet etmişti zaten. Beynini dinlemek boşa çabaydı Demir yanındayken. Kalbi onu gördüğü anda dümeni ele geçiriyordu nasılsa. Bu mucize gibiydi. Güney tüm gerginliğini sili veriyordu yavaş yavaş. Onun yanında kalbi çıpındıkça uçuşuyordu iş, aile ve sorumluluklar. Bu AŞK değil miydi. Kalbini teslim ettiğin kişinin yanında onun dışında kalanların unutulması tüm dertlerin arka fonda kalması ve kapılmak seline. Akışına bırakmak. Tüm benliğinle Ona tutunmak. 

  Ayrıca kim Demir'i terk ede bilirdi ki. Böyle birşey mümkün bile değildi. Mantık aramıyordu Güney sözlerde sadece absürttü o kadar. Tamam çok kırgındı, yorgundu, kızgındı tam beş dakika öncesinde gitmek istiyordu. Arkasına bakmadan defolup gitmek istiyordu ama aşıktı da. Aşk tüm aptallıkların başı değil miydi? Güney zaten aptal olduğunu son iki yıldır ilan ediyordu. Dile dökülmeyen sözleri her zaman gözleriyle ve hareketleriyle iletiyordu. Yoksa Demir korkuyor muydu?

    Seni bırakamam..

  Bir ihtimal gerçekten Demir korkmuş muydu? Güney nefes almakta zorlandı. Bu kez haykırışından ya da ağlamaktan değil içine yerleşen umuttan kesildi nefesi. Herşey bittiğini sandığı anda yeni bir fidan yeşermişti. Demir hiç seviyorum dememişti. Demir hiç yokluğunu yadırgamamıştı. Demir hiç onu durdurmamıştı. Evlenirken bile....

 Seni kaybetmeme izin verme!

 Kazandığının farkındaydı. Bunu hep biliyordu. Beni ittiğinde görmezden geldiğinde ya da sarıldığında da hep biliyordu. Hiç gizlememiştim ki. YİNE YAPMIŞTIK.. Yine zirveye çıkmıştık. Demir'le yaşanan her anın en uçta olduğunu en başından beri bilmeme rağmen bu kez fazla batmıştık.

Bir kaç şarkı önceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin